'Türkiye'den petrol ve gaz fışkıracak!'

13 Temmuz 2009 20:43 tsi
Eskiden beri 'efsane' gibi söylenegelir: Türkiye'de petrol çok, ama çıkarmamıza izin vermiyorlar... Ama bu bir 'dedikodu' değil; şimdi de bir yazarın iddiası. Üstelik 'çok araştırdım da öyle konuşuyorum' diyor...

Yiğit Bulut/Habertürk.com

Türkiye'den petrol ve gaz fışkıracak !

Çok iddialı bir cümle değil mi ! İddialı ve bana ait !
Bunu baştan söylemek istedim…Tırnak içinde de yazmadım, başkasından aktardığımı düşünmeyin diye !
Peki nasıl bu kadar net ve iddialı olarak bunu yazıyorum ? Ben de “kafayı bozanlar” kervanına mı katıldım…
Beni tanıyanlar şu özelliğimi çok iyi bilirler; her zaman “verilerle” konuşmayı severim ve kullandıklarımı “matematik” gerçeklere oturturum !
Değerli “haberturk.com” okuyucuları,
Bu yazı gazetede yok, sadece bu siteye özel ve burada uzun süredir üzerinde düşündüğüm, sayfalarca yazı yazdığım bir konuyu sizlere aktaracağım…
Nasıl bu kadar “iddialı” olduğuma gelince…
Değerli dostlarım, bu cümleyi yazmak için aylarca hatta yıllarca diyebileceğim bir dönemde sürekli  araştırma yaptım hala yapıyorm…
Belki inanmayacaksınız ama binlerce sayfa resmi belge inceledim… Yüzlerce veriye internet üzerinde ulaşmaya çalıştım ve en önemlisi canlı “tanıklar” ve “bilenler” ile konuştum…
Duyduklarım, okuduklarım ve gördüklerim sonrası bir “senteze” vardım; petrol varlıklarımız ile ilgili çok ilginç olaylar yaşanmış !
Nerelerde mi ?
Hemen arz edeyim; Adıyaman, Edirne, Antalya, Hakkari, Sivas, Saros Körfezi, İskenderun, Erzurum, Van , Kastamonu ve daha sayamayacağım birçok bölgemizde…
Neler olmuş ?
Yaşananlar genelde hep aynı döngüde gerçekleşmiş; “arama-kapatma-engelleme” !
Bir kere değil defalarca “yaşanmış” !  “Yaşayanların” resimleri ile kaydedildiği yüzlerce olay var…
Daha önceki bir yazımda verdiğim ve bana göre “yaşanan” ve “olaya katılan isimler” açısından en çarpıcı olanı aktarayım; Adıyaman’da petrol araması yapan yabancı ortaklı bir şirket “Burada petrol yok” diyerek kuyuyu kapatıyor. Prof. Muammer Aksoy ve yanındakiler savcılığa başvurarak “bu kuyunun” bilerek kapatıldığını iddia ediyorlar. Savcı 3 yıl bu olay üstünde araştırma yapıyor ve 3 yıl sonra bu kuyu açılıyor…Peki ne oluyor ? “Petrol yok” diye yeniden mi kapatılıyor ? HAYIR ! Bugün hâlâ o kuyudan saate 20 varil petrol üretiliyor...Düşünebiliyor musunuz; savcı zoruyla “kuyu açılıyor” ve üretim başlıyor !
Burada bir not düşeyim, bazı okurlarımız Muammer Aksoy’u unutmuş olabilir !
2009 yılında bazı gazetelerde ölüm yıldönümü sebebiyle çıkan haberlerden bir alıntı: “Prof. Dr. Muammer Aksoy, silahlı saldırı sonucu öldürülüşünün 19. yılında Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı…Törende yapılan konuşmalarda katılımcılar; Aksoy'u sadece anma günlerinde değil, fikirleri ve ürettikleriyle her zaman andıklarını ifade ettiler ve Muammer Aksoy'un çok üretken, verimli bir bilim adamı olduğunu, yabancı petrol şirketlerine karşı amansız mücadelesi, 1961 Anayasası'na katkıları, avukatlık mesleğine ve barolara kazandırdıkları ve demokratik, laik hukuk devletindeki silinmeyecek yerinin özelliklerinden sadece bir kaçı olduğunu dile getirdiler…”
Bu hatırlatma sonrası kaldığımız yerden devam edelim…
Türiye’de “petrol” yeni bir sorun değil ve 1946 devalüasyonu sonrasında “Türkiye’de güçlenen” yabancı lobiler “gerçeği” eşliğinde “konu hakkında” inanılmaz bir faaliyet başlıyor ! Ve hala devam ediyor !
Bu noktada tarihi bir dönemeç olan 1952 yılına dönelim…
Dediğim gibi ; o zaman tartışılan konu yine petrol…Ülkede “düzenleme” yok…Bir kanun yapmak gerekiyor…
Aranan isim hemen bulunuyor; İsrail petrol kanununu yapan hukukçu-jeolog Max Ball…
Şaka değil ! Türkiye’de konu hakkında “kanun” yapması için “MAX BALL” getiriliyor !
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Ball’ın gelişi dolayısıyla şu açıklamayı yapıyor; “Biz, petrol kaynaklarımızın üretilmesinde ecnebi sermaye ile işbirliğinin zaruri olduğuna inanan bir parti ve hükümetiz...”
Konu “BALL” kardeşimizin “birileri için BALLI” bir kanun yapmak için gelmesiyle kapanmıyor…
İsmet İnönü’den karşı açıklama geliyor ve çok sert çıkan “Milli Şef” şunları söylüyor; “Tarihten yabancılar kapitülasyonlar himayesiyle Türkiye’yi istismar ettiler, petrol kanunu bir kapitülasyon kanunudur. Biz bu memleketi sokakta bulmadık yabancı ellere kaptırmayız. Bu kanunun her maddesi Türk Devleti’nin petrol işletmemesi üzerine kurulmuştur. Bırakmam yakalarını...”
İnönü 1952-1955 arasında böyle konuşuyor ama “NATO’ya grime” derdinde olan Türkiye, Menderes Hükümetinin “Ruhban Okulunun” açılması dahil birçok “isteğe evet demesi” ile buna da alışıyor ve 1960 sonrası “gücüne” rağmen, İnönü dahi bu yasayı asla “elleyemiyor” !!

Bu noktada bir hatırlatma yapayım; son yıllarda TBMM’den geçen ama Cumhurbaşkanlığı makamına takılan “Petrol Kanunumuzu” unutmayalım!

Değerli “haberturk.com” okuyucular, konu çok uzun size fazla yormayacağım…
1952-1960 arasında yaşananları ve yukarıda sadece “bir örneğini” verdiğim olayları “doğru” analiz edip “sentezi” zorlayınca vardığım nokta çok açık ve net: Türkiye’de “petrol hatta doğalgaz var” ama “kanunlar henüz çıkarıp, elimizden” almalarına imkan vermediği için “şimdilik çıkmıyor” !
Bu noktada bana “inanmak” istemeyenler için sadece “klasik petrol” rezervimizi değil “bilinenden fazlasını” iddia eden bir Amerikalı yetkilinin Amerikan ve Türk gazetelerinde çıkan bir demecini sizlere aktarmak istiyorum;
“...Türkiye’de varlığı uzun yıllardır bilinen 5.8 milyar ton rezerve sahip petrol taşlarını gündeme getirdi. ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi’nin (USGS) hesaplamalarına göre, Türkiye petrol taşı rezervinden 284 milyon tonluk petrol üretebilecek kapasitesi var. Rezervin 115 milyon tonu Bolu Göynük’te... Yıllık petrol tüketiminin 33 milyon ton olduğundan yola çıkarak Türkiye 8 yıllık tüketiminin tamamını petrol taşından karşılayacak bir potansiyel barındırıyor... ABD’nin yer altı zenginliklerinin envanterini çıkarmak da olan USGS’nin bütün dünyadaki petrol taşları rezervlerini değerlendiren 2005 tarihli bir raporu bulunuyor. Hemen hemen bütün ülkelerde petrol taşları bulunuyor. Ekonomik olarak işleme potansiyeli olanların sayısı ise çok sınırlı görülüyor. USGS’in raporunda Türkiye, petrol taşı bakımından önem taşıyan 14 ülke arasında değerlendiriliyor...”

Değerli dostlarım, uzun lafın kısası, ben diyorum ki; Türkiye “petrol ve doğalgaz rezervlerinin” üstünde oturuyor ! ! Bu yazıyı “kaydedin” bir gün beni “anarsınız” !
Yarın TBMM’den geçen ama Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen “kanun” neleri değiştiriyordu, o detaylara bakacağız !!

Bu haber 1,851 defa okundu.