Pes doğrusu!

16 Haziran 2009 10:27 tsi
'Lübnan'ın Şebaa ve Suriye'nin Golan bölgelerinden çekilmekten söz etmeyen Netanyahu ile acaba nasıl bir barış yapılacak?'

Hüsnü Mahalli / Akşam

Pes doğrusu!

Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle Yahudi gönüllülerden oluşan özel birliklerin desteğindeki İngiliz ordusu Aralık 1917'de Filistin'i işgal etti. O tarihte Filistin'de yaşayan Yahudi sayısı yaklaşık olarak 50 bin.
1917-1947 döneminde  dünyanın dört bir yanından taşınan Yahudilerle bu sayı 600 bine ulaştı. Filistin'e taşınan Siyonistler sürekli olarak Filistinlilere karşı inanılması güç cinayet ve katliam yaparak onları evlerinden, köylerinden kovdu. Kovdu diyorum çünkü birileri çıkıp 'Filistinliler evlerini satıp kaçtı' diyebilir.

Oysa 'Araplar Osmanlı'yı arkadan vurdu'da olduğu gibi bu söylem de tümüyle palavra ve birkaç kişinin dışında hiçbir Filistinli evini ya da toprağını satmamıştı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra devreye ABD girer.
Kasım 1947'de BM'yi kullanan Filistin'in yarısını Yahudilere bir vatan olarak veren  Amerika bu topraklarda bir İsrail Devleti'nin kurulmasını sağladı. Bu devletin kurulması öncesinde ve sonrasında topraklarından sökülüp atılan ve dünyanın dört bir yanında göçmen olarak yaşamak zorunda bırakılan Filistinli sayısı ise bir milyonu bulmuştu.
1948'de Filistin'in yarısında İsrail Devleti'ni kuran ABD ve Batı destekli Yahudiler 1967'de Filistin'in geri kalan bölümünü yani Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'ün yanı sıra Mısır'ın Sina, Suriye'nin Golan bölgesini işgal etti. Lübnan'ın Şebaa bölgesi ise 1982'de işgal edildi.
Filistin'in yarısını Yahudilere bir vatan olarak veren BM, 1967'den sonra İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi konusunda onlarca karar aldı ama İsrail bu kararlardan ve bu konuda altına imza attığı onlarca anlaşmanın hiçbirini uygulamadı. Arap ülkelerinin barış çağrılarını karşılıksız bırakarak Gazze'de olduğu gibi bildik saldırganlık ile terör politikalarını sürdürdü.

Gelelim bugüne...
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Obama'nın çağrısı üzerine önceki gün bir basın toplantısı düzenleyerek Filistinlilerle barış yapabileceğini söyledi ve bunun için de kendi koşullarını açıkladı.

1-İsrail; Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yeni Yahudi yerleşim bölgeleri inşa etmeyecek.

2-İsrail asla Doğu Kudüs'ten çekilmeyecek.

3-İsrail; ordusu, güvenlik gücü ve egemenliği olmayan bir Filistin devletinin kurulmasına izin verecek.

4-İsrail; dünyanın dört bir yanında yaşayan ve sayıları yaklaşık 5 milyon olan Filistinli göçmenlerin Filistin'e dönüşüne asla izin vermeyecek.

5-Bir devlet kurma karşılığında Filistinliler de İsrail'in bir Yahudi Devleti olduğunu kabul edecek.
İnanılması güç bu koşulları duyan ve Ortadoğu'da barış istediğini söyleyen Obama ve yandaşı Avrupalı liderler hiç utanmadan Netanyahu'yu kutladı ve bu açıklamasını 'tarihsel' olarak nitelediler.
İkiyüzlülüğün bu kadarı da fazla.

Pes doğrusu.
1-Filistin topraklarında yeni Yahudi yerleşim merkezleri kurmayacağını söyleyen Netanyahu, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te kurulmuş olan ve içinde yaklaşık 700 bin Yahudi'nin yaşadığı yerleşkelerden söz etmiyor.

2-Bu durumda İsrail Doğu Kudüs'ten çekilmeyeceğine ve yarısı Yahudiler tarafından işgal altında tutulan Batı Şeria olmadan acaba Filistin devleti nerede ve nasıl kurulacak?

3-Ordusu, güvenlik gücü ve hatta egemenliği olmayan bir Filistin devleti acaba nasıl kurulur?

4-Litvanya kökenli Netanyahu ve Moldavya'dan gelen Dışişleri Bakanı Liberman Filistin topraklarının efendisi olarak dolaşırken Filistin'in gerçek sahipleri Filistinli göçmenler dönmeden bu sorun nasıl çözülür ve bölgede barış olur?

5-Her fırsatta herkesi anti-semitist yani Yahudi düşmanı olarak suçlamayı bir gelenek haline getiren ve Hamas'ı İslamcı bir grup olarak niteleyerek dünyayı ayağa kaldıran İsrail kendisini bir Yahudi Devleti ilan ederek herkesi potansiyel Yahudi düşmanı olarak ilan etmektedir. Çünkü bir Yahudi Devleti İsrail'e laf söyleyenler böylece Yahudilere sataşmış olacak ve Yahudi düşmanı ilan edilecek.
Şimdi tüm bu gerçekler ortadayken nasıl olur da Obama ve yandaşları Netanyahu'yu kutluyor?
Lübnan'ın Şebaa ve Suriye'nin Golan bölgelerinden çekilmekten söz etmeyen Netanyahu ile acaba nasıl bir barış yapılacak?
Yoksa barış denilen şey Netanyahu'nun koşulları ile mi olacak?
Buna ancak geri zekalılar inanır.

Bu haber 572 defa okundu.