Büyük Türkiye Atılımı ve 4 önemli nokta | " /> Büyük Türkiye Atılımı ve 4 önemli nokta | "/>

En Sıcak Konular

Büyük Türkiye Atılımı ve 4 önemli nokta

3 Ağustos 2009 09:19 tsi
Büyük Türkiye Atılımı  ve 4 önemli nokta Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, açılım yerine atılım denmesi gerektiğini savunarak, 'yalnızca Türkiye Atılımı değil, Büyük Türkiye Atılımı olarak önerimi genişletiyorum' dedi ve ön plana alması gereken bazı hususlara dikkat çekti.

Deniz Ülke Arıboğan / Akşam

Büyük Türkiye Atılımı
Hafta sonu yapılan Kürt Çalıştayı'nın temel konularından bir tanesi de sürecin nasıl kavramsallaştırılacağıydı. Kürt açılımı olarak adlandırılan bu yeni politik projenin, daha başlangıç noktasında, ismi nedeniyle bazı eleştirilere hedef olduğu bilinen bir gerçekti. Amacın ne kadar önemli ve kutsal olduğu, üzerine giydirilen kavram elbisesi nedeniyle görünmez hale geliyordu. Ben de Çalıştay'daki sözlerime açılım değil, atılım önerisiyle başladım. Hatta yalnızca Türkiye Atılımı değil, Büyük Türkiye Atılımı olarak önerimi genişletiyorum.

Bu konu neden mi önemli? Anlatayım.

Birkaç senedir Bahçeşehir Üniversitesi Uluslar arası Çalışma Grubu olarak, Vamık Volkan ve Lord John Alderdice ile aynı çalışma grubunu paylaşıyorum. Grubumuz çoğunlukla psikolog ve psikiyatrlardan oluşuyor. Ancak politik psikoloji tartışıyoruz; yani dünyadaki siyasal çatışmaların psikolojik ve toplumsal yansımalarını inceliyoruz. Barış süreçlerinde toplumsal psikolojiyi yönetmenin önemine değiniyoruz. Bu çerçevede Büyük Türkiye Atılımı'nda da ön plana almamız gereken bazı hususlar var.

1- Sürecin bir mağlubiyet-galibiyet ya da zafer-hezimet ilişkisi olarak algılanması büyük bir hata olur. Üretilecek proje tüm Türkiye'nin ortak geleceğine yönelik, hepimizi eşit ölçüde gururlandıran, onurumuzu yücelten bir çerçevede sunulmalı. Kavramlar, üst ideolojiler, tek bir gruba yönelik olduğu müddetçe, diğerleri tarafından reddedileceği için birlikte büyümenin yolu aranmalı.

2- Sürece muhalifler de dahil, tüm taraflar mutlaka katkıda bulunmalı. Diyalog ve görüşme her şeyin başı. En radikallerin bile, sonuçta iyi şeyler olacağına inanmaları halinde pozisyon değiştirmeleri mümkün. Bu açıdan içinde MHP ve DTP'nin olmadığı hiçbir çözüm, sağlam bir zemine oturamaz. Her birimizin ulus tarifi farklılaşabilir ama birlikte bir 'devlet' tahayyül edebiliriz. Nasıl bir devlette yaşamak istiyoruz? Ne yaparsak ne gibi riskler ve fırsatlar doğar? Hangi fırsatlar için ne tür riskleri göz alabiliriz? Bu riski göze almazsak sonra nasıl bir riskle karşılaşırız? Alternatif çözüm önerisi nedir? Tüm bu konuları bir arada tartışmak gerekiyor.

3- Çözüm her zaman görünen sorunla ilintili olmayabilir. Sorarım size, 11 Eylül 1980 gününe kadar binlerce insanını sol-sağ çatışmasında yitiren bir ülkenin insanlarının hangi sorunu çözüme kavuşmuş da 1 günde çatışma bitmiştir? 12 Eylül'den sonra sol ya da sağ gruplara yönelik, ceza vermenin dışında, ne gibi bir çözüm girişimi olmuştur? Ya da bir başka açıdan soralım, 12 Eylül günü Türkiye'nin rotası nereye oturmuştur? İthal ikameci politikalardan açık ekonomiye geçişle, sağ-sol kavgasına çözüm bulmanın ne alakası vardır? Yoksa tek gerçek Türkiye'nin dünya sistemi içinde yeniden konumlandırılmış olması mıdır? Öyledir. Bugün de esas çözüm Türkiye'nin, yeni bir formatla daha güçlü daha etkin bir emperyal güç olarak sistemde konumlandırılmasıdır. Tarihi fırsatı sağlayan şey, uluslar arası sistemde doğan boşluktur. Türkiye yalnızca kendi Kürtleriyle değil, tüm Kürtlerle ilişkisini yeniden tanzim etmek durumundadır. Sorun ya çözülecek, ya çözülecektir; hepimiz için.

4- Yalnızca demokratikleşme paketi ile sorunun çözüleceğine inanmak, entelektüel hassasiyettir. Her şeyi askeri çözümün içerisine hapsetmekten daha gelişkin bir düşünce pratiği olduğu da söylenemez. Elbette demokratikleşme gereklidir ancak, bununla birlikte diğer paketlerin de gündeme getirilmesi şarttır. İletişim ve psikolojik paket, ekonomik paket, kentleşme ve Batı'ya göçe ilişkin paket, dış politika paketi, uyuşturucu trafiği ve organize suç paketi, sorunun rantiyelerine alternatif kazanç paketi, kadın paketi; eğitim paketi, PKK ve onun kadar önemli olan korucuların silahsızlandırılması paketi birlikte açılmalıdır.

Süreç iyi yönetilmezse, risk çok büyüktür. Bu fırsatı kullanamayanlar ve baltalayanlar büyük vebal altında kalacaklardır.

 



Bu haber 888 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,737 µs