Ergenekon'un 'fanatik' kolu: Meşin yuvarlak

18 Haziran 2009 13:16 tsi
Kimse dikkat etmiyor. Esas maç sahada değil, dışarıda oynanıyor. Hem de herkesin gözü önünde!

Hikâyenin sonu malum aslında. Türkiye’nin en iyi futbolcularından birisi için üç büyüklerden ikisi her transfer döneminde olduğu gibi kıyasıya bir rekabetin içerisine girince göz gözü görmeyecek bir toz bulutu kaplıyor meydanı. Yıldız oyuncu gönlünün istediği takıma gitmeyi kafasına koyuyor hatta meydan okuyan cümleler kuruyor kendince...

Üç maymun geleneği
Acı gerçeği öğrenmesi çok sürmüyor, bir gece yarısı operasyonu ile “Oynamak istemiyorum” dediği kulübe karanlık isimlerin gölgesinde imza atmaya zorlanıyor... 

Bahsedilen hikâyenin ana kahramanının Kayserisporlu Mehmet Topuz olduğu gün gibi aşikâr. Gerçek mevzu ise bu hikâyelerin her yıl tekrarlanıyor olması. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın transfer operasyonunda yanında yer alan İbrahim Cingi, Ergenekon, Danıştay ve Hrant Dink davalarında adı geçen, tartışılan bir isim ve yazılar yazdığı bir site onun aracılığı ile Topuz’un Fenerbahçe’ye kazandırıldığını açıklıyor. Ne var ki Türk basını sessiz kalıp, üç maymunu oynama geleneğini sürdürüyor... Spor medyası önümüzdeki sezon yine hakemlerin baskı gördüğünden, yine futbolun kalitesizliğinden dem vurmak yerine, bu baskı ortamını ve kalitesizliği yaratan isimlerin niteliğini ve niceliğini hiç sorgulamayacak mı merak ediyoruz.

Ergun Babahan: ‘Habercilik anlayışı hemen değişmeli’
Taraf gazetesi habercilik yapmıştır. Türk basını Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım söz konusu olduğunda çekingen davranıyor.

Ne yazık, spor şefleri ile kulüp başkanları arasındaki ilişki ahbap-çavuş diyaloglarından ileri gitmiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Dubai Towers ihalesinde de Aziz Yıldırım’ın El Maktum ile görüştüğü bilinmesine rağmen kaleme alınmadı. Habercilik anlayışı kişisel çıkarlara dayandığı sürece Aziz Yıldırım ve diğerlerinin perde arkasında neler yaptıkları sorgulanmayacaktır. Tabii sadece Yıldırım değil, Beşiktaş’ın Fulya projesinde de karanlık ilişkiler içinde olduğu biliniyor. Bunların birçok örneği var. Gazetecilik artık magazine, tam tabiri ile plaj gazeteciliğine dönüşüyor. Ama Taraf’ın tıpkı askerlikle ilgili olan haberleri gibi spor dünyasına da ışık tutan bu haberleri sayesinde gerçek haberciliğin yolunun açılacağını düşünüyorum ve sizi tebrik ediyorum.

Yalçın Doğan: ‘Suskun kalmak vahameti arttırıyor’
Taraf gazetesi olarak yaptığınız bu haberi çok anlamlı buluyorum. Herkesin doğru veya yanlış Genelkurmay ile ilgili çıkan haberlere yoğunlaştığı bir dönemde birinci sayfadan ‘Futbolun Ergenekonu’ başlığı ile verdiğiniz bu haber dikkat çekiciydi. Yaptığınız haber spor dünyasındaki gerçeklere ışık tuttuğu için takdire değerdi ve saygıyla karşıladım. Spor basınının maçlar şöyle veya böyle bitti demekten öte bu tür yanlışlara ve kirli ilişkilere parmak basması gerekiyor. İbrahim Cingi’nin, Türkiye’nin gündemini işgal eden Ergenekon, Danıştay ve Hrant Dink davalarında adının geçtiği iddia edilirken, spekülasyonlara yol açan bir transferde aracı olması düşündürücüdür. Ne yazık ki bazı spor kulüplerinin başkanları dokunulmaz olduklarını düşündükleri için bu tür insanlarla ilişki kurabiliyorlar. Spor basınının bu olay hakkında suskun kalması ise olayın vahametini arttırıyor.

Taraf

Bu haber 1,245 defa okundu.