açılım metodu! | " /> açılım metodu! | "/>

En Sıcak Konular

Osmanlı'nın açılım metodu!

9 Ağustos 2009 12:00 tsi
Osmanlı'nın açılım metodu! "Türkiye değişim sancısı yaşıyor.. Ancak bu bugünün sorunu değil. Sancı birbuçuk asırlık"

Avni Özgürel / Radikal

Osmanlı'nın açılım metodu!

Türkiye değişim sancısı yaşıyor.. Ancak bu bugünün sorunu değil. Sancı birbuçuk asırlık. Önce tanzimatla bürokratik devlet inşa edilerek idare anlayışı denendi. 1840’ta keyfi hareket etmeleri ve halka verdikleri eziyet sebebiyle herkesin yaka silktiği mültezimlik kaldırılıp muhassıllık meclisleri kuruldu. Verginin tek elden ve adil şekilde toplanması için alınmıştı bu karar.
Merkezden atanan muhassılın başkanlığında vilayet halkından seçilecek kişilerden oluşuyordu meclisler. Ama eski alışkanlıklar nüksedince sistem işlevini yitirdi. Bunun üzerine 1849’da eyalet temelli yaklaşım benimsendi. Eyalet meclisleri kuruldu. Vali, kaymakam ve mal müdürlerinin görevleri yeniden belirlendi. Ama bu da yürümedi.

Mahalli hükümet
Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa ‘ne yapmalı’ sorusunun cevabını araştırmak için Ahmed Cevdet Paşa, Ahmed Vefik Paşa gibi ehliyetli kişileri vilayetlere gönderip onların teşhisine baktığında gördüğü ‘meselenin temelinde vasıfsız idareci tayini’nin olduğu, valilerin insiyatif kullanarak mahallinde halledebilecekleri işleri İstanbul’a havale etmek suretiyle halkı mağdur ettikleri’ydi.

Mithat Paşa’nın yıldızı işte o günlerde parladı. Niş Valisi’ydi Mithat Paşa. Yol yapımından yoksulların himayesine, çocuk suçlular için ıslahhaneler açılmasından halk arasındaki ihtilafları çözmekle görevli uzlaştırma heyetleri teşkiline kadar bir dizi başarılı işi merkeze danışmaya gerek görmeksizin yapmıştı. Ancak Fuat Paşa’nın esas ilgisini çeken Mithat Paşa’nın kurduğu ‘Mahalli Hükümet’ oldu. Başarılı bulunan bütün uygulamalar için yerel halkın ileri gelenlerinden oluşturup ‘Mahalli Hükümet’ dediği encümenin kararıyla gerçekleştirmişti paşa...

İstanbul’a anlattı
Mithat Paşa İstanbul’a çağrıldı. Mahalli hükümet uygulamasını ayrıntılarıyla anlatması istendi. Meclis-i Vükela üyelerine danışıldı ve 1864’te Vilayet Nizamnamesi’nin Niş tecrübesi ışığında yenilenmesine karar verildi.

Ancak ihtiyatı elden bırakmak istemiyordu Fuad Paşa. Onun için Niş, Vidin ve Silistre birleştirilip Tuna Vilayeti adıyla yeni bir vilayet oluşturuldu ve vali olarak Mithat Paşa atandı. İstanbul’daki müzakerelerde Mithat Paşa nizamnamenin hazırlanmasına katkıda bulunmuş ve yeni düzenlemenin meşrutiyet denemesi sayılabilecek Vilayet Meclisi’ni öngörmesini şart koşmuştu. Fuad Paşa nizamnameye bu meclisin dahil edilmesini kabul ederken ‘Birkaç sene deneyip sonucu görelim, memnun kalırsak nizamnameyi diğer vilayetlere teşmil ederiz’ demişti. Mithat Paşa yeni vilayetin merkezi Rusçuk’a gelince ilk yaptığı iş meclis seçimi oldu.
Düzenleme ve sonuçlarıyla ilgili olarak 5 Ekim 1867’de Meclis-i Vala tarafından Padişah’ı bilgilendirmek amacıyla hazırlanan mazbatada ülkenin sürüklendiği karışıklık, ayyuka çıkan yolsuzluk tablosu ve içine düşülen olumsuz durum anlatıldıktan sonra Tanzimatla bir miktar ilerleme kayd edildiği Vilayet Nizamnamesi’nin bu sürecin devamı niteliğinde görülmesi gerektiği ifade edilmekteydi. Anadolu ve Rumeli’nin on iki vilayete ayrıldığı kaydedilen mazbataya göre ilk uygulama Tuna’da başlatılmakla birlikte, zaman içinde yeni idare anlayışına uygun nizamname sırasıyla Bosna, Edirne, Halep, Suriye, Trablusgarb ve Erzurum vilayetlerine teşmil edilecekti.

Meşrutiyet yolu
Sonuçta bu sürecin başarılı netice verdiği görüldü ve meşrutiyete giden yol açıldı..
18 Mart 1877’de çalışmalarına başlayan ilk Meclis-i Mebusan’ın üyeleri, vilayet, liva ve kazaların idare meclisleri üyeleri arasından seçildi.

İlk seçimde adaylık için 25 yaştan gün almış olmak, az da olsa emlak sahibi olmak şartı konmuştu. Tunus, Mısır, Romanya, Sırbistan Karadağ, Sisam, Umman ve Necid dışında her vilayet belirlenen sayıda mebus seçerek İstanbul’a gönderdi. 69 üyesi Müslüman, 46 üyesi gayrimüslim olmak üzere 115 üyeden oluşan ilk Meclis-i Mebusan’ın başlıca özelliği, imparatorluk içine yayılmış Türk, Arap, Kürt, Laz, Ulah, Arnavut, Boşnak, Rum, Ermeni, Bulgar, Yahudi v.b. çeşitli etnik gruplara mensup üyelerden müteşekkil olmasıydı. 18 Mart’ta açılan meclis 28 Haziran 1877’de tatile girdi.
Dönemin gazetelerinde seçimlerin vilayetlerde halkın coşkun katılımıyla yapıldığı, milletvekillerinin İstanbul’a büyük merasimlerle uğurlandığının yer aldığını da kaydedeyim...



Bu haber 875 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,643 µs