Şok ve Rest: 2 olay, 2 tepki!

25 Haziran 2009 14:50 tsi
Kremlin duvara çarpmış gibi! Büyük şaşkınlık yaşıyor. Tahran ise ‘sinirlenmek üzere’! Biri şok geçiriyor, diğeri rest çekiyor. Peki ne için ve kime? iyibilgi Ankara

Dün iyibilgi detaylarını ve perde arkasını yansıttı. Kırgizistan’ın Manas askeri üssünü ABD’nin elinden alıp, (iddialara göre Rusya’nın katkılarıyla!) sonra fikir değiştirip yeniden ABD’ye vermesi Moskova’yı duvara çarpmış gibi hissettirdi.

Daha önemlisi ise şu. Rusya belli ki bu gelişmeyi görememiş. Yani haberi olmamış. Tabii onlar “şok geçirdik” demiyorlar ama “bizim için beklenmedik oldu” diyorlar.

Rus Dışişleri Bakanlığı’nın “gayr-ı resmi” açıklaması böyle! Rusya için bu yeni durumun anlamı, ABD’nin bölgede askeri gücünü devam ettireceği anlamına geliyor. Üs sivil amaçlı olarak kullanılabilir anlaşmasına rağmen.

Yani Moskova için Kırgizistan ile ABD arasındaki “sivil göndermeli” anlaşma dostlar alış-verişte görsün için yapılmış durumda.

Peki Rusya’nın “resmi” açıklaması ne? O hiç öyle demiyor. Dışişleri Bakanlığı Resmi Sözcüsü Andrey Nesterenko, Kırgızistan’ın kararına Rusya’nın saygı duyduğunu, bağımsız bir ülke olarak kendi karar verebileceğini” dillendiriyor.

Peki hangisi gerçek. Elbette ilki. Yani Rusya beklenmedik bir durum karşısında hayli şaşkın bir durumda.

Bu ruh hali zaman içinde değişir mi? Evet ama pek ılımlı bir yönde olacağını beklemek rasyonel olmayacak gibi. Muhtemelen Kremlin bundan sonra üstündeki şaşkınlık hissini atıp, bir başka hissiyata yelken açacak.

Ve muhtemelen o duygu, “kızgınlık” olacak!

Diktatörlük nasıl olur gösterirler mi?

İran’daki olaylar zaman zaman hareretlenerek zaman zaman da sönümlenerek devam ediyor. Tahran yönetiminin de bu gelişmelerden memnun olmadığı açık.

İşte dün İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei “sözün bittiği” yeri gösteren bir konuşma yaptı.

Aslında nispeten uyum ve huzur arayan, herkesten hassasiyet bekleyen konuşmanın bütünü içinde tamamen farklı bir ifade var.

Aynen alalım; "Ben seçimlerle ilgili son gelişmeler sırasında ısrarla yasalara uyulması gerektiğini vurguladım ve İslam nizamı ile halkın her ne pahasına olursa olsun zor karşısında eğilmeyeceğini hatırlattım. Yasaların benimsenmesi olgusunun tam karşısında diktatörlük yer alır. Eğer yasalara uyulmazsa, diktatörlük ruhu kendini gösterir; toplum hayatına akıcılık kazandırılması için yasaların her şeyin üstünde tutulması gerekir".

İşte bu uzun cümle doğrusu hayli korkutucu. Çünkü yasalara uymayanlar “protestocular ve onları destekleyen muhalifler”. Ve zımni olarak bu kesimin yasaları ihlal ettiği söyleniyor.

Bunun devam etmesi halinde ise “diktatörlüğün ruhu”nun kendini göstereceği. İşte bu ruh İran için kısa vadede tatsız gelişmelerin yaşanacağı anlamına gelebilir!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,614 defa okundu.