Aydın Doğan'a "kısa kollu" hatırlatma...

0 0 0000 00:00 tsi
Taha Kıvanç uzun bir süredir Aydın Doğan ile ilgili yazıyor... Doğan'a ince göndermelerde bulunuyor... İşte yeni bir yazı... Kıvanç'tan Doğan'a "kısa kollu" hatırlatma...

Ne olacağım demeli...

Ülkemizin en büyük medya patronu Aydın Doğan'la ilişkim hayli inişli-çıkışlıdır. Kendisi bizzat aramaz, yazılarımla ilgili görüşlerini aracılardan öğrenirim; bazen de mahkeme celbi yollatır bana. Geçen yıl, "Medyanın Davos'u" diye takdim ettikleri Doğan Medya Grubu'nun uluslararası toplantısına neredeyse mevcutlu olarak götürülmüştüm, bu yılki toplantıya dâvetiye bile esirgendi. Şu sıralarda, yakınındakilere, "25 Aralık 2006 ve 16 Ocak 2007 tarihli Kulis'leri ve dile getirilen tezi ciddiye alıyorum" diyormuş Aydın Bey...

Ne derse desin, ne yaparsa yapsın, ülkemin en büyük medya patronudur kendisi. Yakınlarının herbiri ülke içi ve dışında önemli koltuklarda oturuyor. Grup gazetelerine bakılırsa, kızlarından biri, yakında, 'patronların patronu' diye bilinen TÜSİAD'ın başına gelecekmiş.

Böyle kişiler üzerlerine haset çekerler.

Bir zamanlar milyarlarca dolara hükmeden Kanadalı 'medya baronu' Conrad Black'ın hayat öyküsü bunun ispatı. Dün anlattım: Zengin ve nüfuz sahibi olmayı kafaya takmış biriydi Conrad Black; 'global sosyete' diye bir şey varsa onun üyesi haline gelmişti sonunda. Kraliyet aileleriyle, elinden tuttuğunu iktidar yapan tiplerle dostluk ederek zirveye tırmanmıştı.

"Milyarlara hükmeden güçlü biri sıfırı tüketir mi hiç?" diye düşünenler vardır ya, onları uyarmak için bu öyküyü anlatıyorum; düşmez kalkmaz bir Allah... Zirvelerden inmeyeceğini sanan Conrad Black'ın ünü yerlerde sürünüyor şimdi; Neo-Çılgınlar ekibinin peşinde olan Şikagolu savcı Patrick Fitzgerald canını yakmaya hazırlanıyor...

Limuzinlerden inmeyen Conrad Black'ı, bir dostu, "Geçenlerde kısa kollu gömlekle taksi çağırırken gördüm" diye anlatıyor...

Oysa, Black'ın holdingi Hollinger'in yönetim kurulu bir ünlüler meşheriydi. Henry Kissinger, Margaret Thatcher, Richard Perle, büyükelçiler Richard Burt ve Robert Strauss... Herbiri ayda bir kez katılıp 25 bin doları cebe attıkları yönetim kurulunda Black'ın parlak fikirlerini dinlerlerdi. Fransa'nın eski cumhurbaşkanı Valéry Giscard d'Estaign, İsrail'in eski cumhurbaşkanı Chaim Herzog, NATO'nun eski genel sekreteri Lord Carrington, Fiat başkanı Gianni Angelli, Zbigniew Brzezinski, ünlü gazeteciler William Buckley ve George Will de...

Bu bilgileri sunan Vanity Fair dergisi, Black'ın bordrosundaki gazeteciler için, "Para aldıklarını hiç açık etmeden kendisini savunan yazılara imza attılar" diyor. Holdingin hisse sahipleri, ruhları bile duymadan, danışma görevi yapan ünlülere 1 milyon dolardan fazla para ödemiş oldular.

Her nimetin küçük de olsa bir külfeti vardır. Danışmanların bir bölümü, hayli yüklü bedeller karşılığında, denetim görevini de üstlenmiş; bunlardan biri de Richard Perle... Perle ve diğer denetçiler, holding aleyhine açılan dâvâlara taraf bu yüzden. Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu (SEC), hazırladığı raporda, Conrad Black'ın, yönetime getirdiği isimlerle birlikte 'hırsızlık ortak düzeni' (corporate kleptocracy) kurduğunu kayda geçirmiş...

Black'ın holdingi Hollinger artık onun değil; vaktiyle yönlendirdiği gazeteler, dergiler de elinden çıktı. Hakkında açılan dâvâya hazırlanan savcılar, Conrad Black halka açık şirketlerin kasasını kendi kesesi haline getirirken, yönetimi paylaştığı ünlülerin olan-biteni aptal aptal seyrettiğini ispata çalışacak. Dergi, "Herkes Richard Perle'ün tanık kürsüsünde ne söyleyeceğini merak ediyor" diyor. Orada söyledikleri açılacak dâvâlarda aleyhine delil olarak kullanılabilecekmiş...

Dâvâlar arasında 'vergi kaçakçılığı' gibi vaktiyle Al Capone'un sonunu getirmiş olanlar da var, ama Conrad Black'ın esas nefesini kesen, başkalarının parasını şahsı için kullanma ve şirketlerin kasasını kendi kesesi haline getirme iddiası...

Şirketler halka açıldı mı artık onu kuran kişinin olmaktan çıkar; bu kural unutulmuş... Kanada ve İsrail'de pek çok kuruluşa, vakfa, hastaneye yardım yapmış Conrad ve diğer yöneticiler, koğuşlara adları verilmiş, fahrî doktoralar kabul etmişler; ancak o yardımların hepsi halka açık şirketin kasasından çıkmış...

Profesyonel hayatı boyunca birlikte olduğu, paraları çarçur ettiyse beraber çarçur ettiği en eski arkadaşı David Radler mahkemede Black'ın aleyhine tanıklık yapmaya hazırlanıyor şimdi; savcı, az bir ceza karşılığında bunu yapmasını sağlamış... Her şeyi kayda geçiren, kâğıt parçacıklarını bile saklayan, fotografik bellek sahibi biriymiş Radler; "Onun tanıklığı" diyorlar, "Conrad Black'ı bitirir..." Üçü birarada holdingi yönettikleri için Perle'ün de sonu olabilirmiş Radler'in tanıklığı...

Kesinlikle Conrad Black'ın yerinde olmak istemezdim.

Bu haber 360 defa okundu.