İmralı'ya kırmızı Erbil'e yeşil ışık

21 Temmuz 2009 09:18 tsi
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, yeni görevinin ardından ilk defa biraraya geldiği gazetelerin Ankara temsilcilerine Türkiye'nin Irak politikasını anlatırken, Kürt sorunun çözümünde İmralı formülüne geçit vermedi.

Okan Müderrisoğlu'nun röportajı:

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İmralı'nın çözüm sürecindeki rolüyle ilgili "Karar zemini belli. Başka zemin aranmamalı" dedi. Davutoğlu, Erbil'e konsolosluk konusunda ise olumlu.

Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, yeni görevinin ardından ilk defa biraraya geldiği gazetelerin Ankara temsilcilerine Türkiye'nin Irak politikasını anlatırken, Kürt sorunun çözümünde İmralı formülüne geçit vermedi. Davutoğlu, İmralı'nın (Öcalan) sürece dahil olup olmayacağı sorusuna karşılık, Türkiye'nin kendi iradesi ile çözüm üreteceğini belirtti ve "Karar zeminleri belli. Başka zemin aramamak lazım" dedi.

Davutoğlu'nun bu sözleri, "Ankara, 15 Ağustos'ta açılıma hazırlanan Öcalan'a resmen kapı aralamadı" yorumlarına neden oldu. Davutoğlu, özel bölüm açtığı Irak konusuna ilişkin soruları şöyle yanıtladı:

 Kürt sorununun çözümünde İmralı sürece dahil mi?
Hayır. Türkiye, kendi iradesi ile çözümlerini üretir. Türkiye'de konuların hangi zeminde görüşüleceği konusunda gelenekler, kurallar var. Bakanlar Kurulu, MGK gibi zeminler var. Başka zemin aramamak lazım!

 Irak'la, terörle mücadelede sınır ötesi sıcak takibi içerecek anlaşma söz konusu mu?
Önemli olan takibi gerektirecek şartların ortadan kaldırılması. Türkiye'nin iç ve dış güvenliğini, bölgesel barışı gözetecek kapsamlı çözüm yollarına ihtiyaç var.

 Erbil'de konsolosluk açılabilir mi?
Musul'da konsolosluk açtık, Basra'yı açıyoruz. Irak'ın tüm şehirlerinde Türkiye'nin temsilciliği olabilir. Erbil'le Basra arasında bizim için fark yok.

 ABD askerlerinin Irak'tan çekilmesi için Türkiye'den talep var mı?
Türkiye ile ABD ilişkilerini, onlar ne talep ediyor siz ne cevap veriyorsunuz bağlamından çıkarmak lazım. Ama bu konuda gelmiş bir talep yok.

KONSEY TOPLANACAK
Dışişleri Bakanı Davutoğlu Irak ile ilişkiler konusunda şu değerlendirmeyi de yaptı: "Irak, Ortadoğu'nun küçük bir modeli. 2003'ten bu yana yaşananlar içinde en önemlisi bu dönem. Irak seçimlerinde tüm grupların temsil edildiği, meşruiyetine inandığı parlamento yapısı çıkması önemli. Başbakanımızın Temmuz 2008'deki Bağdat ziyaretinde kararlaştırılan Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey ilk toplantısını bu yıl yapacak. İcraatçı tüm bakanlıklar, dolayısıyla Irak'taki tüm gruplar bu Konsey'de olacak. Güvenlik bağlamında Irak'taki tüm gruplarla samimi ilişkiler sürdüren tek ülke Türkiye. Kürt gruplarla da temaslar sürüyor. Irak'ta merkezi yönetim ile bölgesel Kürt yönetimi arasında görüş ayrılıkları var ve çıkar çatışmasına dönüşmeden çözülmesini istiyoruz.

Dış politikada ufuk turu

Davutoğlu, dış politikanın kritik alanlarında şu değerlendirmeyi yaptı:
 
Ortadoğu'da yeniden barış arayışı: ABD Başkanı Obama'nın kullandığı yeni dil Ortadoğu'da yeni bir hava yarattı. İyimser psikolojik atmosfere rağmen şu anda yürüyen süreç yok. Ama çözüm iradesi var. Çarşamba günü Başbakanımızla Halep'e gidiyoruz.
 
Kafkaslar doğal ilgi alanımız: Kafkasya'daki tüm etnik gruplarla akrabalık ilişkilerimiz var. Kafkasya'da olup da Türkiye'de karşılığı olmayan etnik grup yok. Her biri doğal ilgi alanımızda. Enerji ve güvenlik bağlamında Gürcistan olayı gösterdi ki donmuş krizler elimizde patlamaya hazır bomba gibi duruyor. Abhazya, Osetya olayında bölgesel olayların nasıl küresel krize dönüştüğünü gördük. Sıfır problem ilişkisi aşamasını geçip maksimum işbirliği aşamasına geçmek istiyoruz.
 
Erivan, Karabağ'ın alternatifi değil: Ermenistan'la ilişkilerin normalleştirilmesi ile Karabağ sorununun çözümünde milli ve bölgesel çıkar görüyoruz. Zira statüko her an risk üretebilecek durumda. Karabağ sorunu çözülerek Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin sağlam zeminde inşa edilmesinin peşindeyiz. Biri diğerinin alternatifi değil, ikisi birbirini olumlu etkileyecektir. Ermenistan'la, ilan edilen çerçevede temaslar sürüyor. Bölgesel süreç yavaşlamadı. Azerbaycan ve Ermenistan liderleri 19 yılda görülmedik biçimde son dönemde 4 kez biraraya geldi. Amacımız tarihi barışı inşa etmek.
 
Maç öncesi sınır açılır mı: Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın açılmasını parça parça düşünmemek lazım. Olumlu gelişmeler bekliyoruz. Türkiye'de bu konuda siyasi irade var.
 
Kıbrıs'ta son şans: Ada'da devam eden müzakereler çözümde son şans. Müzakereleri taktik manevra alanı olarak görmemek lazım. Stratejik barış olmalı. Rum tarafının kafasındaki barışı adım adım gerçekleştireceğini sanması süreci zora sokar.

Sincan'a sessiz kalamazdık: Sincan'daki olaylara insan hakları açısından bakıyoruz. Sessiz kalamazdık. Ama bu sesimizle Çin'le ilişkilerimiz arasında denge kurmamız lazım. Uygurlar konusunda hassasiyetimizin süreceğini biliyorlar ama Çin'le işbirliğimiz de sürecek. Çin tarafı da gerilimi sürdürmekten yana değil. Türkiye'nin, Asya'daki tüm dengeleri iyi koruyup kollaması lazım. Başbakan'ın Sincan'daki olaylar için "Adeta soykırım" sözüyle kastettiği olayın şiddetini gösteren tasvirdir. 'O derece şiddetli olaylar yaşanıyor ki' diye yapılan bir tasvir, kullanılan tabirdir.

sabah

Bu haber 600 defa okundu.