En Sıcak Konular

27 Nisan bildirisinde neredeydin?

20 Temmuz 2009 09:35 tsi
27 Nisan bildirisinde neredeydin? Baykal'ın "Erdoğan vesayeti" eleştirisine Başbakan "27 Nisan bildirisinden sonra neredeydin?" sözleriyle yanıt verdi.

Başbakan, CHP liderinin milletvekilliğine doyamadığını belirterek "Baykal sultası var" dedi.

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal'ın "Türkiye'de askeri vesayet yok, Erdoğan vesayeti var" sözüne yanıt verirken ''27 Nisan bildirisinden sonra neredeydin" diye sordu. AK Parti'nin Atatürk Spor Salonu'nda dün yapılan Ankara İl Kongresi'ne katılan Erdoğan, konuşmasına Miraç Kandili'ni kutlayarak başladı. Konuşmasının önemli bir bölümünde CHP lideri Deniz Baykal'a yüklenen Başbakan, Baykal'ın Anayasa'nın yargı bağımsızlığını ve görülmekte olan davaya müdahale edilemeyeceğini öngören 138. maddesini devamlı çiğnediğini ifade ederek, "Bu mu vesayetsiz bir ülke ve vesayetsiz bir demokrasi? Biz hep bunları yaptık'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal'a, "27 Nisan bildirisinden sonra neredeydin?'' diye soran Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde neredeydin, demokrasiye, hukuka, milli iradeye gölge düşürülmeye çalışıldığı günlerde neredeydin, nasıl bir tavır takındın, milletin yanında, milli iradenin yanında mıydınız, yoksa vesayet özlemi içinde olanların mı?" ifadelerini kullandı. '

DAHA DOYMADINIZ MI?'

CHP'nin askerlere sivil yargı yolunu açan düzenleme de dahil bugüne kadar 33 kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu yineleyen Erdoğan. "Ayıptır. Bu kadar sulu siyaset olur mu? Parlamentoda işi göremeyince ver elini Anayasa Mahkemesi'ne" dedi. Erdoğan, 7 dönem milletvekilliği yapan Baykal'a şöyle yüklendi: "Bu parlamentoda sizden başka milletvekilliği yapacak kimse yok mu? Bırakın başkaları da yapsın. Türkiye'de bir AK Parti ve Erdoğan vesayeti yok ama Türkiye'de muhalefet sorunu, CHP'de ise Deniz Baykal sultası olduğu son derece açıktır." Erdoğan, görsel medyada yer alan kimi programları da eleştirerek, "Hiç bir medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli, ona zemin hazırlamamalı. Anneler babalar, 'sadece okullarda bu işi çözerim' diye düşünmeyin. Bizim de üzerimize düşen görevler var. Eğer son zamanlarda cinayetler, katliamlar duyuyorsak, anne, baba olarak kendimizi de hesaba çekmeliyiz. Ahlaki erozyon bizi dertlendiriyor" dedi.

'Dumansız' AK Parti

Gençlik Kolları tarafından 'dumansız hava sahası'na destek için hazırlanan çıkartmalar partililer yanında Başbakan Erdoğan'ın yakasına da yapıştırıldı. Salona "Sigarayı bıraktın artık senin tiryakiniz" pankartı asıldı.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun da beyaz elbiselerinin üzerine "dumansız hava" çıkartmalarından taktıkları dikkati çekti.
Kongrede delegelere deri çanta dağıtıldı, partililere dağıtılan tişörtler kapışıldı.

2002 öncesinde Ankara'nın ''Türkiye'ye karşı sağır, dilsiz ve tepkisiz'' hale geldiğini, diğer illerin sorunlarına uzak kaldığını anlatan Erdoğan, AK Parti iktidarlarının bunu değiştirdiğini, Ankara ile diğer iller arasındaki mesafeyi ortadan kaldırdığını bildirdi.

AK Parti'nin, insan odaklı bir siyaseti benimsediğini, ''Yegane karar merci TBMM'dir'' anlayışı içinde hareket ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''(Yasam organı, yürütme organı, yargı organı ayrıdır, onun için Anayasa'nın 138. maddesine herkes uymalı, saygı duymalı) dedik. 'Kimse kimsenin işine karışmamalı, burnunu sokmamalı' dedik. 'Herkes yerini, yurdunu bilmeli' dedik. 'Eğer adresi şaşıranlar olursa benim milletim onlara adresini er geç buldurur' dedik. Bulduruyor mu? Bulduruyor. Bundan sonra da bulduracak. Milletimizle Ankara arasında oluşmuş o sağır, o dilsiz, o kör ve tepkisiz duvarları biz ortadan kaldırdık. Siyaseti çözüm üretir hale getirdik, bürokrasiyi işletir hale getirdik, fabrikaların atölyelerin çarklarını yeniden döndürmeye başladık. Şimdi Ankara Hakkari'nin yanı başındadır. Şimdi Ankara Artvin'in, Edirne'nin yanı başındadır.''

-SEL FELAKETİ-

Kısa süre önce Artvin ve Ordu'da sel felaketi yaşandığını, hükümetin anında ilgili bakan, milletvekilleri ve bürokratlarıyla olay yerine giderek bilgi akışını sağladığını anımsatan Erdoğan, ancak medyanın bu olayda da hedef saptırdığını söyledi. Erdoğan, ''Hiçbir zaman idare, yürütme bu tür afetlerin karşısında olmazsa olmaz bir çare değildir. 'Dünyada bunun yeri yoktur' diyemezsiniz. 'Dünyanın şu ülkesi bunu başarmış', yoktur... Herkes haddini bilecek. Doğal afetler karşısında yerini bileceksin. 'Her şeyi ben hallederim, biz hallederiz' diyemezsin. Dünyada yeri yok'' diye konuştu.

Dünyanın bir çok yerinde afetlerin yaşandığını ve binlerce insanın öldüğünü hatırlatan Erdoğan, ''Ama bunlar bir bakıyorsunuz hemen başlıyorlar, 'Efendim bentler gitti' Onları bir yaşa da ondan sonra konuş. Gerçekleri göreceksin, haddini de bileceksin'' dedi.

-''ARTIK DÜNYA KÜÇÜLEN BİR KÖY''-

Ankara'nın artık Avrupa Birliği'nin hemen yanı başında olduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin bu yolda kararlılıkla yürüdüğünü anlattı. Türkiye'nin ihracatının yüzde 50-60'ının AB üyesi ülkelere yapıldığını kaydeden Erdoğan, olaylara geniş bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğini vurguladı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Artık dünya küçülen bir köy haline geliyor unutmayacağız. Bütün bunları hep beraber yapacağız. Nedir? Biz bütün bu adımları atarken Avrupa eğer Türkiye'ye karşı bir olumsuzluk sürdürecek, kalkacak olumsuz bir karar alacaksa, bu Türkiye için bir kıyamet değildir. Artık 10 yıl öncesinin Türkiye'si yok. Bugün başka bir Türkiye var. Bugün ayakları üzerinde duran bir Türkiye var.''

Erdoğan, ''Şimdi Ankara; Melbourn'deki, Berlin'deki, Viyana'daki, Tokyo'daki Kahire'deki, Saray Bosna'daki, New York'daki vatandaşlarımızın da Urumçi'deki, Telefer'deki, Kerkük'teki soydaşlarımızın da, Gazze'deki kardeşlerimizin de yanındadır, yanı başındadır'' dedi.

***

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Açık söylüyorum, Türkiye'de bir AK Parti, bir Tayyip Erdoğan vesayeti yoktur. Türkiye'de bir muhalefet sorunu vardır. CHP'de ise bir Deniz Baykal sultasının olduğunun son derece aşikardır'' dedi.

Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de artık siyaseti çetelerin yönlendiremeyeceğin, mafyanın şekillendiremeyeceğini, hukuk dışı karanlık odakların bu ülkede siyaseti belirlemeyeceğini söyledi.

Türkiye'de bu dönemlerin geri dönmemek üzere tedavülden kalktığını vurgulayan Erdoğan, AK Parti ve AK Parti'nin gerçek sahibi milletin o dönemlerin geri dönmesine asla izin vermeyeceğini söyledi.

Aynı şekilde siyaset, TBMM, millet iradesi üzerinde vesayeti asla kabul etmediklerini belirten Erdoğan, ''Bundan sonra yine asla edilmeyecektir. Vesayet özlemi içinde olanlar, vesayetten medet umanlar beyhude beklerler. Bugün milletin vesayeti var, bugün hukukun, demokrasinin vesayeti var. Hakkı, hukuku, milli iradeyi tanımayanları biz de tanımayız. Bunu böyle bilin'' diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisine ilişkin sözlerine de değinen Erdoğan, ''Bazı yerlerde bazı dostlar diyor ki, 'Şu Baykal ile ilgili Sayın Başbakanım konuşma' diyorlar. Fakat bazı şeyler de oluyor ki konuşmadan olmuyor'' dedi.

Baykal'ın, ''Türkiye'de Tayyip Erdoğan vesayeti var'' sözlerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Peki, ben de buradan Sayın Baykal'a soruyorum; 22 Temmuz, 29 Mart seçimleri öncesinde muhalefet partilerine defalarca çağrılarda bulundum. Ne dedim? 'Eğer partim bu seçimde birinci olmazsa genel başkanlıktan çekileceğim, siz de çekilecek misiniz' diye sordum. Hiçbir cevap alamadım. Bu mu vesayet? Soruyorum bu mu? '2011 seçimlerinde son kez milletvekili adayı olacağım, yerimi daha sonra inşallah yeni arkadaşlara bırakacağım' dedim. Bu mu vesayet? Sayın Baykal, çık sende açıkla. Hadi Bahçeli sende açıkla. Yahu doymadınız... Yıllar yılı bu ülkede milletvekilliği yaptınız, doymadınız mı? Sizden başka bu parlamentoda milletvekilliği yapacak kimse yok mu? Bir de bırakın başkaları yapsın. Ben bunu yaşımda bunu söylüyorum. 55 yaşındayım söylüyorum. 70 yaşına geldin hala söylemiyorsun, hadi söyle. Söyle.

Bu ülkede bunların bu alışkanlıkları zaten bu ülkeyi bu hale getirdi. Bak, açıkça söylüyorum, 3 seçimde olduğu gibi 29 mart seçimleri öncesinde adaylarımızı tamamen demokratik mekanizmalar içinde belirledik. Seçimle, istişare ile temayül yoklamalarıyla, aday listelerimizi oluşturduk. Bu mu vesayet? Bunun yanında hükümet olarak demokrasinin tüm kurum kurallarıyla işletilmesi noktasında azami hassasiyet içinde olduk. Hiçbir kurum üzerinde baskımız olmadı. Yasama, yürütme, yargının demokratik ülkeye yakışan şekilde kendi yetki sınırları içerisinde çalışabilmesi için her türlü özveriyi yaptık, her türlü müdahaleye hassasiyeti gösterdik.''

 



Bu haber 439 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,517 µs