İşaretler: ‘Beyaz’ bere ne demek…

0 0 0000 00:00 tsi
Hırant Dink cinayetinin taşıdığı “netameli” işaretler, suikastın ferdiliği yaklaşımına gölge düşürüyor… O kadının kimliğinden (!), “beyaz bere”nin anlamına, efsane gibi yayılan doğrulanmamış haberlere kadar “a

Açık kaynakların tamamına yakını, Hırant Dink’i öldüren Ogün Samast’ın-ardında daha zeki beyinler olsun olmasın-2 ile 4 aylık bir hazırlık sürecinden geçtiğini söylüyor. Bunun doğruluğu ya da yanlışlığı şu açından önemli. Eğer Samast, bu süreli gerçekten “çalışarak ve hesaplayarak” geçirdiyse, suikastın işaretlerinin bize sunulduğu kadar basit olmaması gerekir.

Esasen planlama bir cinayetin mümkün olduğu kadar basit olmasını ister. İyi cinayet kıstasları, hatayı sıfıra yaklaştırmak için mümkün olan en basit planı arar. Bu da öyle. Ama sıfır hatalı suikastın faili yakalandı!

Yine bir çok yorumcu için bu zaten failin teslim edileceği anlamını taşıyor. Yani ya tamamen yokoluyor ve “fail-i” meçhul oluyor veya hemen yakalanıyor! Ancak mesele şu ki, basit ya da çok detaylı bir cinayet girişimi olsun, eğer bir organizasyon söz konusu ise işaretler olması gerekiyor.

İzin sürülmesi için değil mesajın anlaşılması için!

Askerlikte de özel operasyonlarda da temel prensip aynıdır. Fark edilmeyeceksin. Yani sıradanlık esas. Bunun için “kamuflaj”, bulunduğun ortama uyum olarak okunur ve “aynılık” ister. Ormanda yeşil-haki renklerin hakim olduğu üniformlar giyilmesinin sebebi de budur, Irak’ta çöl operasyonlarına girişen askerlerin “kum renkli” elbiseleri de.

Toplum içide aynılık ise “herkes gibi” olmak anlamına gelir. Ogün Samast’ın “Beyaz Bere”si bu kurala aykırı! Ancak bu, “fark edilmek istiyor” anlamına gelir mi? Evet öyledir diyenler, kış günlerinde özellikle erkeklerin “al benili” renkleri tercih etmediklerini, bu yüzden “beyaz”ın seçilmesinin fark edilme arzusu olduğunu söyleyebilirler.

Bu yine de basit bir işaret.. Her yerin kameralarla dolu olduğu bir yerde, cinayet işlemeye çalışmak için de öyle söylenebilir! Yani daha büyük bir buluş sayılmaz. Peki ya şöyle düşünülürse…

Objektif rengi…

Mobese ve bankaların, iş yerlerinin kameraları “genellikle” siyah-beyaz kayıt yapıyor. Mobese sistemi içinde renkli izleme ve kayıt yapan kameralar da var. Ancak özellikle iş yeri ve banka kameraları siyah-beyaz kayıt yapıyorlar.

Bu Ogün Samast’ın “eylemi yaparken”ki görüntüleri dışında tespit edilmesini zorlaştırıyor. Samast’ın beresi “herhangi bir koyu renkte, mavi, kırmızı, yeşil, turuncu, kahverengi, siyah vb” olsaydı kameralar bunu sadece “koyu renk, siyah” olarak algılayacaktı. Bu da belirlenmeyi zorlayacaktı.

Tersine, sarı, açık turuncu, deniz mavisi, gri ve vb açık renkli bir bere olsaydı bu sefer de beyaz ve tonları olarak algılanacaktı. Bunun için “beyaz bere”nin seçilmesi, Samast’ın yakalanmasında ayırt edici bir özellik olarak ortaya çıkmakla birlikte, bu bakışın hesaplanmış olması cinayetin arkasına daha dikkatli bakılması gereğinin kanıtı oluyor.

Ya kadını ya parayı…

Suçlu izleme teknikleri içinde “ya parayı ya kadını” izlemek düsturu olarak ortaya çıkan, ikili takip fikri, Dink cinayetinde özellikle para konusunda medya tarafından yerine getirildi. Ancak derin söylemlere rağmen, Samast’ın son bir ay içindeki harcamalarına ilişkin sabitlenmiş bir bilgiye ulaşılmış değil.

Kimine göre son bir iki hafta içinde birkaç uçak bileti, yeni ayakkabılar ve arkadaşlara dağıtalan bol para var işin içinde. Kimine göre de yakalandığı zaman üzerinden çıkan 1 YTL’lik “bitmiş”  bir bütçe ve İstanbul’a giderken “abiler” tarafından verildiği iddia/itiraf edilen 200 YTL.

Net bilgiye ulaşılmamış olsa da paranın takip edildiği anlaşılıyor.. Ancak “kadın” konusunda aynı heyacan yok. Samast’ın memleketine dönerken kendisinin bilet almadığı, onun yerine bir kadının onun için bilet aldığı, parasını verdiği (50 YTL) ve isim soran görevliye Samast’ın sadece adını verebildiği iddia ediliyor.

Eğer bu iddia doğruysa, olayda bir kadın olduğu muhakkak. Ancak bu kadının Samast ile ilgisi bulunmuyor! Yani kadın Samast’ı tanımıyor. Bu kadar bilgiden çıkarılabilecek olan, biletin alınmasını “bir başkasının” kadına söylemiş olması. Bu önemli. Çünkü bahsi geçen kadının hemen oraya gönderildiği ve hızla bilet almaya çalıştığı aşikar. Zira Samast’ın bir an önce İstanbul’u terk etmesi gerekiyor.

Bu yüzden kadına telefonla bu isteğin ulaştırılmış olması çok mümkün. Bunun  çözülmesi için de öncelikle Samast’ın ve Yasin Hayal’in telefon kayıtlarına bakmak yeterli. Muhtemelen Samast’ın telefonunundan böyle bir kayıt çıkmayacak ama bu son telefonun İstanbul’dan edilmiş olması işin rengini değiştirecek. Çünkü o zaman, “organize işler” ihtimali artacak.

1915!..
  
Daha önce yine iyibilgi’de “işaretler”den çıkarsanarak işaret edilen 1915 mesajının okunması da önemli. Dink’in ayın 19’unda saat 15’de katledilmesi, 1915 tarihinde yapıldığı iddia edilen Ermeni soykırımı tarihine direkt bir gönderme olarak okunabilir. Çoğu zihin açısından “yok artık, daha neler” biçiminde değerlendirilebilecek bu tesadüf, aslında tecrübeli bir çok uzman ve gazeteci tarafından ilk aranan noktalardandı. Esasen böyle bir tesadüfin olması ihtimali de kaçta kaç diye sormak gerekiyor.

Yeni Şafak ABD Server’ına bakmış!

Bugün Yeni Şafak Gazetesi’nin bir iddiası da oldukça ilginçti. Gazeteye göre bir internet sitesi, Dink’in ölümünden önce suikastı açıkça duyurmuş, “Dink’in akan kanının boşalttığı yere” kimin getirileceğinin profilini bile çizmişti. Birçok kişinin önemsemediği bu haber, bu zamana kadar olayla ilgili duyulmuş en ciddi haber olabilirdi.

İyibilgi, sitenin yöneticilerine ulaştı ve bu haberin zamanlamasının gazetenin iddia ettiği gibi olup olmadığını sordu. Yöneticilerin yanıtı ise biraz alaycıydı. “Verilen o saat, haberi öğleden önceymiş gibi gösteriyor ama bizim Server’ımız ABD çıkışlı. Yani haberin giriş saati ABD saati. Yoksa o haber akşam saat 17’de girdi. Bu da herkesin bildiği birşeydir aslında.”

iyibilgi.com

Bu haber 993 defa okundu.