hikayenin kahramanı kim? | " /> hikayenin kahramanı kim? | "/>

En Sıcak Konular

Bu hikayenin kahramanı kim?

24 Haziran 2009 10:30 tsi
Bu hikayenin kahramanı kim? Avni Özgürel bugün köşesinde kan donduran bir şantaj hikayesi anlattı.

Avni Özgürel / Radikal

Alta tükürsek sakal üste tükürsek bıyık!.

İki haftadır belge tartışıyoruz ve ortada sonuç diyebileceğimiz bir şey yok... Ya da, eskilerin alta tükürsek sakal üste tükürsek bıyık dediği türden bir durum var.
Olabilecek en kaba haliyle tasarlanıp o şekilde kurgulanmış bir tuzağın, ‘kör parmağım gözüne’ üslupla kaleme alındığı metin ilk bakışta insanda ister istemez ‘ sahte’ olduğu hissini uyandırıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin stratejik karar odağı Genelkurmay’ın çatısı altında çalışan ve herhalde kendisinden beklenen hizmete uygun vasıfları dolayısıyla özel olarak seçildiğini düşünebileceğimiz bir albayın, demokratik rejime açıktan saldırı planlayıp bunu proje diye kaleme alabileceğine inanmak zor.
İnanmak zor, zor olmasına; lakin geriye dönüp bugüne kadar yaşadıklarımıza baktığımızda İsmet Berkan’ın ‘Schrödinger’in Kedisi’ hatırlatmasındaki duruma benzer bir halin olması ihtimalini kaale almaksızın akıl yürütmek de pek kolay değil.
Geçmişte neler olduğunu, üzerine kitaplar yazılmış hadiseleri uzun uzadıya sıralayacak değilim burada...
28 Şubat demem yeter herhalde.
İzin verirseniz olabilecek şeylerin boyutunu göstermesi bakımından o günlerden bir anekdot aktarayım.
10 yıl önce Genelkurmay, MİT, emniyet dahil pek çok kamu kuruluşunda ne bugünkü gibi ciddi seviyede belge sızıntısı kuşkusu, ne de buna bağlı ileri teknoloji ürünü güvenlik duvarları vardı. Bilgisayar ve internetin sunduğu imkânlardan yararlanılıyordu yararlanılmasına ama her görevlinin kendi şifresiyle sisteme giriş yapıp yetki sınırları dahilinde dosyalar üzerinde çalışabildiği, iş bittikten sonra ‘disc’i kapatmak suretiyle istenmeyen erişimin engellediği ortam mevcuttu ve ‘sil’ komutuyla hafızadaki kayıtlı bilginin tamamen yok olduğu varsayılıyordu. Haliyle kişisel e-mail erişim imkânlarının sıradan şahsi şifre engeli dışında merkezi sistemle ilintilendirilip kopyalanması falan da düşünülmemişti...
Bunları anlattım, zira nakledeceğim anekdotun zemini teknoloji.
Olayın kahramanı çalıştığı kurumda her ne kadar ikinci adam mevkiinde olsa da kamuoyunda ‘ birinci’ sayılan, fizik yapısıyla girdiği her ortamda dikkat çeken bir kişiydi. Yanı sıra kurumun gücünün kendisinde tecessüm ettiğine inanılan, tehditkâr, pervasız, etkili, belirleyici, kararlı v.s...  Nihayet, bu kişinin geçmişte
yurtdışında önemli görevlerde bulunduğunu, Ortadoğu’da söz ve iddia sahibi ülkelerin askeri karar vericilerinin gözünde ‘en muteber şahıs’ sayıldığını ve ‘ Güç elimdeyken neden herkesi saf dışı edip Türkiye’yi ben idare etmeyeyim’ düşüncesiyle hareket ettiğini de kaydedeyim.
Söz konusu kişinin bir dönem zirvesinde çalıştığı kurumun bilgisayar güvenliği konusunda ne durumda olduğunu yukarda yazdım. Ama o dönemde önemli ve sadece kurumun ‘bir numara’sının bilgisi dahilinde bir tedbiri uygulaya geldiğini söylemem gerek... Tedbir şuydu: Akşamları herkes kurum dışına çıktıktan sonra bilgi işlem birimi elemanları istihbarat personeliyle birlikte bütün bilgisayarlarda kimin
hangi dosyalar üzerinde çalıştığını kontrol edip ister kayıtlı ister silinmiş olsun, mutadın dışında bir şey gördüklerinde bunu ertesi sabah ‘ bir numara’nın önüne koyuyorlardı. İstisnasız bütün personeli kapsayan izlemeye kahramanımızın bilgisayarı da tabiydi elbette. Bir akşam elemanlar ‘İkinci Adam’ın bilgisayarında mailleri kontrol ederken Ortadoğu ülkelerinden birinin en üst düzey askeri yetkilisiyle yazışmaya rastladılar.  “Benim bu ağustosta İstanbul’a gitmem söz konusu. Aksi halde Ankara’ya işin başına gelmem mümkün
değil. Sonrasında büyük kulis dönecek haliyle. Ertesi sene emekli de edebilirler. İki ihtimale göre planımı yaptım. Şayet emekli ederlerse cumhurbaşkanı olmayı düşünüyorum...”
Bu notu okuduğunda ‘Bir numara’nın yerinden sıçradığını söylememe gerek yok sanırım.
Hikâye şöyle sonlandı: Kahramanımız beklendiği gibi ve teamüle uygun olarak İstanbul’a gitti. Gitti gitmesine ama ertesi yıl işler beklediği gibi gitmedi. Bir numara ve onun destek aldığı diğer önemli kişiler ‘Bundan kurtulmamız lazım’ dediler ve onu emekliye sevk etmeye karar verdiler. Ancak tam bu sırada
17 Ağustos günü İstanbul büyük bir felaket yaşadı. Merkez üssü Adapazarı olan deprem İstan-
bul’u da vurdu... Önemli kurumun böylesi durumda derhal ve bütün imkanlarıyla kurtarma faaliyetine katılması beklenirdi ama bağlı birimler kahramanımızın emriyle yerlerinden kıpırdamadılar. Onbinlerce insan enkaz altında yardım beklerken bir zamanlar kurumunun göz bebeği olan kişi ‘ fırsat bu fırsat’ diyerek Anka-
ra’ya sıkıyönetim ilanı için şantaj yapıyor ‘ Sıkıyönetim ilan edin kurtarayım İstanbul’u’ diyordu. Dediği yapılsa olağanüstü halin gereği olarak hakkındaki emeklik kararı yürürlükten kalkacak önü bir daha engellenemeyecek şekilde açılacaktı. Köşeye sıkışmıştı ‘Bir numara’ ama kısa bir tereddütün ardından resti görmeye karar verdi. Kahramanımızın emeklilik tebligatı yazılıp zarflandı ve görevi devralacak kişinin eline verilip yollandı.
Gerisini hatırlayan çoktur... Mutad devir- teslim töreni bile yapılmadı onun için. Elbisesini çıkardıktan sonra adı hâlâ gazetelerin birinci sayfalarındayken Cumhurbaşkanı olmayı denedi... Sonra... Sonra ödüller aldığı ülkelerin himayesinde hiçbir şart altında üzerine gelinmeyeceği güvencesiyle köşesine çekildi...



Bu haber 909 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,285 µs