Yolun yarısı: Ortam ve psikoloji...

5 Ağustos 2009 12:32 tsi
Ertuğrul Özkök Bakan Atalay’ın düzenlediği “Kürt Çalıştayına” katılmadı, ama Atalay ile bir öğlen yemeğinde buluştu. Bizi ilgilendiren nerede ne yiyip içtikleri değil; ama ne konuştukları. Özkök’ün izlenimlerini “çözdük”

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün Kürt sorununda “açılım” politikasını desteklediği biliniyor.

Ama, Özkök’ün İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın düzenlediği ve 12 gazetecinin katıldığı Polis Akademisi’ndeki “çalıştaya” katılmaması dikkat çekmişti.

Özkök, bugünkü yazısında bu duruma açıklık getiriyor. Dahası, Enis Berberoğlu ile birlikte Atalay ile bir öğlen yemeği yediğini aktarıyor, böylece “13. gazeteci” olduğunu söyleyerek.

Özkök Ankara Riksos Otel’de yedikleri yemeği ve yeni açılan otel hakkındaki düşünce ve izlenimlerini yazmış uzun uzun.

Bilinen bir halk deyişidir; “yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat” denir. Bize de ne otelin ihtişamı, ne de neler yedikleri lazım. Neyse ki Özkök, bakan Atalay’la yedikleri yemekle ilgili “diğer” izlenimlerini de anlatmış, “Bir öğle yemeğinden izlenimler” başlıklı yazısında.

Biz de onları bulup çıkardık, önemi nedeniyle.

-Özkök “Kürt çalıştayına” başka bir randevusu olduğu için katılamamış. Ama hem “açılım” politikasını desteklediğini söylüyor, hem de hükümetin davetine icabet etmiyor demesinler diye, gazetesinin Ankara Temsilcisi Berberoğlu ile beraber Bakan Atalay ile bir öğlen yemeğinde buluşuyor. Ne de olsa kendisi, çok satan bir gazetenin genel yayın yönetmeni…

-Özkök, “Atalay’ı yaptığı işe çok inanmış gördüm” diyor. Bu arada davet edilen gazeteciler listesinin “özel” bir liste olmadığını, aslında daha geniş bir liste hazırlandığını, ama birçok gazetecinin de tatilde oldukları için davete katılamadıklarını öğrenmiş oluyoruz.

-Söz konusu “çalıştay”ın Polis Akademisi’nde yapılmasının nedeni ise, Bakan Atalay’ın ağzından şöyle: “Orası eğitim veren bir kurum. Başına getirdiğimiz kişi, bir manada oranın rektörü. Üniversite kökenli bir arkadaşımız”.

-Atalay, “üstlendiği işi”, mümkün olduğunca geniş bir temele yaymaya çalışıyor. Bunun için önümüzdeki günlerde bir dizi başka görüşmeler daha yapacak. Örneğin TÜSİAD’ı, TOBB’u dinleyecek. Hatırlanacağı üzere “açılım” tartışmaları esnasında Özkö, TÜSİAD’ı işaret eden yazılar yazmıştı. Aynı günlerde DTP’den de TÜSİAD’ı “önemsediklerini” beyan eden açıklamalar gelmiş, nitekim DTP yöneticileri ile TÜSİAD mecliste bir görüşme yapmışlardı.

Bakan Atalay, Yaşar Kemal’in Radikal gazetesindeki söyleşisini izlediğini de belirtmiş Özkök’e. Atalay’ın “dinleyeceğiz” dediği isimler arasında Yaşar Kemal de bulunuyor.

-Bakan Atalay, çalışmalarıyla ilgili MGK’da temsil edilen bakanlara da bilgi vermiş. Ayrıca bu çalışmalarla ilgili hazırladığı bir raporu MGK’ya sunacakmış; bu da Özkök’ün izlenimleri arasında yer alan bir bilgi…

-Yeni kurulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, TOBB’un binasına taşınacakmış. Özkök’ün pek üzerinde durmadığı bu husus, önemli. “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı”, öteden beri istihbarat birimleri arasında bir türlü kurulamadığından yakınılan “koordinasyonun” oluşturulması bakımından, çok hayati bir rol oynama iddiasıyla çalışacak… Bu nedenle bu müsteşarlığa şimdiden bir “mim” koyun deriz…

-Bir önemli “izlenim” de şu: “Açılımın bir ayağını da Güneydoğu’da konuşulacak kişilerin belirlenmesi oluşturacak. Bu konuda Mehdi Eker’den gelecek listeyi bekliyor.”

Özkök, Bakan Atalay’ın bu konuda hayli “ketum” olduğunu belirtiyor. Özkök de kendisiyle beraber sayısı 13’e ulaşan gazetecilere gönderme yaparak “12 Kürt haini” aranıyor diyor. Kuşkusuz “hain” diyerek Özkök, “şaka” yapıyor. Ama Bakan Eker’in hazırlayacağı bu listede sayısı 12’den fazla ve çok sürpriz isimler olacağını şimdiden söylemiş olalım…

-Önemli ama “yeni” olmayan hususlardan biri de Mahmur Kampı il ilgili. Mahmur’un boşaltılması ve boşaltılan kampa silahsızlandırılan PKK’lıların yerleştirilmesi üzerinde çalışmaların sürdüğü anlaşılıyor.

-Özkök’ün değindiği hususlardan belki de en önemlisi, “ortam psikolojisi” ile ilgili. Bu konuda çok ciddi bir mesafe alındığını vurgulamak gerek. Çok uzağa gitmeye gerek yok; geçen yıl bu zamanlar ile bu yılki “ortam psikolojisi” kıyaslandığında, alınan mesafenin önemi daha iyi anlaşılır…

“Ortam” ve “psikoloji” deyip geçmemek gerek. Söz konusu olan “Kürt sorunu” olunca, diyebiliriz ki, sorunun çözümü, yarı yarıya “ortam” ve “psikoloji” ile ilgilidir.

Başbakan Erdoğan ile Ahmet Türk’ün buluşmasının önemi, biraz da bu kapsamda anlaşılması gereken bir husustur…

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 919 defa okundu.