En Sıcak Konular

Rekabetin vazgeçilmez parçası: Türkiye

7 Ağustos 2009 08:19 tsi
Rekabetin vazgeçilmez parçası: Türkiye Putin'in ziyaretini nasıl değerlendirmeli?

Beril Dedeoğlu / Star

Putin’in ziyareti

Rusya’da bir sonraki dönem yeniden devlet başkanı olabilmek için şimdilik başbakanlıkla idare ettiği ileri sürülen, ancak etkinliğinden bir şey kaybetmeyen “yeni Rusya” siyasetinin mimarı Putin, Türkiye’yi ziyaret ediyor.
Ziyaretin ana gündem maddesi “enerji” gibi gözüküyor. Bir yanda Rusya, Orta Asya ve Ortadoğu’nun bazı ülkelerinden gelip “Batı”ya taşınan ve taşınacak olan hatlar, bir yanda doğalgaz fiyatları ve ödeme biçimleri, bir yandan da nükleer enerji yatırımları bulunuyor. Ziyarette bulunan ekibin niteliğine bakılırsa, iki ülke arasındaki diğer ekonomik ve ticari konular da ele alınıyor.

İster enerji ister diğer ekonomi konuları ele alınsın, Rusya ile Türkiye’nin hemen her ilişkisinin “stratejik” bir içeriğe dayandığı söylenebilir. Bu iki ülkenin karşılıklı ilişkileri, “Doğu-Batı” güç dengesi bakımından son derece önemli. Rusya’nın eski Sovyetler Birliği coğrafyasında hala güç ve etki mücadelesi verdiği, Ortadoğu ve Afrika’da rol oynamaya çalıştığı, Hindistan-Çin dengesinin dengeleyicisi olmayı sürdürdüğü ve tüm bu faaliyetleri sırasında da ABD ile askeri rekabet sürdürdüğü hatırlatılmalı. Bu çerçevede Rusya’nın yitirdiği Balkanlar etkisini, Akdeniz’e doğru Türkiye-Suriye çizgisiyle ancak bu kez farklı yöntemlerle sürdürmek istediği ileri sürülebilir.

Ortadoğu-Orta Asya açılımı bakımından İran Rusya için ne kadar yaşamsalsa, Akdeniz ve orada karşılaşacağı “batılı” müttefikler ile ilişkilerinde de Türkiye o kadar kilit önemde. Kafkasya ve Karadeniz’deki rolü de düşünülecek olursa, Rusya’nın Türkiye ile gerginlik yaratacak politikaları tercih etmeyeceğini düşünmek zor olmaz. Ukrayna ya da Gürcistan politikalarından farklı olarak Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerini işbirliği kapsamında şekillendirdiği ve karşılıklı yumuşak ikna politikalarıyla yönlendirdiği söylenebilir.

Özellikle AB süreci içinde yer alan bir Türkiye’yi tercih eden ve AB olmazsa kendisini alternatif görecek Türkiye’yi de makbul görmeyen bir Rusya söz konusu. Zira Türkiye, bir yandan AB öte yandan ABD ile ilişkilerini yakınlaştırdığı ölçüde Rusya bu kesimlerle yüz-yüze gelmeden, dolaylı politika üretme imkanına sahip olabilir.   Kuzey Buz Denizi, Gürcistan ya da Karadeniz’de ABD ile askeri, eski Doğu Avrupa ülkeleri-yeni AB üyesi devletlerle ekonomik ve stratejik olarak yüz yüze gelinen her noktada, büyük kriz çıkma ihtimalleri bulunduğu defalarca kanıtlanmış durumda. Dolayısıyla Türkiye, Rusya’nın dış ilişkilerinde tatlı-sert rekabet dengesi sürdürebilmesi bakımından önemli bir ortak ve tam da bu nedenle iki ülke arasında hiç olmadığı kadar yakın ilişkiler bulunuyor.

Türkiye açısından da benzer bir durum söz konusu. Orta Asya ve Kafkasya’da “Rusya’ya rağmen var olamayacağını bilen Türkiye, ancak bu ülkeyle iyi ilişkileri bulunur ise hareket kabiliyeti kazanacağını öğrendi. AB’ye üyelik sürecinde Rusya ile ilişkilerini bazen bir tür tehdit bazen de bir hediye olarak sunan Türkiye, esas olarak ABD ile ilişkilerini belirli bir samimiyet sınırında tutma konusunda Rusya’dan yararlanmakta. ABD, stratejik taleplerinde biraz ileri gittiğinde Türkiye Rusya’nın vereceği tepkiye ve göreceği zarara işaret ederek pazarlık gücünü korurken, ABD ilgisi azaldığında yine Rusya’yı, özellikle Kafkaslardaki varlığını göstererek ilgiyi üzerine çekebilmekte.

Bu karşılıklı yararlanma hali olumlu bir döneme işaret ediyor. Bununla birlikte, iki devlet arasındaki ikili ilişkilerin kendilerinden çok her birinin diğer ülkelerle sürdürdüğü gerginliklere bağlı olduğu ve “Rusya ile yakınlaşmanın Ayı’yla yatağa girmek” gibi olabileceği hatırlatılmalı.



Bu haber 827 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,380 µs