Türkiye | " /> Türkiye | "/>

En Sıcak Konular

Paylaşılamayan ülke: Türkiye

10 Ağustos 2009 09:31 tsi
Paylaşılamayan ülke: Türkiye Çok geniş bir coğrafyaya yayılan 'enerji üreten ülkeler' de, onlardan daha önemli bir konumda bulunan 'enerjiye aç ülkeler' de Türkiye'nin gönlünü hoş tutma yarışına gireceklerdir.

Fehmi Koru / Yeni Şafak

Bilenler bilmeyenlere anlatsın

Garabetin elbette farkındayım: Yıllar ve yıllar boyu Türkiye'nin başına açılan her dertten dolayı ABD'yi suçlayıp durduk, onbinlerce insanın hayatını tüketen PKK terörünün ardında da 'Amerikan parmağı' aradık bulduk; şimdilerde terörü sona erdirme yolunda çabalar sarf ediliyor, bunu da 'Amerikan planı' olarak ilân edenler çıkabiliyor...

Çok garip gerçekten...

1 Mart tezkeresinin reddinden bir yıl sonra ülkemize gelen George W. Bush'la tanıştırıldığımızda, o sırada Başbakan'ın basın danışmanı olan meslektaş, benim tavrımı 'Amerikan karşıtlığı' olarak belirten bir cümle sarf etmişti. 1 Mart tezkeresine karşı çıkmıştım ya, 'Amerikan karşıtı' sayılmam için bu kadarı yetmişti.

Niye herhangi bir ülkeye veya bir halka 'düşman' olayım ki? İnsan olsa olsa bir tavra veya politikalara karşı olur; onları eleştirir, uygulanmasını engellemeye çalışır. Ne yani, düne kadar eleştirdiğim bir ülke, eleştirdiğim politikalar yerine benim de savunageldiğim bir tavrı benimserse, bu değişikliğe aldırmaz mı görüneceğim?

Bağnazlık, fanatiklik, kör inanç olurdu bu... Her şey olabilirim de, 'kör inançlı' veya 'fanatik' denilebilecek 'bağnaz' bir tavra sahip olamam...

Üzerinde olağanüstü olumsuz etki kullanan yabancı ülkeler tehdidine maruzdu uzun yıllar ülkemiz... 'Dış güçler' de denilen dost görünümlü bazı ülkeler, Türkiye gelişmesin, kısır gündemle meşgul olsun, hatta dirlik ve birliğini kaybetsin diye çaba gösteriyordu. Birbiriyle çıkarları çatışan kimi ülkeler, o dönemde, Türkiye aleyhtarı ortak plan ve projeler yazıp uygulamaya koyabiliyordu.

Devriye görevi yaparken dağda açlık tehlikesiyle karşı karşıya teröriste azık bırakan helikopter öyküleri subay gazinolarından gazete manşetlerine sıçramıştı o dönemde. Terör örgütüne silâh ve teçhizatın dost görüntülü Batı ülkeleri tarafından sağlandığı resmi raporlara bile geçmişti. Arkasına düvel-i muazzamayı alan terörist neler yapmaz?

O dönemde, 'dış güçler', ya da 'dost görünümlü müttefik' denildiğinde akla ilk gelen ülke ABD'ydi.

Geçmişte teröre destekle suçlanan ABD bugün terörün sona ermesini istiyor, ya da öyle görünüyor. Bu kanaate ABD Büyükelçisi James Jeffrey'in söylemi veya aleni temaslarına bakarak varmış değilim; bu yolda bayağı bir gayret sarf ediyor ABD... ABD, Irak ve Türkiye yetkililerinden oluşan 'üçlü komisyon' bayağı mesafe kat etti. Washington'daki kaynaklarım, “Obama yönetimi Türkiye'nin 'terörsüz' ('terror-free') bir ülke olması arzusunda samimi” deyip duruyorlar.

ABD'yi bu topraklardan uzak tutabilmek için 1 Mart tezkeresine karşı en şiddetli muhalefet hareketinin içinde yer almış biri olmama rağmen, Türkiye'nin yolunu kesen terörist eylemlerin sona ermesi konusunda Washington'un samimi olduğuna inanıyorum. Kim ne derse desin... Kara kaşımız kara gözümüz için değil elbette... Biraz kendi çıkarları da artık öyle gerektirdiği, biraz da kendini dünya sistemine karşı doğru konuşlandırmış bugünkü Türkiye'yi gözden çıkaramadığı için, PKK terörünün bitmesini ABD de istiyor...

“Bu bir Amerikan planı” diye yeri göğü inletenlere, biraz durup, duruma bir de bu gözle bakmalarını tavsiye ederim. 2003 Mart ayında verdiğimiz 'hattı müdafaa' savaşı yüzünden Türkiye'ye karşı 'intikamcı' hisler beslediğini saklamamış bir ülkeyi en kritik konuda yanına çeken Ak Parti hükümetini tebrik etmek de şart...

Kısa süre içerisinde kaydedilen, çok büyük bir diplomatik başarıdır gerçekten...

Türkiye, kendisini sistem içerisinde konuşlandırdığı yeni yerle birlikte, hemen herkesin 'gözbebeği' gibi koruma ihtiyacı duyduğu bir ülkeye dönüştü. Aman nazar değmesin. Sadece ABD ve AB açısından değil, Rusya açısından da... Kendi enerji kaynağımız pek yok, ama dünya enerji kaynaklarının geçiş noktası oluyoruz. Çok geniş bir coğrafyaya yayılan 'enerji üreten ülkeler' de, onlardan daha önemli bir konumda bulunan 'enerjiye aç ülkeler' de Türkiye'nin gönlünü hoş tutma yarışına gireceklerdir.

Yaptığım tahlilin şu sırada en fazla tartıştığımız iki konuya ışık tutan bir yönü de var: 'Kürt sorunu' ve 'Ergenekon' konularına... Türkiye'nin kendisini konuşlandığı yerde başarılı olabilmesi için terörden arınmış ve siyasi istikrara kavuşmuş bir ülkeye dönüşmesi gerekiyor. 'Kürt sorunu süreci' ile amaçlanan terörün tehdidi altından çıkmak, 'Ergenekon' dava süreciyle beklenen ise istedikleri zaman ortalığı karıştırabilen güçlerin tasfiyesiyle ülkeyi siyasi istikrara kavuşturmaktır...

Bugünün gerçeğinin dünden farklı olduğunu hâlâ anlamayanlar var; onları da sizler aydınlatırsınız artık...



Bu haber 791 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,737 µs