En Sıcak Konular

Çin hiç de sanıldığı kadar uzak değildir!

10 Temmuz 2009 11:36 tsi
Çin hiç de sanıldığı kadar uzak değildir!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çin ziyereti sonrasında Uygur Türkleri'nin yaşadığı bölgede başlayan olaylara bir de bu açıdan bakın...

Deniz Ülke Arıboğan / Akşam

Çin'de neler oluyor?

Yıllar önce, henüz genç bir akademisyenken Çin'e merak sarmış ve bu alanda çalışmaya karar vermiştim. Uzak Doğu'nun büyüyen gücünün dünyanın merkezini Batı'dan Doğu'ya doğru kaydıracağını ve Atlantik yüzyılından, Pasifik yüzyılına geçtiğimizi düşünüyordum. Bunu keşfedince öğrencilerimi ve asistan arkadaşlarımı da yönlendirdim ve bir grup Çin çalışmaya başladık; daha doğrusu çalışmaya başlamayı istedik.
Fark ettiğimiz ilk konu Çin çalışmaları diye bir şeyin ülkemizde neredeyse hiç olmadığıydı. O güne kadar Çin ile ilgili ne doğru düzgün bir kitap, ne de makale yazılmıştı. Yalnızca ideolojik propaganda kitapları ve ekonomik ilişkiler üzerine bir iki değerlendirme vardı, o kadar. Çince öğrenmeye kalkışanlarsa yeni bir duvarla karşılaşmıştı. O yıl Çince derslerine talep olmadığı için kurslar açılmamıştı. Zaten o dili çat pat öğrenmek bile en azından 5 yıllık bir çaba gerektiriyordu. Tam da bize göre yani!
İngilizce'nin suyu mu çıkmıştı? Hep birlikte yeniden ABD ve Avrupa çalışmalarının faziletlerini keşfetmeye başladık. Kişilerin, bölgelerin, savaşların isimlerini bir türlü ezberleyemiyor, çalışılan konuyu bir türlü içselleştiremiyorduk. Ancak büyük gayretler sarf ederek başladığımız bu alanla ilgili 'pas geçtik' demeyi de kabullenmiyorduk. Sonuçta çalışmalarımızı 'Çin'in Gölgesinde Uzak Doğu Asya' başlıklı bir kitapta topladım ve konuyu kapattım.
Çalışma boyunca en önemli keşfim 'İlim Çin'de olsa gidip öğreniniz' sözünün iki anlamı olduğuydu. Birincisi 'İlim çok değerlidir, en uzak noktada bile olsa ona ulaşmaya çalışınız' tavsiyesi; ikincisi ise 'En uzak noktanın Çin olduğu' saptamasıydı. Çin yalnızca coğrafi açıdan değil, manen ve fikren de çok uzaktı. Bizzat kendimiz, ellerimizle keşfetmiştik.
Oysa dünya bir avuç içine sığacak kadar küçülmüştü. Çin uzaklarda bir yerlerde değil, sanki yanı başımızda büyüyordu. Ortadoğu'da, Afrika'daydı; hatta bizim semt pazarında, markette, mutfakta vardı. Biz Çin'e gidemediğimizden, o bize gelmişti.
Artık kaçış yoktu ve doğal olarak Türk siyasi ve ekonomik çevreleri de Çin ile ilgili bazı girişimlerde bulunmaya başladılar. En son Cumhurbaşkanımız Abdulah Gül'ün Çin ziyareti ve ardından Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan bölgesinde başlayan olaylar vesilesiyle bölgeye yönelik ilgimiz tavana vurdu. Aydınlatıcı olması bakımından;

1- Çin, yalnızca incik boncuk üreten, ucuz mal satıp dünya ticaretini şekillendiren bir ülke değil, büyük bir sanayi ve enerji devidir. Krizden sonra bile, tüm dünya çökerken, o hala büyüme eğilimlerine sahiptir. Dünyanın yalnızca en büyük satıcısı değil, en büyük alıcısıdır da. En fazla fakirin de, en büyük sayıda zenginin de yaşadığı yer burasıdır. Kısaca en büyük fabrika olduğu kadar, en büyük pazardır da.

2- Yumuşak karnı, bu büyük nüfusun etnik kompozisyonu ve ülkedeki Han soylu nüfusun diğerlerine despotik yaklaşımıdır. Türklerin yaşadığı Sincan bölgesi uzun yıllardır ciddi baskılara maruz bırakılmaktadır. İç karışıklık yalnızca iç dinamiklerle ortaya çıkmaz, dışarıdan destek olmazsa olmaz koşuludur. Gürcistan'da, İran'da, Çin'de gerçekleşen olaylardan sonra, hükümetlerin hep dış güçleri suçlaması dikkate değer bir noktadır. Kendi ülkemiz açısından da dikkatli olmakta fayda vardır.

3- Olayların zamanlaması, konunun Türkiye ile de ilgili olduğu intibaını vermektedir. Çin'in Türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde olması ve bu ilişkinin ekonomiden, siyasi ittifaka doğru gelişebilme potansiyeli göstermesi, bazıları açısından tehlikelidir. Bunu engellemenin yolu, Çin ile Türkleri karşı karşıya getirmektir. Uygur Türklerine yönelik katliam sürerken ve bunun travmatik etkileri büyümekteyken, hiçbir Türk hükümetinin Çin'e yönelik olumlu adımlar atması mümkün değildir.

Kısaca Uygur Türkleri ile Çin hükümeti arasında gelişenler evimizle ilgilidir ve Çin hiç de sanıldığı kadar uzak değildir.

 

 



Bu haber 1,667 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,580 µs