İran karşıtı ittifak hareketleniyor

7 Temmuz 2009 11:06 tsi
İran'da karışıklıkların dinmesinin ve cumhurbaşkanı seçimlerinde hile yapıldığını savunan reformcu liderleri destekleyen gösterilerin azalmasının ardından, Tahran'a yönelik ABD-İsrail tehditlerinin dozu arttı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, İsrail'in

İran’da karışıklıkların dinmesinin ve cumhurbaşkanı seçimlerinde hile yapıldığını savunan reformcu liderleri destekleyen gösterilerin azalmasının ardından, Tahran’a yönelik ABD-İsrail tehditlerinin dozu arttı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, İsrail’in İran’la ilişkisinde uygun gördüğünü yapma hakkı olduğunu teyit ederek, bu ülkenin İran’ın nükleer programını ortadan kaldırmak için saldırı başlatmasına yeşil ışık yaktı.
Biden’ın açıklamaları, Sunday Times’ın, Riyad’ın İran’daki hedefleri vurması durumunda hava sahasını İsrail uçaklarına açmaya gizli onay verdiğine dair haberiyle aynı zamana denk geldi. Nükleer dosyayla kuracağı ilişkide değişim işareti vermiş olan ABD’nin, İsrail’in müzakerenin faydasızlığını ve İran nükleer silah elde etmeden askeri seçeneğe başvurulması gerektiğini vurgulayan baskılarına boyun eğip eğmediğiyle ilgili bir soru işareti söz konusu. Diğer yandan, ABD gerilimi artırarak İran’a müzakere masasına oturması ve uranyum zenginleştirme işlemini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun sıkı denetimine tabi tutarak nükleer emellerini bırakma önerisini kabul etmesi için baskı yapmaya çalışıyor da olabilir.

İki ihtimal de mümkün, ancak İran’ın nükleer programına askeri yanıt verilmesini önceliklerinin zirvesine yerleştiren aşırılıkçı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun politikaları dikkate alındığında, askeri ihtimal daha baskın. İsrail, İran’a saldırı yönünde siyasi bir kararı hayata geçirmeye hazırlık amaçlı tatbikatları çerçevesinde, nükleer denizaltılarını Süveyş Kanalı üzerinden Körfez’e gönderdi. ABD Genelkurmay Başkanı General Michel Mullen da, İran’la ilişkide askeri seçeneği uzak bir ihtimal olarak değerlendirmedi.

Suudi Arabistan’ın hava sahasını İsrail uçaklarına açaçağına dair sızan bilgiler, İran’ın nükleer taleplerinin iki taraf üzerinde yarattığı tehlike nedeniyle bir Arap-İsrail uyumunun varlığına dair söylentileri de
teyit ediyor. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres birçok kez İran’ın nükleer güç geliştirmesi karşısındaki ortak bir Arap-İsrail endişesinden bahsetti. Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak da aynı yönde tespitlerde bulundu. Acaba bu durum İran’ı vurma amaçlı Arap-İsrail işbirliği hazırlıklarının son aşamasında olduğu anlamına mı geliyor?

(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 6 Temmuz 2009)

Bu haber 770 defa okundu.