En Sıcak Konular

Çandar bombaladı!

16 Haziran 2009 11:58 tsi
Çandar bombaladı! Andıçlar konusunda en çok onun deneyimi var. Bakın ne dedi

Cengiz Çandar / Radikal

'Belge' gerçekse de, sahteyse de...

Genelkurmay böyle açıklama yapacaksa hiç yapmasın daha iyi. Kurumun itibarını korumak için yapılan bu tür açıklamalar amaca hizmet etmiyor. Böylesine suçlayıcı ve polemik dili ile, kurumun itibarını koruyamaz, tersine üzerine düşen kuşkuları arttırırsınız.
Şu Taraf gazetesinde 12 Haziran’da yayımlanan ve günlerdir kıyamet kopartan ‘İrtica Eylem Planı’ adlı belgeye ilişkin ortaya çıkan manzaranın bir yararı olmalı;  Genelkurmay’ın demokratik hukuk devletine gerçekten bağlı bir kurum haline dönüşmesi mümkün olursa, bundan başta Genelkurmay, herkes ve tabii ki Türkiye kârlı çıkar.
Oysa Genelkurmay’ın 10 maddelik açıklaması, ülkenin en önemli kurumlarının başında gelen bu kurumun bu yönde bir davranış sergileyeceği umudunu, maalesef, henüz vermiyor. 10 maddelik açıklamanın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘Bu oyunlara seyirci kalmayız. Gerekirse ilgililere yönelik davaları açacağız’ sözlerinin ve Askeri Savcılığın hiç kimseyi tatmin etmeyen ‘Belgeyle Genelkurmay’ın ilişkisi yoktur’ izlenimi veren açıklamasının ardından gelmesi, dili, uslûbu ve içeriği sağlam değil. Hiç değil.
Açıklama bir yandan Askeri Savcılığın ‘İddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamadığı’na ilişkin açıklamasına gönderme yapıyor; diğer yandan ‘Belgenin doğru olması halinde’ gibi sözcüklere yer vererek, ‘Kesinlikle böyle bir belge yoktur’ diyemiyor.
Varlığı iddia edilen belgenin Taraf’ta patlamasının ardından neredeyse bir hafta olacak. Genelkurmay’ın itibarını zedelediği besbelli böyle bir gelişmeden bunca gün sonra, ‘Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşılamaması’ ve hâlâ ‘Kriminal inceleme’
sonucunun alınamamış olması ve dolayısıyla Askeri Savcılık’ın bir kanaate varamamış bulunması inandırıcı geliyor mu?
Hem Genelkurmay’ın bu açıklaması, bu konuya ilişkin Askeri Savcılık tarafından konulan ‘yayın yasağı’na ne kadar uygun; bu da tartışmaya açık.
***
10 maddelik Genelkurmay açıklamasının 1. maddesi, ‘Genelkurmay Askeri Savcılığı’na konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri verildiğini’, 2. maddesi ise son durum hakkında kamuoyuna bilgi sunulduğunu bildiriyor. Şu hiç kimseyi inandıramayan ‘bilgi’.
Kaldı ki, ‘yayın yasağı’ konan belge hakkında ve bunca gün sonra, Genelkurmay Askeri Savcılığı  ‘iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamamıştır’ diye ‘bilgi’ açıklaması yaptıktan sonra ortada ‘güven’ kalır mı?
Hiç değilse, 28 Şubat döneminde (1998) bizi de hedef alan o ilk ‘andıç’ basına sızdırıldıktan sonra, 2000 Ekim ayında Genelkurmay öyle bir ‘andıç’ çalışması olduğunu inkâr etmemişti. 2009 Genelkurmay’ı, 2000’in de gerisine mi düşecek?
Genelkurmay açıklamasının 6. maddesinde “Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz (güvenimiz demek istiyor, belli ki; askerin ezelî Türkçe sorunu) tamdır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu konunun en yakın takipçisi olacaktır” deniyor. Buna herkes inansa, ‘1998 Andıç’ tecrübesinden geçmiş olanlar inanamaz.
O andıçı Genelkurmay kabullenmişti ama aşağılık bir iftira ve tertip olan o andıçı hazırlayanlar hakkında hiçbir yasal işlem yapılmadı. O andıçın oluşturduğu ortamda suikasta uğrayan ve mucize kabili hayatta kalabilen Akın Birdal ve bizler, o andıçın ‘failleri’nin hakkında, uğradığımız en hayasızca iftira karşısında yargı yoluna gidemedik. Genelkurmay Adlî Müşavirliği, andıçı hazırlayanlar hakkında soruşturma izni vermedi. O ‘çirkin tertip’in altında imzası olanlar emekli olmuşlardı ama bunu yaptıkları tarihte ‘muvazzaf’ oldukları için, haklarında soruşturma izni, dolayısıyla yargı yolunun açılması Genelkurmay Adlî Müşavirliği’ne bağlıydı. O dönemin Genelkurmay Adlî Müşaviri’nin Ergenekon soruşturmasına konu olduğunu hatırlatalım.
Genelkurmay Adlî Müşavirliği’nin Genelkurmay Başkanı’nın direktifine bağlı olduğunu o vakit öğrenmiştik.
Gerçi, Genelkurmay Adlî Müşavirliği ile Askeri Savcılık aynı şeyler değil ama ‘askeri yargı’nın bir ‘hukuk arama alanı’ olduğuna ilişkin yersiz olmayan kuşkularımız var.
Geçmişin ‘faulleri’ne, ardı ardına ortaya dökülen ‘andıçlar’a ilişkin ne yaptırım uygulandı?
Hiç.
***
10 maddelik Genelkurmay açıklamasının 7. maddesi “Eğer belge sahte ise, Türk Silahlı Kuvvetleri, bunun kimler tarafından ve ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılmasının da sonuna kadar takipçisi olacaktır” diyor.
Öyle de olması gerekir. Ancak ister istemez akla gelen soru şu: Sözü edilen belgenin altında imzası olan isim (Deniz Albay Dursun Çiçek) 2006’da STK’lara ilişkin bir ‘fişleme’nin, bi yeni ‘andıç’ın altına imzasını atmıştı. Aradan üç yıl geçti, hakkında bir işlem yapıldı mı?
Genelkurmay Başkanı, 14 Nisan’da TSK’nın demokrasiye bağlılığından söz ediyor; aynı ay Genelkurmay bünyesinde böyle bir belge çalışması yapılıyor? Bu nasıl iş?
Peki ya ‘Belge’ sahteyse? O daha da kötü. Zira ‘belge’nin Genelkurmay bünyesinde ‘emir-kumanda zinciri’ içinde hazırlanması söz konusu değilse de, çıktığı yer belli. Genelkurmay’daki bilgisayarlar. Genelkurmay bünyesinin ‘sahte belge’ üretimine uygun olması daha da vahim değil mi?
Kaldı ki, unutmayalım, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait ‘Darbe Günlükleri’ yayımlandığı zaman reddedilmiş ve dönemin Genelkurmay Başkanı, ‘Genelkurmay kayıtlarında buna rastlanmadığını’ bildirmişti. Bugün o metinler Ergenekon iddianamesine girmiş vaziyette.
Keza, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’a ilişkin bulgular, Genelkurmay çatısı altında askeri görevle hiç ilgisi olmayan işlerin yapılabildiğini ve üst rütbelere tırmanmış kişilerin bu ‘işler’le ilişkisini ortaya koymadı mı?
Dahası, söz konusu belgeyi Taraf’ta yayımlayan ve altına imzasını atan Mehmet Baransu, dün en az yayımladığı belge kadar önemli bir haberin altına imza attı. Bir emekli Orgeneral ile görüşmüş; şimdi şu satırlara dikkat edelim:
‘Önceki Askeri Şura’lardan birinde emekliye sevk edilen bu isim söze: ‘Plandan haber var’ diye başladı. Ocak 2009’da hazırlıklarına başlandığını söylediği plandan, şubat ayında haberdar olmuş. Haberi kendisine ulaştıranlar ise eski silah arkadaşları. Şubat ve mart aylarında planı yapan birim, üstlerine değişik taslak raporlar da sunmuş... ‘Raporu hazırlayan Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek en masum olanlardan biri’ sözünü ‘Emir verilmiştir, o da uygulamıştır’ cümleleriyle sürdürdü...’
Adı verilmeyen emekli orgeneral, TSK’nın tepe noktalarında bu ‘işler’le uğraşan bir ‘ekip’ten söz ediyor ve ‘İlker Başbuğ’u bu ekiple ilgili Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde iki kez uyardım’ diyor. Haber şöyle devam ediyor: “’Bunlar çok yanlış işler yapıyor. İleride Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve sizi zor durumda bırakabilirler’ uyarısına, ‘Bunlara kesinlikle müsaade etmem’ (İlker Başbuğ tarafından) cevabının verildiğini söyledi. Ardından ‘bunlar’ dediği isimlerden bazılarını yazılmamak kaydıyla benimle paylaştı. Paşa’nın paylaştığı isimlerden bazıları halen karargâhta görevli. Bir kısmı da geçtiğimiz Askeri Şura’da kıtaya atanmış.”
Eğer bu satırlar doğruysa:
1. Doğru olup olmadığı araştırılan ve tartışılan belge gibi işlerle ilişkili Genelkurmay bünyesinde ‘bunlar’ mevcut.
2. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ‘bunlar’dan değil ve ‘Bunlara kesinlikle müsaade etmeyeceği’ni söylemiş.
Öyleyse, yapılması gereken Genelkurmay Başkanı’nın çıkıp ‘Bunlar’ı teşhis etmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokrasiye bağlılığına ve iç siyasetle ilgili hiçbir konuya bulaşmayacağına ilişkin kesin bir taahhütte bulunmasıdır.
İkisini birden yapmalıdır.



Bu haber 1,259 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,550 µs