bugün? | " /> bugün? | "/>

En Sıcak Konular

Dün dündür; ya bugün?

10 Ağustos 2009 08:33 tsi
Dün dündür; ya bugün? CHP TRT Şeş’e karşı çıkmıştı. Hükümetin ‘Kürt açılımına’ da karşı. DTP ile görüşülmesine bile karşı. Statükoyu zorlayan her reforma karşı (Çarşı’nın kulakları çınlasın). Ama Kürt sorunuyla ilgili ilk raporun sahibi de CHP idi. CHP

CHP ve CHP lideri Deniz Baykal’ın Kürt sorunuyla ilgili hayli “zig zaglı” bir çizgisi var.

Son olarak Baykal, hükümetin Kürt sorunuyla ilgili açılım hazırlığıyla ilgili bir süre suskun kaldıktan sonra, Bahçeli’nin açtığı yoldan ilerlemeyi tercih ettiğini ortaya koyan açıklamalar yapmaya başladı.

Önce Başbakan Erdoğan’ın DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’le yaptığı görüşmeyi eleştirdi ve neresinden bakılırsa bakılsın kantarın topuzunu kaçırarak, Erdoğan’ı “İmralı ile Kandil ile görüşmekle” suçladı. Bu suçlamayı getirirken, DTP’nin kendileriyle birlikte TBMM’de temsil edilen bir parti olduğunu unuttu (!)

Ardından, 9 Ağustos 2009 tarihinde, Milliyet’ten Fikret Bila’nın köşesinden Baykal ve CHP’nin konuyla ilgili “kırmızı çizgileri” olduğunu öğrendik. (İyibilgi/Baykal’ın kırmızı çizgileri)

Buna göre Baykal, “Egemenliğin kısmen bile olsa devredilmesi anlamına gelecek” girişimlere destek vermeyecek. Ayrıca “Milli eğitim sistemi içine etnisiteyi sokacak düzenlemelere” de destek olmayacaklarını beyan ediyor.

CHP’nin bir türlü gerçekleşmeyen Kürt açılımları
Aslında CHP, “SHP” olduğu dönemden başlayacak şekilde Kürt sorunuyla hayli ilgili bir parti idi. Aynı zamanda konuyla ilgili ilk raporu hazırlayan partilerden biri olma özelliğini taşıyor (1989). Bugünkü DTP’nin evveliyatını oluşturan HEP de, Erdal İnönü liderliğindeki SHP zamanında, SHP listelerinden meclise girmişti.

CHP ve Baykal’ın 29 Mart yerel seçimleri öncesinde, yıllar sonra ilk defa adım attığı bazı doğu ve güneydoğu illerimize gezileri esnasında aklına gelen 1989 tarihli Kürt raporunun temel önerisi şuydu: “Herkesin kimliğini özgürce yaşayacağı, anadilini özgürce öğreneceği, öğreteceği ve konuşacağı, anadilinde radyo ve televizyonla özgürce yayın yapacağı, kültürünü ve folklorunu özgürce geliştireceği ve sergileyebileceği bir ortamın oluşturulması gerekir.”

Bu sözleri, girişte alıntıladığımız Baykal’ın bugünkü “kırmızı çizgileriyle” birlikte dönüp tekrar okumanızı öneririz.

Bu kadar da değil tabii.

29 Mart yerel seçimleri sürecinde Deniz Baykal, Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin’i kapsayan geziler yaptı. Bu gezilerinde yaptığı konuşmalarda Kürt sorunuyla ilgili, basında “CHP’nin Kürt açılımı” şeklinde yorumlanan açıklamalar yaptı. “Silahların susması halinde genel affın gündeme gelebileceğini” bile söyledi…

CHP niçin dibe vurdu?
Önce 22 Temmuz 2007 seçimlerinin CHP açısından sonuçlarını hatırlayalım. CHP, Kürt kökenli vatandaşların yoğunlukta bulunduğu bölge illerinde aldığı oy oranıyla barajın altında kaldı (yüzde 8). CHP’nin 16 ilde aldığı toplam oy miktarı DTP’nin Diyarbakır’da aldığı oy miktarının altında idi.

CHP bölgeden sadece 3 milletvekili çıkarabilmişti. Onun da aşiret, ağa ilişkileri dolayısıyla olduğu çok açık. Bu tablonun, bölge insanının CHP’den, CHP’nin de onlardan yana hiçbir umudu kalmadığının açık bir göstergesi olduğu ortada.
29 Mart seçimlerinde bir “açılım” yaparmış gibi yapıldı, ama bu, sonucu değiştirmeye yetmedi ve CHP tamamen dibe vurdu.

Genel olarak esas aldığı politikalar bir yana, bu dibe vuruşun temel nedeninin, CHP’nin hak ve özgürlükleri, demokratik reformları savunmaktan uzaklaşması olduğu, siyasi yorumcuların hemfikir oldukları bir konu. Diğer bir deyişle CHP, kendisini statükonun yılmaz savunucusu olarak misyonlandırdı. Ergenekon soruşturmasıyla ilgili tutumu, malum. Bu nedenle ortada bir “sürpriz” yok aslında...

CHP ve TRT Şeş
Yeni yılın ilk günüyle birlikte yayın hayatına başlayan TRT Şeş ile ilgili Baykal ve CHP’nin tutumu, yine hayli ilginç olmuştu.

TRT Şeş kamuoyunda genel olarak olumlu karşılanan bir adım olmuştu. Ama Baykal’ın o günlerde basında yer alan bir açıklaması vardı ve aynen şöyle idi:

“Devletin kurumlarının ‘etnik çabaya destek’ olması yanlıştır. Proje Türkiye’nin ‘temel devlet anlayışına’ terstir. ‘Herkes kendi anadilinde yayın yapabilir, bu kendi haklarıdır. Ama devletin parasının, kaynaklarının, 70 milyonun parasının sadece bir kesim vatandaşlarımızın etnik talepleri doğrultusunda harcanması doğru değildir. Yanlış bir istikamete gidiliyor. Bunlar ne yaptıklarını ya biliyorlar ve çok tehlikeli iş yapıyorlar ya da ne yaptıklarını bilmiyorlar.”

CHP 1989’da “anadilde yayın hakkı” vaat etmişti. 1995 ve 1999’da “revize” ettikleri raporlarında yer alan en önemli unsur, yine, “anadilde yayın hakkı” idi.

AK Parti hükümetinin hazırlıklarını yürüttüğü “açılım” paketinin en önemli unsuru da bundan başka bir şey değil. Yani TRT Şeş ile bir nevi provası yapılan “anadilde yayın hakkı” adımı atılmaya hazırlanılıyor. Bu çerçevede isteyen televizyon kanalları 24 saat Kürtçe yayın yapabilecek.

Süleyman Demirel’in “dün dündür bugün bugündür” düsturu, anlaşılan, şimdilerde Baykal’ın elinde can çekişiyor.

Ama bir de asıl açmaz var ve o da şu: “Devletin kaynaklarının bir kesim vatandaşlarımızın etnik talepleri doğrultusunda harcanması doğru değildir” diyen CHP ve Baykal’a acaba Kürtler dönüp sormaz mı: Kürt kökenli yurttaşlarımızın bugüne kadar ödediği vergiler “hangi etnik kesimdeki” vatandaşlar için harcanmıştı? Peki Aleviler dönüp sormaz mı: Diyanet’e ayrılan devasa bütçe içerisinde Alevi yurttaşların ödediği vergiler “para” yerine geçmiyor mu?

CHP, “dün dündür…” yaklaşımını esas aldığı müddetçe, öyle görünüyor ki, bugün dediğini yarın yadsıyan pratikler sergilemekten kolay kolay kurtulamayacak…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 654 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,485 µs