Geri dönüşü olmayan hayırlı bir yol | " /> Geri dönüşü olmayan hayırlı bir yol | "/>

En Sıcak Konular

Geri dönüşü olmayan hayırlı bir yol

25 Temmuz 2009 08:38 tsi
Geri dönüşü olmayan hayırlı bir yol 'Geleneksel vesayet sistemi artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir'

Mustafa Karaalioğlu / Star

Geri dönüşü olmayan hayırlı bir yol

Büyük bir sancı yaşanıyor, büyük de bir değişimin içinden geçiyoruz. Olup biteni ‘hayal bile edilemeyecek bir değişim’ olarak tanımlarsak mübalağa etmiş olmayız. Elbette ülkenin yapısal ve sarsıcı değişim paketlerine, planlarına ihtiyacı var. Mesela yeni bir anayasa gibi... Ama şimdilerde yaşanmakta olan değişim, hacim olarak o büyüklükte olmamakla birlikte, paradigması ondan aşağı da değildir.

Geleneksel vesayet sistemi artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Her şey hala şeffaf, hala tam sivil ve hala demokrasinin bütün kanalları açık değildir ancak kimse ülkeyi bir daha askeri bürokrasinin gözünün içine bakarak idare etmek zorunda değildir. Tayyip Erdoğan siyaseti, siyaset sınıfına bu hakkı iade etmiştir. Erdoğan, siyaset sınıfına; gücünü, imtiyazını, meşruiyetini sadece halktan ve hukuktan aldığını hatırlatmıştır.

Bugün, varlığını askere adamış görünen ve mesela, ‘Asker AK Parti’nin ikinci kez iktidara gelince darbe yaptı mı? Hayır. O zaman darbe tehlikesi yok’ diyecek bir siyasi analiz düzeyini temsil eden CHP Genel Başkanı Baykal bile iktidara gelecek olsa açılan bu yoldan ilerlemeyi tercih etmek zorunda kalacaktır. Vesayet sisteminin yandaşları için siyasi istikameti ne olursa olsun başka bir iktidar da ‘eski güzel günler’in garantisi değildir artık. Çünkü, toplum siyasetle vesayet arasında anormal hiçbir ilişkiye izin vermeyecektir.

Paradigma tabanda değiştiği için siyasallaşan, demokratikleşen, demokrasiden daha fazlasını isteyen kitleler hiçbir zaman daha azına rıza da göstermeyecektir. Değişim işte budur...

Peki, bugünlerde yaşanan siyasal ve demokratik değişim neden kalıcı olacaktır?

Öncelikle, toplum değişimi tecrübe etmeye başladı, atılan adımların meyve verdiğini, demokrasinin işe yaradığını, karın doyurduğunu gördü.

Mesela, 367 krizini sandık yoluyla çözmenin zevkini yaşadığında gördü bunu. Mesela, Kıbrıs’ta politika değişikliğinin AB yolunu açtığında veya dış politikada cesur adımların Türkiye’yi dünya liginde üst seviyeye taşıdığında gördü.

Yıllarca bir bölünme ve felaket örneği olarak takdim edilmesine rağmen TRT Şeş’in yayına geçmesinin hiç de problem olmadığını görünce anladı değişimin önemini...

Toplum değişimi ve demokratik olmayı anlamakla yetinmedi, benimsedi de. Mesela, sol iktidarların bile nedense cesaret edemediği Nazım Hikmet’e vatandaşlık iadesinin aslında hiç de mesele olmadığını tecrübe ettiğinde anladı.

Her şey siyaset değil. Türkiye’de sigara yasağının böylesine başarıyla uygulanması bile toplumun demokrasiyle ilişkisinin mükemmelleştiğinin bir delilidir.

Geçelim yeniden siyasete. Kürt sorunu da artık çözülecek, başka yol yok. Çünkü, böylesine kronikleşen sorunların raf ömrü bitmiştir. Hiç şüphe olmasın, sorunun çözümüne karşı tıpkı askere sivil yargı yolunu açan düzenleme gibi müthiş bir direnç ve cansiperane bir demagoji sergilenecektir. Herkes, bugüne kadar hiç duyulmamış argümanlara hazır olmalı. Çünkü çözüm kapıya dayandı, çünkü çözüm bu kez sahici bir hal aldı; elle tutulur, gözle görülür oldu. Böyle zamanlarda tepki de artar telaş da...

Değişimin güçlü sinyalleri bunlar.

Ergenekon’un çöküşüyle birlikte devlet içinde, devlet imtiyazıyla yeni bir devlet yaratma devri kapanmıştır. Yıllarca övülen, destek gören ve hikmetinden sual olunamayan bir eylemler zinciri kırılmıştır. Zincirin parçaları da etrafa dağılmıştır. Ergenekon savcıları şimdi o parçaları bir araya getirmeye çalışıyor. Ankara’daki korsan girişimden anlaşılan da o ki birileri bütün parçaların bir araya getirilmesinden fevkalade büyük bir tedirginlik duyuyor.

Hukuk tanımazlık dün bir derin devlet refleksiydi, bugün ise değişimin varlığına dair bir sağlık işareti.

Davalar, belgeler, silahlar; komplolar, hakimler, savcılar, HSYK’lar... Aslında hiçbir şey gizli değil, hiçbir şey anlaşılmaz değil. Herkes herkesin ne bildiğini ve eğer hukuk galip gelirse ne olacağını biliyor.

Kürt sorunu bitince Ergenekon, Ergenekon bitince de Kürt sorunu bitecektir. Şimdi ikisi el ele bitişin mecburi istikametine doğru yol almaktadır.



Bu haber 643 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,126 µs