Baykal'ın eline geçen müthiş fırsat

25 Haziran 2009 09:23 tsi
CHP lideri Baykal, "27 Nisan muhtıramsı şey"inden bu yana, asker-CHP ilişkilerinde kullandığı "farklı dil"i "malum belge" meselesinde de göstermeye başladı. Değişimin nedenini Hakan Aygün yazdı...

Hakan  Aygün / Bugün

Baykal’ı nasıl okumalıyız?

CHP lideri Baykal, "27 Nisan muhtıramsı şey"inden bu yana, asker-CHP ilişkilerinde kullandığı "farklı dil"i "malum belge" meselesinde de göstermeye başladı.

Değişimin nedeni şu: CHP şimdiye kadar önemsemediği ya da "almayayım ama yan cebime koyun" diye baktığı yılların "ordu-CHP el ele" meselesinin partinin aleyhinde işlediğini fark edeli çok oldu.

Çok gariptir ki, TSK tüm kamuoyu araştırmalarında "en güvenilen kurum" çıkar ama her nedense Türk halkı "en güvendiği kurumla el ele olan siyasi partileri" hiç ama hiç sevmez... İşte "bu yaman çelişkiyi çözemeyen" yılların CHP'si de strateji değiştirdi.

27 Nisan bildirisinde Baykal çıktı, açık açık Büyükanıt'a fırça attı. Muhtırayı "demokrasiye müdahale" olarak gördü ama asıl "AK Parti'nin oylarını artıran akılsızca bir hamle" olarak gördü...

Şimdi son "malum belge" meselesinde de, Baykal bastırdıkça bastırıyor. Asker-Hükümet ilişkilerinin üzerine "pres" uyguluyor.

"Belge gerçekse Genelkurmay'ın tepesini emekliye sevk et" diye Erdoğan'ı sıkıştırırken, "Belge gerçek değilse gerekeni yaparız demiştin, şimdi değilse gerekeni yap" diye Org. Başbuğ'u sıkıştırıyor...

"Nasıl olsa top ortada kalacak" ya, "boştaki topa bir vole de sen çak" hesabı işliyor...

Baykal, aslında oyunu çok akıllıca ve kuralına uygun oynuyor. Gerçekten de, hükümetin "belgenin doğruluğuna" inancı tam ise gereğini yerine getirmesi ve komuta kademesini emekliye sevk etmesi gerekiyor. Yargıdan çıkacak karara ihtiyacı yok!

Baykal istiyor ki, AK Parti hep oy kazanmak için "mağdur"u oynamayı bıraksın, gereğini yapsın!

"Belge gerçek değilse, askerin ne yapacağı" ise yanıtı muallakta kalan bir soru. Öyle ya, ne yapacak asker? Darbe mi yapacak? Hükümete muhtıra mı verecek?

Tabii Baykal'ın kastettiği bu değil. Askere "sütre gerisine çekilme, belge sahteyse hazırlayanları bul ve ez" diyor.

Aslında, Baykal'ın hesabı basit. Anladı ki, "malum belge" meselesi sadece "medya savaşları"yla sürdürülecek. Ne Hükümetin ne de askerin yapacağı bir iş yok. Her şey ortada kalacak.

İşte "ortada kalma durumu" Baykal'ın yıllardır arayıp da bulamadığı fırsat!

Çünkü Baykal, "ordu-CHP ele ele" görüntüsünden kurtulmak istiyor...

Genelkurmay'ın tepesi AK Parti'yle ilişkilerde çok yalpalıyor. Kendisini CHP ile de öyle kamuoyunun sandığı gibi el ele görmüyor.

Baykal, AK Parti'nin hem "askere karşı hassasiyeti olduğu" için hem de iktidarda olmak biraz statükoyu korumayı gerektirdiğinden, askere asla dokunamayacağını hesaplıyor.

İşte Baykal bu yüzden "sivil siyasetçi" görüntüsünü "darbezede" olduğu 12 Eylül'e kadar geri taşıdı... 12 Eylülcüler'in yargılanması için AK Parti'nin atacağı her adıma destek vereceğini açıkladı....

Çünkü Baykal hesaplıyor ki, nasıl AK Parti "hassas özelliğinden dolayı" son malum belgede bile inandığının gereğini yerine getiremeyecekse, gelmiş geçmiş tüm askeri darbelere de savaş açamayacak...

Zaten AK Parti niye gelmiş geçmiş tüm askeri darbelere savaş açsın? Üstelik nasıl açsın?

Daha geçen hafta 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'le aynı nikahta beraber şahitlik yapan Başbakan Erdoğan sizce 12 Eylülcüler'in yargılanması için adım atabilir mi? Hadi isterseniz, Evren'in 1-2 ay öncesinde Köşk'te Cumhurbaşkanı Gül tarafından ağırlanmasını da anımsayalım.

AK Parti, askerle kavga değil uzlaşma istiyor... CHP'nin ise öyle bir ihtiyacı yok!

Baykal'ın bir de "anayasa hamlesi" var ki, son çıkışlarında havası hissediliyor!

Tabii, AK Parti'nin hazırlandığı "anayasa değişikliğini" pek istemeyen CHP cephesi, Baykal'ın son çıkışıyla anayasa değişiklik paketine de "12 Eylül barajını" koyuyor.

Böylece AK Parti'den gelecek hoşlanmayacağı anayasa paketine şimdiden "darbecilerin yargılanmasını önleyen 15'inci maddeyi de değiştirelim" barikatını kuruyor...

Baykal demeye getiriyor ki:

"12 Eylül darbesinde darbezede olan bendim, hem sizin başınıza gelenler için hem de 12 Eylül için gereğini yapmaya hazırım. Ama siz kendi başınıza gelen bir şey varsa, onun bile gereğini yapmaya hazır değilsiniz. Ben hepinizden daha sivilim!"

Baykal'ınki tek taşla çift kuş vurma hamlesi!

Bu haber 667 defa okundu.