Doğan'ın kırmızı madalyası

22 Temmuz 2009 08:02 tsi
Deniz Feneri dosyalarından sonra Almanya bağlantıları nedeniyle suçlanan Aydın Doğan’a Almanya Cumhurbaşkanı’nın isteği üzerine Federal Liyakat Nişanı takdim edildi. Komplo kazanı kaynıyor: Almanya ‘Doğan’ı yedirmem diyor…

Aydın Doğan… Türkiye’nin önde gelen iş adamı… Aslına bakılırsa Aydın Doğan denince akla medya geliyor, ancak birkaç yıldır Doğan’ın tek işi bu değil. Doğan Petrol Ofisi’yle enerji işine girerken bir süre tartışmalara damgasını vuran ihalesini aldığı Hilton arazisi ile de dikkatleri çekmişti. Diğer yandan televizyon alanında yurtdışında –özellikle Doğu Avrupa’da- önemli açılımlar yaptı Doğan. Şirketleri de kendisiyle birlikte büyüdü. Bu arada Almanya’da kurduğu baskı tesisi göz kamaştırıcıydı. Almanya ile geliştirmeye başladığı üst düzey ilişkiler de… Doğan’ın baskı tesisinin açılışına Alman başbakan ve üst düzey devlet erkanı katılmıştı. Doğan’ın Merkel’le daha sonra verdiği pozlar da her zaman dikkatleri çekti.

Almanya’dan özel nişan

Açıkçası Aydın Doğan’ın Alman hükümeti ve devletiyle yakın ilişkisi anlaşılabilir olmalı. Almanya’da en çok satan Türkçe gazeteye sahip bir medya grubunun –üstelik Almanların entegrasyon politikasını destekliyorsa- Alman hükümetince taltif edilmesi oldukça doğal. Üstelik yanlış da değil. Hatta gurur verici bile denebilir. Zira Doğan grubu vasıtasıyla Almanya’daki vatandaşlarımızın entegrasyon sürecinin hızlandığı bile düşünülebilir. Bu noktada Aydın Doğan’a tüm Türkiye teşekkür etmeli.

Nitekim Türkiye değil ancak Almanya, Aydın Doğan’ı -üst düzey devlet erkanının şifahi teşekkürlerinin yanı sıra- dün Federal Liyakat Nişanı vererek onurlandırdı. Almanya Büyükelçisi Cuntz, burada yaptığı konuşmada nişanın politik, ekonomik, kültürel ve manevi alanlardaki başarıları ödüllendirmek üzere Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından verilen birinci sınıf Federal Liyakat Nişanı olduğunu belirterek, Aydın Doğan'ın da Türk kökenli Alman vatandaşlarının Alman toplumuyla uyumu ve kaynaşması yönünde yaptığı katkılardan dolayı layık görüldüğünü söyledi.

Sebep entegrasyona katkı

İneğin altında buzağı aramaya gerek yok. Nitekim nişanı Doğan’ın yakasına takan Büyükelçi Cuntz, Alman devletinin bu ödülü vermesinin ardındaki temel saiki açıklıyor. Cuntz, Doğan medyasının Almanya’daki entegrasyon sürecine yaptığı katkı nedeniyle ödül verildiğini belirtiyor. Oldukça anlaşılır bir neden.

Ama yine de komplo kazanları kaynıyor işte. Zira, Almanya ve Aydın Doğan dendiğinde akıllara Federal Nişan’dan ziyade başka şeyler geliyor. Son birkaç ayda üst üste yaşananlar ortadayken üstüne bir de “madalya” verilmesi yeni tartışmaları açacağa benziyor.

Yeni tartışmaları bir kenara bırakıp son birkaç ayda yaşanan gelişmelere bakalım.

“Doğan’ın Alman bağlantısına dikkat”

Tüm Türkiye’yi kendisine kilitleyen Ergenekon operasyonu başladıktan sonra Türkiye’de yeni bir tartışma daha çıktı: Deniz Feneri davası. Deniz Feneri davası kimilerine göre özellikle Almanya’nın Türkiye’ye karşı yaptığı bir istihbarat operasyonuydu –bu Deniz Feneri Ev.’de yolsuzluk yapılmadığı anlamına gelmiyor-. Bu iddianın temel dayanağı Doğan grubu gazetelerinin Deniz Feneri dosyalarının Türkiye’ye aktarılmasında önemli rol oynamasıydı. Bu iddia son olarak gruptan tartışmalı bir şekilde ayrılan gazeteci Yiğit Bulut tarafından ima edilmişti. Bulut, Doğan grubundaki kimi yöneticilerin “Alman bağlantısı”na özellikle dikkat çekiyordu. İşin ilginci aynı imalar Başbakan Erdoğan tarafından da dile getiriliyordu. Bu yüzden AK Parti hükümeti, özellikle Erdoğan’ın çocuklarıyla ilgili haberlerden sonra, Doğan grubuyla açıktan çatışmaya girdi. Ardından Aydın Doğan ile ilgili ardı ardına dosyalar patlamaya başladı.

Yeni dosya SPK’dan

İlk dosya: Doğan grubunun vergi usulsüzlüğü yaptığı tespit edildi, grup için 1 milyar dolara ulaşan borç çıkarıldı. Bu grubun neredeyse yok olması anlamına geliyordu. Bununla ilgili süreç devam ederken bu kez Doğan grubu ile ilgili ikinci bir dosya patladı. Sabah gazetesinin iki gündür sürdürdüğü diziye göre SPK Doğan’ın yurtdışında kurduğu şirketler üzerinden kağıt ve benzeri materyal alımı yaparak küçük ortaklarını 30 milyon dolar zarara uğrattığını tespit etmişti. Ertuğrul Özkök ve Doğan grubu bu iddiayı yalanlayarak, ellerinde takipsizlik kararı bulunduğunu açıkladı. Ancak Sabah yayın yönetmeni Erdal Şafak’ın “yanıta yanıt” yazısı Doğan grubunun üzerindeki “SPK kılıcı”nın henüz kaldırılmadığını ortaya koyuyordu. Zira anlaşılan o ki 50 bin sayfalık dosya hala rafa kaldırılmamış, şu anda savcılar tarafından inceleniyor ve 3 aya kadar savcıların bir karar varması bekleniyor.

“Almanya ‘Doğan’ı yedirmem’ diyor”

Şimdi özetleyerek gelişmeleri alt alta sıralayalım: Ergenekon sonrası gelen Deniz Feneri dosyasının Alman operasyonu olduğu ileri sürülüyor. Çeşitli kaynaklar –kimi yazarları da dahil- Doğan’ın Almanya bağlantısına dikkat çekiyor. Doğan maliye ve SPK’nın merceğine takılıyor, grubun “ipini çekmeye” yetecek usulsüzlüklere rastlanıyor. Doğan grubu hükümetin kendilerini bitirmeye çalıştığını ileri sürüyor. Hemen akabinde Almanya’dan Aydın Doğan’a Federal Nişan geliyor. Kimileri bu ödül için “Almanya, Doğan’ı korumaya alıyor” değerlendirmesi yaparsa şaşırmayın.

İyibilgi.com

Bu haber 1,764 defa okundu.