Ya darbe ya da CHP iktidarı mı?

22 Haziran 2009 09:14 tsi
Herkes bir anayasa konusunda hem fikir. Fakat nasıl yapılacağı bilinmiyor. Daha doğrusu CHP'nin koyduğu blokajın nasıl kaldırılacağı net değil. Adem Yavuz Arslan yazdı…

Adem Yavuz Arslan / Bugün

Abant Platformu, kadim tartışma konusu 'demokratikleşme' başlığında geçtiğimiz hafta sonu toplantılara adını veren Abant'taydı. Yüze yakın akademisyen, siyasetçi ve gazeteci iki gün boyunca süren oturumlarda siyasi partilerin dünü, bugünü ve yarınını tartıştı.

Abant Platformu bu yıl 19. kez toplandı. Artık entelektüellerin, akademisyenlerin ve ülke meseleleriyle ilgili söyleyecek sözü olanların buluşma noktası haline geldi. Bir yönüyle de marka oldu.

Özgür bir ortamda sorunlar bütün boyutlarıyla ele alınıyor, herkes görüşlerini kapsamlı olarak anlatabiliyor. Hatta platform yönetimi bütün sunumları ve görüşleri bütün olarak web sitesine de aktararak geniş kesimlerin istifadesine sunuyor.

Bu yılki toplantının gündemi siyasi partiler olsa da Abant'a 'irtica eylem planı' damgasını vurdu. Başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere tüm siyasiler eylem planı hakkında konuştu. Aslında konu o kadar ağır ki kürsüye çıkan her siyasetçi 'tepki'sini göstermek zorunda hissetti kendini. Arınç'ın "Bu belgeyi düzenleyenler halka ve demokrasiye ihanet içinde" sözünü not etmek şart. Dikkat çeken bir başka konu da eylem planının toplumda derin bir bölünmeye yol açtığı. Abant'ta bile hararetli tartışmalar yaşandı.

Toplantılarda oldukça ilginç sunumlar ve çarpıcı analizler de vardı. Fakat bir eksiklik var ki üzerinde durmak şart. Bir önceki toplantı Erbil'deydi ve toplantının bizatihi kendisi tarihi nitelikteydi. Ondan önceki toplantı da yine Kürt Sorunu başlıklı ve Abant'taydı. Her iki toplantıya da Kürt sorununun tarafları davetliydi ama DTP hiçbirine katılmadı. Bu yılki Abant toplantısına da ne CHP ne de MHP'den katılım vardı. Bu tablo da bazı temel sorunlarda neden çözüm bulunamadığı konusunda ipucu veriyor.

İki gün boyunca hem sunumlarda hem de tartışmalarda üzerinde ittifak edilen konu mevcut anayasa ile artık devam edilemeyeceği oldu. Sistem üzerindeki askeri vesayet, partilerin kendi içlerindeki anti demokratik sistemler, çözüm yolları masaya yatırıldı.

Herkes bir anayasa yapımı konusunda hem fikir. Fakat nasıl yapılacağı bilinmiyor. Daha doğrusu CHP'nin koyduğu blokajın nasıl kaldırılacağı net değil. Çünkü muhalefet partisi her şekilde yeni düzenlemeye karşı olduğunu ve mutlaka mahkemeye gideceğini ilk günden bu yana ilan ediyor. Bu konu uzun uzun tartışıldı. Bu noktada hükümete tepkiler de vardı. Bazı akademisyenler toplumun yeni bir anayasa yapacak olgunluğa çoktan ulaştığını ifade ederken 'Asıl uzlaşı halkla ve sivil toplumladır. Siyasi partilerin uzlaşması olmazsa da olur' görüşünü dile getirirken AK Parti bu noktada hatırı sayılır bir eleştiri de aldı. Hatta yeni anayasa için CHP'nin iktidar olmasını mı bekleyeceğiz eleştirileri yapıldı.

Toplantıların en ilginç noktalarından birisi de kuşkusuz Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar'ın konuşmasıydı. Akpınar geçtiğimiz yılki toplantıda da ezberleri bozmuştu ama bu yıl bütün teamülleri tersine çevirdi. Türkiye'de hiçbir validen duyulmayacak "Aradan geçen uzun yıllara rağmen demokratik hayatımıza tecavüz eden darbecileri yargılayamadık" Sıra dışı Vali'nin isim vermeden 'Bu kişi ve gruplar, halkın iradesine karşı plan yapmaktan ne usanıyorlar ne de utanıyorlar" demesi de çok önemli. Vali Akpınar daha uzun süre kendinden söz ettirecek gibi. Özetle verimli bir toplantıya sahne oldu Abant.

El Cezire bile bıktı

Muhtıralar, 367'ler, Lahikalar, ilginç davalar ve son olarak da İrticayla Mücadele Eylem Planı. Ülke gündemi özellikle 2002'den sonra öyle bir hal aldı ki her yeni gün yeni bir polemik konusuyla geliyor. Sadece Türk gazeteciler değil yabancı meslektaşlarımız da gündemi takipte zorlanıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Arap dünyasının ünlü haber kanalı El Cezire'nin Ankara temsilcisi Yusuf El Şerif ile son belgeyi konuşurken ilginç bir anekdot anlattı. El Cezire yönetimi tek kelimeyle bıkmış. Şerif'in editörü "Bu nasıl ülke anlamadım. Darbe günlükleri, muhtıralar, e-bildiriler, davalar, eylem planları. Türkiye'den gelen tüm haberler böyle" diye şaşkınlığını yansıtmış. Şerif 'ne yapalım gündem böyle' dese de editörü kararlı bir şekilde " İstemiyorum böyle haberler. Ne zaman normal bir şeyler olursa o zaman haber yaparsınız" demek durumunda kalmış. Fazla bir şey söylemeye gerek yok herhalde.

Bu haber 465 defa okundu.