Kürt sorunu için önce Ergenekon

8 Ağustos 2009 09:32 tsi
'Türkiye’nin seçilmiş başbakanını ortadan kaldırmak için PKK ile işbirliği yapmayı düşünebilecek insanların varlığı bizi şaşırtmıyor. Ne acı'

İbrahim Kiras / Star

Kürt sorunu Ergenekon’la çözülecek

Sessiz sedasız çok önemli gelişmeler oluyor. Ama nedense yeterince heyecanlandırmıyor bizi. İçinde yaşadıkları suyun farkında olmayan balıklar gibi bazen şahitlik ettiğimiz hadiselerin önemini ilk anda kavrayamıyoruz. Mesela dün Rusya ile imzalanan enerji nakil hatları anlaşması jeopolitik anlamıyla Türkiye’yi “önemli ülkeler” liginden “devler” ligine taşıyacak bir adım.

Ne var ki bugünlerde iki konu üzerinde o kadar odaklanmış durumdayız ki başka bir şeyi görecek halimiz yok. Ergenekon ve Kürt meselesine odaklanmış olmamız yersiz de değil. Çünkü her iki mesele de Türkiye’nin bir devlet olarak varlığını sürdürmesiyle ilgili.

Biri Türkiye’nin demokratik düzenini tehdit ediyor, diğeri milli birliğini.

Türkiye etnik ayrışma tehlikesi

nin üstesinden gelemediği takdirde demokratik bir düzeni sürdürmesi zor. Aynı şekilde demokratik düzeni ayakta tutamadığı takdirde milli birliğini devam ettirmesi tehlikeli hale gelecek.
Demek ki ilk bakışta birbirinden çok farklı gibi görünen bu iki meselenin aslında birbiriyle de ilgisi var.

Buradan bakıldığında, her iki belayı da Türkiye’nin başına saranların belirli bir merkezde buluşuyor olmaları insana fazla ütopik bir senaryo gibi görünmüyor.

***

Bugünlerde Ergenekon diye tabir edilen yapılanma içinde yer alan zevatın aynı zamanda devlete karşı savaş açmış olan illegal örgütlenmelerle ve özellikle PKK yönetimiyle irtibatlı olduğuna ilişkin iddia ve kuşkular ilk olarak 28 Şubat sürecinde dile getirilmeye başlanmıştı.

PKK’nın ortaya çıkıp hızla gelişmesi hep bir kuşku odağıydı zaten. Ergenekon dolayısıyla ortaya çıkan tablo bu konuda da aydınlatıcı oldu. Artık PKK’nın devletin kimi birimleri tarafından özel bir amaçla kurdurulduğuna ve Öcalan’ın süreç boyunca kullanılmış olduğuna dair kesin bir kanaat oluşmuş durumda. Şimdi, PKK’nın varlığına ve yaptığı eylemlere neden dolayı ihtiyaç duyulduğu ve ilişkilerin kurumsal mı yoksa kişisel mi yürütüldüğü soruları tartışılıyor.

28 Şubat demişken... bu lağımın 28 Şubat sürecinde patlamış olması tesadüf değil. O dönemde en az bugünkü Ergenekoncular kadar gözünü hırs bürümüş adamlar çıkmıştı siyaset sahnesine. Dolayısıyla Öcalan’a o günlerde “Biz Çiller’i öldürelim, sen üstlen” diye bir teklifte bulunmuş olmaları bana hiç şaşırtıcı gelmedi. Zaten

Öcalan bunu bugün söylüyor, yani siyasi dengelere etkisinin düşünülemeyeceği bir günde.
***

Türkiye’nin seçilmiş başbakanını ortadan kaldırmak için PKK ile işbirliği yapmayı düşünebilecek insanların varlığı bizi şaşırtmıyor. Ne acı.

***

Bu tablo Kürt meselesinde en azından çözümün bir boyutunun Ergenekon davasının akıbetine endeksli olduğunu gösteriyor. Çözümün sürekli ertelenmesine ve Kürt meselesinin kangren hale getirilmesine yol açan mekanizmanın tesirsiz hale getirilmesi gerekiyor çünkü. Bu mekanizma aynı zamanda sivil siyasetin iktidar alanını sınırlamak amacıyla da işlev görüyor. Dolayısıyla hem Ergenekon için hem de Kürt sorunu için ortak bir çözüm yolu var, diyebiliriz. Bu da demektir ki iki mesele beraberce çözülecek.

Bu haber 547 defa okundu.