Sarkozy’i yere kim uzatıyor?

28 Temmuz 2009 11:26 tsi
Doktor raporlarının ‘dili’ işin hassasiyetine uygun! Ama ‘dişi’nin hassasiyetine uygun olmayabilir. Çünkü, ‘hiper-aktif’ Sarko’nun performansı Carla Bruni’nin hoşuna gitse de, Türkiye dahil, çoğunun hoşuna g

Esasen “Versailles” çok iktidarın ayağının kaydığının yerdir ama bu sefer ki, “iktidar kaybı”, Saray’ın dışında gerçekleşti. Bilindiği üzere, Fransa Devlet Başkanı Sarkozy koşarken bayıldı. Daha doğrusu “fenalaştı”.

Çünkü ikisi arasında “tıbben” ve “diplomatiken” hayli fark var! Sarkozy genç bir lider aslında. 54 yaşında. Ancak bizden çok daha acımasız Fransız basını için bu yaş, Carla Bruni’nin beklentilerini karşılamak için çok geç!

Zira Bruni hem Sarkozy’e göre hayli genç (41).  Ama daha önemlisi “beğenisi” daha dinamik, genç görünümlü, sportif ve sportif görünümlü, Batı deyimiyle “fit” bir eş arzu ettiğinden, Fransa Başkanı’nın kendine gösterdiği ilgi (!) uzun süredir ilgi konusu.

Ama bunların hiçbiri “iyibilgi”nin konusu değil ve olamaz. Fakat bu bilgiler, kamuoyuna sunulanlar ile biraz sonra okuyacaklarınız arasındaki farkı izah için anlatıldı.

Sarkozy spor esnasında bayıldıktan hemen sonra askeri bir hastaneye kaldırıldı. Dikkat edilirse hangi ülke olursa olsun, böyle bir durumda liderler “askeri hastanelere” kaldırılır.

Çünkü bu “hal” milli güvenlikle açıktan ilgili bir konudur. Resmi açıklama şu: “Aşırı sıcakta uzun süre fiziksel efor sarfetmekten kaynaklanan, (burası önemli, bayılma-fenalaşma ayrımı yani) bilinç kaybının oluşmadığı, kısa süreli fenalaşma!”

Sarkozy artık taburcu olmuş durumda. Belki “terhis” de diyebiliriz, “askeri hastane”den dolayı! Şimdi tatile erken çıkacak! İngiliz Daily Mail durumu şöyle anlattı: “Sarkozy ‘yıkıcı’ bir çaba ile ‘cezalandırıcı’ bir diyet/spor yapmanın sonucu”.

İlginç sıfatlar! “Yıkılma ve cezalandırma”, bu tür bir spor öyküsü için garip tanımlamalar.  Peki bu “fenalaşma”nın politik ve uluslararası izdüşümü olabilir mi?

Sarkozy aslında zaten hiper-aktif bir lider. Yani hareketli, dinamik ve yüksek enerjili biri. Bunun için “fenalaşması” merak edildi. Ve ilk politik sonucu hemen kendini gösterdi.

Bilindiği gibi Fransa “nükleer silahlara sahip” bir ülke. Ve bu silahların emir/komutası Sarkozy’nin elinde.

Fransız muhaleti ve basını anında bu soruyu sordular: “Fransa’nın nükleer silahlarının kontrolü  baygınlık (burada kelime baygınlık oluyor!) geçiren bir lidere verilebilir mi?”

Nükleer ülkelerin silahlarını kontrol eden liderlerin sağlık durumuna ilişkin “kaygı” hali hiç yeni değil. ABD bu konuyu her Başkan’la birlikte sık sık tartışır zaten.

Bush döneminde bu konuda ne tür spekülasyon ve şakaların yapılabileceği tahmin edilebilir! Sarkozy için de şimdi yapılıyor.
 
Sarkozy Türkiye’de pek sevilen bir lider değil. En başta AB içinde Ankara’ya karşı tutumu yüzünden. Ama öte yandan uzun zamandır pasif görünen Paris için daha aktif ve uluslararası ilişkilerin tüm boyutlarında daha etkin bir politika yürüttüğü biliniyor.

Genel olarak AB içinde Almanya ile ilişkilerini en sağlam-sağlıklı biçimde devam ettirirken, kendisine kadar ABD ile sorunlu olan ilişkilerini de, NATO üzerinden sağlamlaştırdı.

Bu özet politika büyük güçlerin Paris’e olan ilgisini artırdı ve Sarkozy adımlarını daha yakından izleyemeye başladılar. Tabii herkesin ve her ülkenin Sarko’dan memnun olduğunu söylemek zor.

ABD’ye ve NATO’ya yakınlaşması örneğin Rusya’yı düşündürürken, enerji konularında Berlin üzerinden Rusya’ya yakın durması Washington’u üzüyor.

Peki Sarkozy nasıl iyileşir? Elbette en iyisi doktorları dinlemek: “İnsanların bir çoğu, yorgunluk, susuzluk ve stres yüzünden fenalaşabiliyor. Vücut ‘yere uzanınca’ yeniden dengesini buluyor!”

Fransa liderinin dengesini bulması gerekiyor. Bunun için de “doktorlar” onu yere uzatıyor!

www.iyibilgi.com

Bu haber 801 defa okundu.