giderim' | " /> giderim' | "/>

En Sıcak Konular

'Şapkamı alır giderim'

24 Temmuz 2009 12:08 tsi
'Şapkamı alır giderim' Demirel soruyor, ‘Darbeyi yapanlara referandumda yüzde 92 oy veren bu halk değil mi?’ Bu soruya ‘bu halk’ adına cevap vermek haddimiz değil, ama hatırlatmadan edemeyeceğimiz bazı ‘Demirel’ gerçekleri var: Halep oradaysa

Aslında haberini vermiştik (bknz. İyibilgi/Benzin vardı da biz mi içtik?), ama dikkat çekmek bakımından üzerinde durmak gereken bazı hususlar var.

CHP eski Hakkari Milletvekili Esat Canan’ın, “dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e söylemiştim” dediği olay.  Malum; son günlerin gündemine damgasını vuran “12 korucu köylünün öldürülmesi” meselesi...

Olay, o dönemde görev yapan bir askerin ihbarıyla yeniden gündeme geldi ve öldürülen köylülerin gömüldüğü iddia edilen Derecik Taburu’nda arama çalışmaları başlatıldı. Yerel kaynakların iddialarına göre bölgede başka “toplu mezarlar” da var. Olayın bundan sonraki safhasına yargı el koydu.

Mesele bu: Ortaya konulan bir korkunç iddianın “gereğini” yapmak…

Oysa sayın Demirel, kendisine olayı anlatan Canan’ı “devlet adam öldürmez” diyerek göndermiş. İlgili mekanizmaları harekete geçirmeye gerek görmemiş. 1994’te meydana gelen bu olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra konu kendisine sorulduğunda ise, “ne diyecektim yani, devlet adam öldürür mü diyecektim?” diyerek ünlü laf oyunlarından birini yapıyor.

Ama bizim asıl takıldığımız husus, Demirel’in Kenan Evren ve 12 Eylül’ün yargılanması konusunda söyledikleri. Diyor ki: “12 Eylül’ün muhatabı benim. Partiler kapatıldı, birçok zorlu süreçten geçildi. Darbeyi yapanlara referandumda yüzde 92 oy veren bu halk değil mi? Şu anda kullanılan Anayasa, o dönemin anayasası değil mi? O halde ne konuşuyorsunuz? 1983’den bu yana yapılmış tüm seçimler fiyasko mu yani?”

“Demirelce cevap” diye, işte buna denir…

Süleyman Demirel’in 12 Eylül’ün birinci derecede muhataplarından olduğu bir gerçek. Tıpkı 12 Mart Muhtırası’nın birinci derecede muhatabı olduğu gibi. Darbeler karşısında Demirel’in tutumu, malum: “Şapkamı alır giderim”…

12 Eylül Anayasası’na yüzde 92 oy verildiği doğru. Aynı referandumda Kenan Evren de “cumhurbaşkanı” seçilmişti. Darbeyi gerçekleştirdiği mesai arkadaşları da Kenan Evren cumhurbaşkanı olduğu sürece, anayasal bir karşılığı olmayan “Cumurbaşkanlığı Konseyi” üyeleri olarak işbaşında kalmışlardı.

O referandumun hangi şartlarda gerçekleştiğini Demirel bilmez mi? 12 Eylül’ün muhatabı olduğunu hatırladığına göre, çok iyi bilir…

“Evet” demenin serbest, “hayır” demenin yasak olduğu bir referandumdan bahsediyoruz… “Hayır” diyenlerin tespit edildiklerinde “içeri” atıldıkları şartlardan bahsediyoruz… Ve o yüzde 92’nin büyük çoğunluğunun, “bir an önce darbeciler gitsin, sivil siyasetin önü açılsın” psikolojisiyle hareket ettikleri bir olaydan bahsediyoruz…

Bunun en büyük kanıtı da MGK onaylı 3 partiyle yapılan ilk genel seçimlerde (1983), Kenan Evren’in bütün ağırlığını koyarak oy verilmesini istediği partinin (Milliyetçi Demokrasi Partisi) dibe vurması, varolan seçenekler içerisinde “en sivil” görünümdeki partinin (Turgut Özal liderliğindeki ANAP), tek başına iktidara gelerek Evren ve arkadaşlarını şaşkınlığa uğratmasıydı.

Bu arada 1987 yılında yapılan referandumla Demirel’in de içerisinde bulunduğu siyaset yasaklılılarının yeniden siyasete dönmelerine imkan tanıyan da “bu halk” olmuştu.

Peki bunların anlamı ne, “fiyasko” mu yoksa?

Demirel’in 12 Eylül’le “hesabı”, kendisi siyasete döndükten sonra bitti. O döneme kadar “bir bilen” adıyla siyaseti uzaktan kumandayla yapıyordu.

Sonrasında “bu halk” onu tekrar başbakan da yaptı, cumhurbaşkanı da.

Peki o “bu halk” için ne yaptı?

Kendisini o makamlara oturtan “bu halk”ın iradesini kendisine her “ayar” verildiğinde arkasında bırakıp gitmekten başka? Tabii, şapkasını da alarak…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 2,038 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,091 µs