Siyasette vicdan çizgisi | " /> Siyasette vicdan çizgisi | "/>

En Sıcak Konular

Siyasette vicdan çizgisi

12 Ağustos 2009 10:56 tsi
Siyasette vicdan çizgisi

Erdoğan’ın dünkü konuşması, ‘demokratik açılım’ın gerekçelerini ortaya koymakla kalmadı, ‘unutulan’, ama aslında en çok ihtiyacımız olan bir kavramı da gündeme getirdi… Bundan sonra Kürt sorunu bu konuşma bir yana konul

Başbakan Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında yaptığı ve birçok milletvekilinin de gözyaşları içerisinde dinlediği konuşma, içeriği, üslubu, öne sürdüğü argümanları itibarıyla “tarihi bir konuşma” olarak adlandırılmayı hak ediyor.

Erdoğan’ın “demokratik açılım” olarak adlandırılan Kürt sorununa demokratik çözüm siyasetinin, hangi gerekçeler üzerine inşa edildiği, bu konuşmadan sonra, hiç kimse tarafından kolay kolay muğlaklaştırılamayacak.

Başbakan Erdoğan’ın altı çizilmesi gereken şu soruları, Kürt sorunu konulu tartışmalar izlenirken mutlaka akılda tutulması gereken bir öneme sahip:

“Biz artık şu soruyu soruyoruz, hem de yüksek sesle, gür sesle; eğer Türkiye enerjisini, bütçesini, kazanımlarını, bütün bunların ötesinde huzurunu, refahını, gencecik fidan gibi delikanlılarını teröre kurban etmeseydi, Türkiye son 25 yılını terörle, çatışmayla, olağanüstü hal ile faili meçhullerle, boşaltılan köylerle, üzerine ayyıldızlı bayrağımızın örtüldüğü tabut görüntüleriyle heba etmeseydi bugün nerede olurdu? Eğer sorun daha ortaya çıkarken fark edilip gerekli tedbirler alınabilseydi, eğer mesele büyümeden çözüme kavuşturulsaydı on binlerce insanımız hayatını kaybetmeden, on binlercesi yaralanmadan ve yüz binlercesi mağdur olmadan bu mesele suhuletle çözülmüş olsaydı bugün Türkiye nerede olurdu? Bu soruları çoğaltarak sormanızı istiyorum. Milletçe sormamızı istiyorum. Ne oldu, nerede yanlış yapıldı? Nerede yanlış politikalar uygulandı, nerede yanlış tavırlar sergilendi?”

Şunu vurgulamak, hatırlamak durumundayız: Bundan çok değil, 10 yıl kadar önce bu görüşleri ortaya atmak, savunmak, en hafifinden, “terör örgütüne yardım ve yataklık” suçlamasıyla kendini “içeride” bulmak demekti.

Türkiye’nin kendi sorunlarını açık seçik bir üslupla konuşma, tartışma noktasına gelmiş olması, yaşadığı değişimin, demokratikleşme noktasında kaydettiği ilerlemenin başlı başına bir kanıtı olmaktadır.

Hepimiz durup düşünmek durumundayız: Bedelini bütün Türkiye’nin çok ağır ödediği bu değişim veya ilerleme, “kötü” mü olmuştur? Meselelerimiz konuşmaya, tartışmaya korktuğumuz o yıllar mı, bugün gelmiş olduğumuz nokta mı iyidir?

Erdoğan’ın altı çizilmesi ve konu tartışılırken mutlaka akılda tutulması gereken konuşmasından bir kesit de şu:

 “Evlat acısından daha büyük acı yoktur. Allah hiç kimseye bunu yaşatmasın. Hiç kimsenin ocağına bu acıyı düşürmesin. Son 25 yılda Türkiye’nin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde nice annelerin, çalan her telefonda yürekleri ağzına gelmiştir. Elleri telefona uzanırken, hasret gidermekle şahadet haberini almak arasındaki derin uçurumda kalmıştır. Bunu gittim bir evde yaşadım. “Oğlum dün beni aradı. ‘Anne biz şu anda bir yola çıktık, gidiyoruz. Dua et, ama şahadeti de özlüyorum’ dedi. 24 saat sonra oğlumun haberini aldım...” diye anlattı. Tabii, göğsündeki cebinden çıkmış olan emanetleri, bana gösterdiklerinde de benim dünyam sarsıldı. Hangi annenin yüreği dayanır buna? Hangi annenin kalbi bu açıyı taşır. ‘Büyüttüm, besledim asker eyledim, gitti de gelmedi yavrum, buna ne çare...’ diyerek ağıtlar yakan bir anneyi, hangi etkileyici söz teselli edecektir. Yaklaşık 30 yıldır nice anne, telefonun başında Ağrı Dağı gibi, Munzur Dağı, Cudi Dağı gibi, Erciyes Dağı gibi, Kaçkar Dağı gibi olduğu yere yığılıp kalmış, nice babanın göz yaşları sel olup akmıştır.”

Erdoğan’ın konuşmasının belki de en etkileyici cümleleri şuydu:

“Annenin ideolojisi yoktur, annenin siyaseti yoktur, sağcılığı, solculuğu yoktur. Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat’taki anne ile Hakkari’deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır. Bu süreçten hiçbir tarafın kazançlı çıkmayacağı aşikardır. Ama kaybedenin Türkiye olduğu, kaybedenin vatanımız olduğu, kaybedenin milletimiz olduğu, ülkemizin geleceği olduğu aşikardır. Kaybedenin anneler olduğu, babalar olduğu aşikardır. Şehit anneleri, buyurun, Diyarbakır’da bir araya gelip kucaklaşabiliyor da ama birilerine bakıyorsunuz ki onlar bu buluşmadan rahatsız oluyorlar. Çok enteresan bu.”

“Demokratik açılım” projesinin, sürecinin bu gerekçeleri sağlamdır. Sadece sağlam da değil; vicdani bir anlamı da vardır.

“Vicdan”, siyasette çoktandır unutulan bir kavram idi.

Hükümetin başlattığı “demokratik açılım” süreciyle ilgili “biz yokuz” diyenler (CHP) ile tehditkar bir edayla “Yüce Divan” hatırlatması yapanlara (MHP), bu aşamada söylenmesi gereken tek şey, belki de budur: Biraz vicdan…

Ve “hamaset” ile “vicdan” arasındaki çizgi, birbirine karıştırılmayacak, gözlerden kaçırılamayacak kadar kalındır, nettir…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 932 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,001 µs