Bir analiz, bir açmaz...

15 Temmuz 2009 13:28 tsi
‘İki yasa iki tavır’ üzerinden bir ‘CHP analizi’ yapılırsa ne olur? Eğer temel bir noktayı gözden kaçırırsanız, çıkardığınız sonuçları özetleyen tespitinizde çelişkiye düşmeniz kaçınılmaz olur. Çünkü o temel nokta tam da CHP’

Malum; CHP, “askere sivil yargı yolunu açan” düzenleme ile ilgili son derece sert bir muhalefet yürüttü. Bu muhalefeti yürütürken kullandıkları en büyük argüman ise, söz konusu düzenlemenin “bir gece yarısı operasyonu” olarak meclisten geçirilmiş olmasıydı.

Peşinden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üzerinde “baskı” oluşturuldu. “Eğer Gül yasayı onaylarsa Anayasa Mahkemesi’ne başvururuz” denildi. Nitekim Gül, “tereddütleri giderecek ek düzenlemeler yapılması” notunu düşerek düzenlemeyi onayladı. Aynı gün CHP lideri Baykal da partisini “olağanüstü toplantıya” çağırdı ve geç kalmaksızın düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne de başvurdu.

Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, bugünkü yazısında bir “CHP analizi” yapmış. Küçükkkaya , CHP’ye ilişkin analizini “iki yasa iki tavır” örneği üzerinden kaleme almış. Söz konusu yasalardan bir tanesi, “askere sivil yargı yolunu açan” düzenleme ile ilgili. Diğeri ise, “kiralık işçiler” düzenlemesiyle ilgili.

Cumhurbaşkanı Gül, “kiralık işçiler” düzenlemesini veto etti. Küçükkkaya, bu yasanın da “bir gece vakti” çıkarıldığını hatırlatıyor ve CHP’nin buna yönelik herhangi bir duyarlılık sergilemediğini vurguluyor.

Küçükkaya yazısında “Sezar’ın hakkı Sezar’a” diyerek Gül’ün kamuoyu ve sendikaların eleştirilerini dikkate almasını övüyor, hükümetin ise “hayal kırıklığı” yaşadığını ileri sürüyor.

Ama asıl Küçükkaya’nın CHP’den beklentilerini ifade eden şu tespitlerine dikkat çekmek istiyoruz:

“Baykal, aslında partisi adına devrim niteliğinde bir yenilenmeyi gerçekleştirdi. Yıllar yılı 'kurultaylar partisi' olan CHP'yi parti içi mücadele ve hiziplerden arındırdı.  Şimdi, süratle 'seçici muhalefet' mantığının terk edilme zamanı. 'Rejimi koruma duyarlılığı' kadar, 'işsizlik ve yoksulluk gibi temel konularda', 'gür bir sese' ihtiyaç var.”

Küçükkaya’nın “devrim” niteliğinde gördüğü “parti içi mücadele ve hiziplerden arınma” konusuna, Baykal’ın muhalifleri “tasfiye” diyorlar. Ve bu tasfiyeyle birlikte partisinin “tartışmasız” lideri olan Baykal’ın elinde, Küçükkaya’nın iddiasının aksine, CHP’nin “sosyal demokrat” olup olmadığı bile ciddi bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.

Küçükkaya’nın tespitinin ikinci bölümü de ilkiyle ilgili: Küçükkaya “işsizlik-yoksulluk” gibi konularda CHP’den “rejimi koruma duyarlılığı” kadar “gür bir ses” bekliyor. Bunu Baykal’lı CHP’den bekliyor…

Aslında fazla söze de hacet kalmıyor. Küçükkaya ve onun gibi CHP’den hala “sosyal demokrat” çıkışlar bekleyenleri, Baykal’lı CHP’nin tekrar ve tekrar “hayal kırıklığına” uğratacağı neredeyse kesin. Çünkü Küçükkaya’nın “iki yasa iki tavır” üzerinden yaptığı kıyaslamadan başka o kadar çok örnek var ki…

Bu örnekleri sadece şu cümle içerisinde özetlememiz mümkün: CHP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesi veya demokrasi standartlarını yükseltmesi adına herhangi bir “duyarlılığını”, çaba veya uğraşını bilen, gören, hatırlayan var mı?

Yoksa “demokrasi” mevzusu bir “sosyal demokrat” partinin ilgi alanına girmiyor mu?

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 696 defa okundu.