şüphe | " /> şüphe | "/>

En Sıcak Konular

Korkutan şüphe

3 Temmuz 2009 14:43 tsi
Korkutan şüphe Eldekileri tek tek topladığınızda çıkan sonuç hiç de hoş olmayan bir duruma işaret ediyor.

Alper Görmüş / Taraf'taki köşesinden ilgili kısım

Polisin dışardan gördüğünü askeri istihbarat içerden neden göremiyor? (2)

Genelkurmay Başkanı’na rağmen?

Önceki gün telefonla katıldığım Kanal 24’teki “manşet” programında, Ergun Babahan bu tutuklamayı hatırlatarak sordu bana: “Sence Genelkurmay askerî istihbaratının bu türden faaliyetleri istihbar edememiş olması mümkün mü?”

Ona “bana pek mümkün görünmüyor” dedim ve neden böyle düşündüğümü de anlattım. Babahan, bana, “Askerî istihbaratın istihbar ettiği fakat Genelkurmay Başkanı’na bildirilmeyen bilgi ve belgelerden söz edebilir miyiz” gibi bir soru sormadı.

Ben, Ergenekon’un 10. dalgasında tutuklanan muvazzaf subaylar olayından yola çıkarak her iki soruyu da kendime sormuş, birinciye “mümkün değil”, ikinciye de “söz edebiliriz” cevabını vermiştim... Yani şöyle bir tabl Askerî istihbarat aslında her şeyi biliyor fakat bildiklerinin tamamını Genelkurmay Başkanı’na iletmiyor...

Ben 13 Ocak 2009 tarihli yazımda bunun mümkün olabileceğini, Nokta’nın yayımladığı ve sonradan yalanlanmayan, tekzip edilmeyen “Genelkurmay-STK’lar işbirliği raporu” örneğini vererek izah etmeye çalışmıştım. Şöyle demiştim:

“Mart 2004 tarihli sivil toplum örgütleriyle işbirliği belgesinin, ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ darbelerini engellediğini bildiğimiz zamanın genelkurmay başkanı Hilmi Özkök döneminde hazırlanmış olması, dikkat çekici bir nokta olarak not edilmeli. Soru şu: Hilmi Özkök bu belgeden haberdar mıydı, değil miydi? Meşruiyet konusunda o kadar hassas olan bir genelkurmay başkanının, başında bulunduğu ordunun balıklama siyasete dalması anlamına gelecek böyle bir ‘işbirliği’ne cevaz vermesi pek mantıklı görünmüyor. İkinci ihtimal, bu yeni konseptin onun bilgisinin dışında geliştirilmiş olmasıdır, ki bu bana çok daha güçlü bir ihtimal olarak görülüyor.

“Nereye gelmek istediğimi anlamışsınızdır: Acaba ordu içinde emir-komuta zinciri dışında bir istihbarat mümkün müdür? Soruyu şöyle de sorabiliriz: askerî istihbaratın, Genelkurmay’ın inisiyatifi dışında bir irade ortaya koyması ve bazı görev alanlarında o kadar da ‘sıkı’ çalışmaması mümkün müdür? Polisin dışardan gördüğünü askerî istihbaratın içerden görmemesini ben başka türlü izah edemiyorum doğrusu.”

Başbuğ’un cuntayı bilmeme ihtimali?

Ergenekon savcılarının “Karargâhtan Ergenekon çıkarma” faaliyeti derinleşerek sürerse, İlker Başbuğ ne yapacak? Doğrusu, karargâhtaki bu “unsur”lardan haberinin olmadığını kamuoyuna inandırması hayli zor olacak. Çünkü bu “unsur”ların oralarda bir yerlerde barınıyor olmaları öyle akla hayale gelmeyecek bir ihtimal değildi. Dolayısıyla da “demokrasi dışı unsurları TSK’da barındırmamaya” ant içmiş bir komutanın, emri altındaki istihbaratı her an uyanık tutmasını beklemekten daha normal bir şey olamazdı. Çünkü:

Birincisi: 2003-2004’teki darbe girişimlerinin başındaki komutanlar emekli olmuş ya da tutuklanmıştı ama “genç subaylar”a dokunulmamıştı.

İkincisi: O girişimlerde başı çeken komutanların İlker Başbuğ’u “kariyerist” olmakla, “Genelkurmay Başkanlığı yolu açık” olduğu için kendilerine katılmamakla suçladıklarını Darbe Günlükleri’nden biliyorduk.

Üçüncüsü: En önemlisi bu... 15 haziran tarihli Taraf’ı hatırlayalım... Üç gün önceki “AKP’yi ve Gülen’i Bitirme Planı”nın hemen ardından Mehmet Baransu bir emekli orgeneralle konuşmuş, o orgeneralin “o ekip” konusunda İlker Başbuğ’u uyardığını öğrenmiştik. O haberi hep birlikte tepeledik; oysa ne kadar önemliydi. Unutmayın, İlker Başbuğ o haberi yalanlamadı, “Hayır, beni kimse uyarmadı” falan demedi... Yalnız bu bile “ekip”in mevcudiyetini kanıtlamaya yeter, fakat her nedense Başbuğ’a bu hiç sorulmadı. Ben Ankara’daki son basın toplantısında olsaydım tek soru hakkımı kesinlikle bu çerçevede kullanırdım.

Şimdi bütün bunlar ortadayken, İlker Başbuğ’un hiçbir şeyden haberinin olmaması çok mantıklı gelmiyor bana... Fakat bir yandan da bütün kamuoyunun önünde verilmiş “ba-rı-na-maz” sözleri var.

Siz ne diyorsunuz?



Bu haber 1,097 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,170 µs