En Sıcak Konular

Ergun Babahan Hürriyet'i neden alkışladı?

23 Haziran 2009 17:25 tsi
Ergun Babahan Hürriyet'i neden alkışladı? Star yazarı Ergun Babahan 'Hürriyet bu kez doğruyu yaptı' diyor... Hatta büyük bir değişim olabileceğini savunuyor... Neden mi?

Ergun BABAHAN / Star
Türkiye’nin asıl sorunu burjuvazi 
İçinde bulunduğumuz çağa en uyumlu sınıf burjuvazi.
Hem küreselliğe en uyumlu kesim, hem de hala tüm düşünsel ve teknolojik yeniliklerin öncüsü ve taşıyıcısı.
Yaşanılan büyük krize rağmen kapitalizmin varlığının hala sorgulanamamasının temel nedeni de bu.
Çünkü burjuvazinin yerini alıp yeni bir sistem oluşturacak devrimci bir sınıf yok.
Ne yazık ki, bu söylediklerimiz dünyadaki burjuvazi için geçerli.
Türkiye’de yeni yeni oluşan burjuvazi bu özelliklerden çok uzak.
Daha bir ‘tatlı su’ burjuvazisi.
Hala arazi rantından medet uman, kaçak kat yapmaktan kaçınmayan bir sınıf bu.
Çok azının parasını sanata kültüre ayırdığı, çoğunluğunun gösterişe yönelik yatırımları, kültür sanata tercih ettiği bir sınıf konumunda.
En pahalı otomobil ve tekne markasını bir çırpıda sayabilen ama önde gelen bir ressamın adını bilmekten aciz temsilcilerden oluşuyor.
Bunda sermaye oluşumunun tamamen siyasi iktidara bağlı olmasının payı büyük elbette.
Her iktidar değişimi servet değişimini de beraberinde getiriyor.
Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan dönemi zenginleri var ülkemizde.
Bu durum sermayenin güçlenip gelişmesinin önünde büyük bir engel, o nedenle de kısa dönemde büyük kazanç sağlayan yatırımlara yöneliyor.
Bu işin sermaye yönü.
Siyasi yönü daha vahim.
Çünkü siyasi iktidarlarla büyüyen bu sınıf, Türkiye’nin her kritik dönemecinde askerden yana tavır almakla ünlü.
Son yaşanan kriz bile bunun açık göstergesi.
Başörtüsü yasağında bile tavır alma ihtiyacı duyan TÜSİAD, son andıçta sessizliği tercih etti.
AK Parti iktidarı öncesi demokratik açılımları savunan, sivil anayasa taslağı bile hazırlayan TÜSİAD son dönemde bu konulara soğuk.
Bunun iki nedeni var.
Birincisi askerle içli dışlılık.
İkincisi ise AK Parti’ye yönelik güven eksikliği.
İktidar özgürlükleri sadece kendisini destekleyen çekirdek kesim için istiyor görüntüsü verdiği için, anayasa değişimi dahil, birçok konuda istediği desteği bulamıyor.
Avrupa Birliği yolundaki reformların durma noktasına gelmiş olmasının da burada bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir.
Sonuçta, Avrupa ve dünyayla birleşmekten en büyük kazancı sağlaması gerekenler, bu rolü Anadolu sermayesine kaptırmış durumda.
Türkiye demokratikleşip tam bir hukuk devleti olmayı başaracaksa bunda toplumun önde gelen kesimlerinin işbirliği bir önkoşul.
Bu işbirliğini sağlamak elbette iktidara düşüyor.
Mutabakat, taviz değildir.
Sınırları, çerçevesi belirlenmiş bir program üzerinde uzlaşan bir Türkiye hem demokratikleşme yolunda hız kazanır, hem de Kürt meselesinin hallinde daha cesur ve kararlı davranabilir.
Albay’a mektup var mı?
Marquez’in çok sevdiğim romanlarından biridir, ‘Albaya kimseden mektup yok.’
O albayla bizimki çok farklı.
Bizim albayın çeşitli tarzlarda imza atma meraklısı olduğu ortaya çıktı.
Kısaca darbe belgesindeki imzanın kime ait olduğunun anlaşılmasının engellenme çabası var.
Bu sadece albaydan mı kaynaklanıyor emin değilim.
Gazetelerin Ankara Temsilcilerini karargaha çağırıp yanlış bilgiyle yönlendiren karargahın duruşu kafa karıştırıcı.
Bu bilgiyi koca harflerle manşete taşıyıp ‘emir-komuta’ gazeteciliği yapanların yüzü kızarır mı bilemem ama bu bilgilendirmelere karşı mesafeli olma gereği çok açık.
Çünkü son dönemde karargah adına yapılan çok yanlış açıklamalar oldu.
Poyrazköy’de bulunan silahların askere ait olmadığına ilişkin açıklama hala aklımızda.
Türkiye’nin bu döneminde saygın, güvenilir bir gazete olmanın yolu sivil olmaktan geçiyor.
Böyle olmazsanız gazete yerine bilgisayar satar, kendinizi kandırmakla yetinirsiniz.
Türkiye’nin asıl sorunu burjuvazi  Ergun BABAHAN ebabahan@stargazete.comRSS İçinde bulunduğumuz çağa en uyumlu sınıf burjuvazi.
Hem küreselliğe en uyumlu kesim, hem de hala tüm düşünsel ve teknolojik yeniliklerin öncüsü ve taşıyıcısı.
Yaşanılan büyük krize rağmen kapitalizmin varlığının hala sorgulanamamasının temel nedeni de bu.
Çünkü burjuvazinin yerini alıp yeni bir sistem oluşturacak devrimci bir sınıf yok.
Ne yazık ki, bu söylediklerimiz dünyadaki burjuvazi için geçerli.
Türkiye’de yeni yeni oluşan burjuvazi bu özelliklerden çok uzak.
Daha bir ‘tatlı su’ burjuvazisi.
Hala arazi rantından medet uman, kaçak kat yapmaktan kaçınmayan bir sınıf bu.
Çok azının parasını sanata kültüre ayırdığı, çoğunluğunun gösterişe yönelik yatırımları, kültür sanata tercih ettiği bir sınıf konumunda.
En pahalı otomobil ve tekne markasını bir çırpıda sayabilen ama önde gelen bir ressamın adını bilmekten aciz temsilcilerden oluşuyor.
Bunda sermaye oluşumunun tamamen siyasi iktidara bağlı olmasının payı büyük elbette.
Her iktidar değişimi servet değişimini de beraberinde getiriyor.
Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan dönemi zenginleri var ülkemizde.
Bu durum sermayenin güçlenip gelişmesinin önünde büyük bir engel, o nedenle de kısa dönemde büyük kazanç sağlayan yatırımlara yöneliyor.
Bu işin sermaye yönü.
Siyasi yönü daha vahim.
Çünkü siyasi iktidarlarla büyüyen bu sınıf, Türkiye’nin her kritik dönemecinde askerden yana tavır almakla ünlü.
Son yaşanan kriz bile bunun açık göstergesi.
Başörtüsü yasağında bile tavır alma ihtiyacı duyan TÜSİAD, son andıçta sessizliği tercih etti.
AK Parti iktidarı öncesi demokratik açılımları savunan, sivil anayasa taslağı bile hazırlayan TÜSİAD son dönemde bu konulara soğuk.
Bunun iki nedeni var.
Birincisi askerle içli dışlılık.
İkincisi ise AK Parti’ye yönelik güven eksikliği.
İktidar özgürlükleri sadece kendisini destekleyen çekirdek kesim için istiyor görüntüsü verdiği için, anayasa değişimi dahil, birçok konuda istediği desteği bulamıyor.
Avrupa Birliği yolundaki reformların durma noktasına gelmiş olmasının da burada bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir.
Sonuçta, Avrupa ve dünyayla birleşmekten en büyük kazancı sağlaması gerekenler, bu rolü Anadolu sermayesine kaptırmış durumda.
Türkiye demokratikleşip tam bir hukuk devleti olmayı başaracaksa bunda toplumun önde gelen kesimlerinin işbirliği bir önkoşul.
Bu işbirliğini sağlamak elbette iktidara düşüyor.
Mutabakat, taviz değildir.
Sınırları, çerçevesi belirlenmiş bir program üzerinde uzlaşan bir Türkiye hem demokratikleşme yolunda hız kazanır, hem de Kürt meselesinin hallinde daha cesur ve kararlı davranabilir.
Albay’a mektup var mı?
Marquez’in çok sevdiğim romanlarından biridir, ‘Albaya kimseden mektup yok.’
O albayla bizimki çok farklı.
Bizim albayın çeşitli tarzlarda imza atma meraklısı olduğu ortaya çıktı.
Kısaca darbe belgesindeki imzanın kime ait olduğunun anlaşılmasının engellenme çabası var.
Bu sadece albaydan mı kaynaklanıyor emin değilim.
Gazetelerin Ankara Temsilcilerini karargaha çağırıp yanlış bilgiyle yönlendiren karargahın duruşu kafa karıştırıcı.
Bu bilgiyi koca harflerle manşete taşıyıp ‘emir-komuta’ gazeteciliği yapanların yüzü kızarır mı bilemem ama bu bilgilendirmelere karşı mesafeli olma gereği çok açık.
Çünkü son dönemde karargah adına yapılan çok yanlış açıklamalar oldu.
Poyrazköy’de bulunan silahların askere ait olmadığına ilişkin açıklama hala aklımızda.
Türkiye’nin bu döneminde saygın, güvenilir bir gazete olmanın yolu sivil olmaktan geçiyor.
Böyle olmazsanız gazete yerine bilgisayar satar, kendinizi kandırmakla yetinirsiniz.

Hürriyet bu kez doğruyu yaptı
Türkiye’ye, olaylara tek gözlükten bakmaya alışmış Hürriyet, bu geleneği kıracak bir adım attı.
Eyüp Can’ı haber koordinatörlüğüne getirdi.
Toplumun hem geleneklerini, hem dinamiklerini iyi bilen, her kesimle sağlıklı ilişki kurabilen Eyüp Can, Hürriyet’te önemli bir değişimin temsilcisi olabilir.
Kendisine yeni görevinde bol şans ve sabır diliyorum.
Türkiye’ye, olaylara tek gözlükten bakmaya alışmış Hürriyet, bu geleneği kıracak bir adım attı.
Eyüp Can’ı haber koordinatörlüğüne getirdi.
Toplumun hem geleneklerini, hem dinamiklerini iyi bilen, her kesimle sağlıklı ilişki kurabilen Eyüp Can, Hürriyet’te önemli bir değişimin temsilcisi olabilir.
Kendisine yeni görevinde bol şans ve sabır diliyorum.


Bu haber 706 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,415 µs