O toplantıda söylenemeyen şey ne?

27 Haziran 2009 08:17 tsi
'Başbuğ’un bütün söylediklerinin yanında aslında söylemek istediği başka bir şey varmış da onu bir türlü dile getiremiyormuş gibi bir izlenim edindim.' İbrahim Kiras, dünkü Genelkurmay toplantısının satır aralarını okudu.

İbrahim Kiras / Star

Satır aralarından dikkat çeken ayrıntılar

Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un ‘malum belge’ konusunda dünkü basın toplantısında söylediklerinden çıkardıklarım şunlar:

BİR. Öncelikle Başbuğ’un kamuoyu karşısında yaptığı bir konuşmada sert ve yer yer öfkeli bir üslup kullanması rahatsız ediciydi. Ne karşısındaki gazeteciler ne de televizyonda kendisini izleyen vatandaşlar ‘askeri personel’ değil. Paşalarımız bu ayrımı yapmayı bir türlü öğrenemediler. Başbuğ’un ‘entelektüel’ farkı da buraya yansımış görünmüyor ne yazık ki.

Diğer taraftan, önceki toplantıda bazı gazetecilerin sorularını beğenmeyince azarlayıcı tonda cevaplar veren Genelkurmay Başkanı’nın nasıl ‘akredite’ olduğu bile belli olmayan birilerinin kışkırtıcı sorularına nezaketle ve güler yüzle karşılık vermesi çelişki görüntüsü verdi..

Bağımsız olduğunu iddia ettiği askeri savcılığın bir kararı niçin, hangi gerekçeye dayanarak almış olduğunu bizzat ve uzun uzun izah etmeye çalışması da ayrı bir çelişkiydi.

* * *

İKİ. Askeri Savcılığın ‘belge sahte’ açıklamasının hemen ardından Başbakan Erdoğan’ın önceki gün ‘TSK kendi içinde böyle bir girişim varsa bunu ortaya çıkarmak için çalışacaktır’ demesi Başbuğ’un sözlerine de yön vermiş görünüyor.

‘Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin değildir’ sözlerini Başbakan’ın açıklaması bağlamında değerlendirmek yanlış olmaz.

* * *

ÜÇ. Başbuğ, söz konusu belgenin sahte olduğuna, yani genelkurmayda hazırlanmadığına inanıyor. Ama bu işi kimin, hangi odağın hazırladığına dair net bir kanaat belirtmemesi dikkat çekici.

Basındaki ‘belge sahte’ lobisine bakarsanız, onlarını iddiası bu belgeyi ‘Fethullahçı’ polislerin hazırladığı ve amacın TSK ile hükümetin arasını açmak olduğu yolunda.

Başbuğ da daha önceki bir konuşmasında ‘cemaat’e yönelik bazı sert eleştiriler serdettiği için ‘sahte belge üretenler’ suçlamasının adresi olarak Gülen cemaati gösteriliyor. Ancak Başbuğ’un net bir adres göstermediğine dikkat etmek lazım. Dolayısıyla Genelkurmay Başkanı’nın şüphelerinin daha farklı bir adrese odaklanmış olma ihtimali ortaya çıkıyor.

Hangi adres diye sorarsanız, bilemiyorum. Ama ‘bazı asker ve sivil kişilerin işbirliği söz konusu olabilir’ anlamına gelen sözlerinden bir ipucu çıkartılabilir.

Bana sorarsanız, ‘malum belge’nin Ergenekon zanlısının bürosundan çıktığı kesinleştiğine göre Başbuğ’un ‘olağan şüpheliler’e yönelmesi vakit kaybı olurdu.

* * *

DÖRT. CHP lideri Baykal’ın durup dururken ‘Genelkurmay Başkanı’nın görevden alınması veya istifa etmesi gündeme gelebilir’ şeklindeki çıkışına bu sütunda dikkat çekmiştim.

Baykal’ın sözlerini gazetecilerin ve siyasetçilerin sorgulaması gerekir. Ama Başbuğ’un bu konudaki bir soruya ‘Hiç kaale almadım’ diye cevap vermesi şık olmadı. Ana muhalefet partisi liderinin kendisi hakkında birtakım ‘dolaplar’ çevirdiğini düşünüyor olabilir. Ama bu bile bir ‘memurun’ bir siyasi partinin genel başkanı için böyle bir üslup kullanmasını mazur göstermez.

* * *

BEŞ. Neden bilmiyorum, Başbuğ’un bütün söylediklerinin yanında aslında söylemek istediği başka bir şey varmış da onu bir türlü dile getiremiyormuş gibi bir izlenim edindim.

Bu haber 1,000 defa okundu.