tarihi sözler | " /> tarihi sözler | "/>

En Sıcak Konular

Cumhurbaşkanı'ndan tarihi sözler

10 Ağustos 2009 09:10 tsi
Cumhurbaşkanı'ndan tarihi sözler Abdullah Gül'den Kürt açılımıyla ilgili önemli açıklama geldi.

Fatih Çekirge / Hürriyet

Jargon değişti kafayı kuma gömmeyeli

Cumhurbaşkanı’nın uçağından tarihi mesajlar:
EN ÖNEMLİ MESELE “Başımızı kuma gömmeyelim. Gerçeklere bakalım. Bugün Türkiye’nin en önemli meselesi budur. Bunu bilerek hareket ediyorum. Bu olay zihnimin en önemli bölümünü işgal ediyor. Bütün çabamız çözümdür.
MUHALEFETE Şu anda tartışmalardan memnunum. Tartışmaların seyri iyi gidiyor. Bakış açılarını görüyorsunuz. Bakış açıları değişti. Muhalefetle daha önce görüştüm. Gerekirse yine görüşürüm. Çünkü bu hepimizin meselesidir.
ÜSLUP DEĞİŞTİ Bakın bugün kullanılan kelimeler geçmişe göre nasıl değişti. En önemlisi jargon değişti. Bütün bunların farkında olmak gerekiyor. Bu değişimi görmek gerekiyor.
SAYGI ESASTIR Çözüm için karşılıklı saygı çok önemlidir. Çünkü saygı sevgiyi doğurur. Daha da önemlisi şefkati doğurur. Aidiyet duygusunu pekiştirir.
Farklı kimlikler farklı kültürler karşılıklı saygıyla, sevgiyle bir arada olur.
HEPSİ ZENGİNLİĞİMİZ Bakın Ahlat’a gittik. Selçuklu bizim zenginliğimiz değil mi? Van’daki Akdamar Ermeni Kilisesi bizim zenginliğimiz değil mi? Bizans eserleri bizim değil mi? Elbette Kürt kültürü de varlıkları da bizim zenginliğimizdir...”
Gül iki yıldır cumhurbaşkanı. Birçok gezisine katıldım. Ve şimdi çok iyi biliyorum ki, cumhurbaşkanlığı döneminde en büyük enerjisini bu meseleye ayırmış durumda...
Tarih bu çabaları elbette hatırlayacaktır...
Ben öyle bir dokunuşta “sihirli bir çözüm” beklemiyorum. Ama en azından artık biliyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti en üst makamında “açıklık”, “özgürlük” ekseninde bir çözüm arayışı başlatılmıştır.

KAPIYI GÜL AÇTI
Bu bile yeterlidir. Devletin o ağır çerçevesi içinde hiçbir zaman konuşulamayan şeyler bugün konuşulmaktadır. Bu kapıyı Cumhurbaşkanı olarak Gül açmıştır...
Bu yüzden boş bırakmak zorunda kaldığım 8-C numaralı koltukta verilen mesajları önemsiyorum.
Cumhurbaşkanı eğer, “Jargon değişti” diyorsa... Türkiye önemli bir yol almaktadır.
Eğer bir de silahlar bırakılırsa...

Sıra ‘Sivil Cesaret’te gözler bu MGK’da

EĞER bir son dakika gelişmesi olmazsa, aylardır konuşulan “tarihi açılım” Ağustos’ta yapılacak MGK’da gündeme geliyor...
Bu önemli...
Önemli, çünkü devletin zirvesi “açılımın” çerçevesini çizmek için konuşmaya başlıyor.
Evet bu bir başlangıçtır.
Bugüne kadar sorunu yalnızca “terör boyutu”yla algılayan devlet, artık yeni bir boyutun kapısını açmaktadır.
Bu gelişmenin özelliği şudur:
MGK toplantısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “tarihi fırsat” diye tanımladığı ve “devletin zirvesinde hiç bu kadar uyum olmamıştı” diyerek açıkladığı durumun zirveye yansımasıdır...

OLUMSUZLAR
Uyum ise şudur:
Bugüne kadar birçok defa çözüm için arayış içine giren devlet ya askerlerin ya da başka güvenlik hassasiyetlerinin etkisiyle yeterince özgür tartışamamıştır...
Tam konuşmak için bir kapı aralandığında, şehit haberleri gelmiştir...
Son örnek MİT Müsteşarı Emre Taner’in hazırladığı ve kamuoyunda, “dağdan indirme planı” diye bilinen çalışmadır...
O dönem çalışma devletin zirvesine gelmiştir...
Başbakan Erdoğan ve Gül olaya sıcak bakmıştır. Ama dönemin Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay “olumsuz” tavır alınca proje rafa kalkmıştır...

DURUM FARKLI
Evet şimdi durum farklı...
Çünkü o dönem projeye sıcak bakan Gül şimdi cumhurbaşkanıdır... Başbakan Erdoğan açılımı destekliyor...
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ ise Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye halkı” tanımını getiriyor.
İşte “uyum” bu noktadadır. Elbette bu durum MGK üyelerinin tümüyle aynı şeyi düşündüğü anlamına gelmez.
Ama en azından ortak bir zeminde konuşma çizgisine gelindiğini gösterir.
Mesele Cumhuriyet’i oluşturan tüm unsurların farklılıklarını ifade etme özgürlüğünün ne şekilde sağlanacağı sorusundadır...

GEÇEN 30 YIL
Bu yüzyıl, ideolojilerin değil, farklı kimliklerin ön plana çıktığı ve aidiyet duygularının kuvvetlendiği bir yüzyıldır. Berlin Duvarı yıkıldığından bu yana bu böyledir. Dünya, farklı kimliklerin ayrışma gösterdiği bir dönemi yaşamaktadır.
- Peki Türkiye bu dönemi nasıl yaşayacaktır? Nasıl bir çözüm bulacaktır?
Dünyadaki bu gelişmeyi yalnızca “terör boyutu”yla algılamanın yeterli olmadığı ortadadır...
Bu tespitleri yapınca, yine birkaç yazı önce geliştirdiğim o kavrama geliyoruz...
Sivil cesaret zamanı!...
Evet, askerimiz, polisimiz kahramanlığını ve cesaretini 30 yıldır göstermiştir. Şimdi artık “sivil cesaret” zamanıdır...
Bu anlamda bu MGK toplantısını yalnızca bir “güvenlik toplantısı” ya da “askeri bir zemin” gibi görmek yanlıştır...
İşte bu nedenle diyorum ki;
- Bu MGK toplantısından sonra yapılacak yazılı açıklamanın satır araları çok önemli işaretler verecektir...

ABD bu işte nerede

GEÇTİĞİMİZ hafta ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Baykal’a bir ziyaret yaptı...
Üzerinde çok durulmadı...

ABD elçisi neden CHP’yi ziyaret eder? Jefferey “ABD’nin görüşlerini aktardım” diyor... Ardından Baykal partisinin grup toplantısında bir konuşma yapıyor ve özetle diyor ki:
“ABD çekilirken ardında istikrarlı bir Irak bırakmak istiyor.”
Aslında bu söz çok şeyi anlatıyor...
Sıralarsak;

*   Kürt meselesi artık yerel bir mesele değildir. Yıllardır Kuzey Irak diye bir gerçek vardır. Ve Irak’taki güvenlik zafiyeti ABD için önemlidir.
*   Türkiye Kuzey Irak’taki PKK varlığı nedeniyle o bölgeye müdahil olmaktadır.
*   Bu da bölgedeki istikrarı olumsuz etkilemektedir.
*   Bu nedenle PKK’nın silahı bırakması gerekmektedir.
*   Bu da bir projeyle ya açılımla mümkündür...
*   Ancak Türkiye’nin bu açılımı yapabilmesi için yalnızca hükümetin siyasi ağırlığı yetmez. Buna bir devlet projesi ya da bir parlamento ağırlığı vermek gerekmektedir...
*   MHP ipleri kopartmıştır. Bu nedenle CHP kilit parti durumundadır. Çünkü ancak CHP gelişmenin içine katılırsa, parlamento ağırlığı oluşacaktır... Böylece hükümetin eli rahatlayacaktır.
*   Bu nedenle ABD’nin Irak’taki çıkarı ya da istikrar arayışı, Türkiye’nin geliştireceği “açılım” ya da “çözüm projesi”yle doğrudan ilgilidir...

BÜYÜK FOTOĞRAF
Evet bütün bunları alt alta sıralayınca ABD elçisinin Baykal’ı ziyaretindeki büyük fotoğraf ortaya çıkıyor... Dünya artık işte böyle bir zincirin halkaları halindedir. Hiçbir sorun kendi sınırlarınız içinde çözülemiyor... Nasıl New York borsası çökünce dünya sarsılıyor, nasıl Çin hapşırınca Brezilya nezle oluyorsa...
Ekonomide olduğu gibi diplomaside de sınırlar çoktan kalkmıştır artık...
İçinize kapanıp, “benim meselem” diyemiyorsunuz...
Diyemezsiniz. Boşuna kızmayın...



Bu haber 571 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,184 µs