çelişki | " /> çelişki | "/>

En Sıcak Konular

Bu ne yaman çelişki

10 Haziran 2009 15:48 tsi
Bu ne yaman çelişki YÖK’e karşıydılar. 12 Eylül’ü eleştirirlerdi. 'Faşizme karşı olmak' sloganlarıydı. Demokrat idiler. Sonra her ne olduysa 'karşı' oldukları 12 Eylül çizgisinde birleştiler. Bilmeyenler için durum 'bu ne yaman çelişki' halidir. Ama sımsıkı

Star gazetesinden Ahmet Kekeç soruyor: Hani bunlar faşizme karşıydı?

Kekeç, yazısında önce 12 Eylül darbesinin, kendisinin “dayak yiyerek” savuşturduğu etkilerine değiniyor ve devam ediyor:

“…Çok değil, on yıl öncesine kadar, kendilerine ‘aydın’ sıfatını uygun gören herkes, tüm akademisyenler, tüm sanatçılar, tüm Kemalistler, tüm Maocular, tüm milliyetçiler, tüm CHP’liler, hatta tüm şairler YÖK’e, YÖK siyasetine karşıydı.

Bu kurum, çünkü, tüm aydınların, tüm solcuların, tüm şairlerin, tüm İlhan Selçuk’ların, tüm Emre Kongar’ların temelden karşı çıktıkları 12 Eylül darbesinin ürünüydü ve asıl işlevi eğitim-öğretim işlerini düzene sokmak, kaliteli üniversiteler kurmak, bilimsel özerkliği sağlamak değil, statükoya kul köle olacak nesilleri yetiştirmekti.

Böyle diyorlardı.

En sert YÖK eleştirisini CHP yapıyordu. Bu partinin programında YÖK’ü ortadan kaldırmak, ‘eğitim-öğretim işlerine çeki düzene vermek’, demokratik bir maarif sistemi kurmak ilk sıraları işgal ediyordu.

Sonra ne mi oldu?

Hepsi 12 Eylül çizgisinde birleştiler.”

Kekeç yazısını bir soru ile bitiriyor:

“…Kendilerine ‘aydın’ sıfatını uygun gören akademisyenlerimiz, sanatçılarımız, şairlerimiz, Kemalistlerimiz, Maocularımız niçin (YÖK’ün ortadan kaldırılmasına yönelik) bir huruç hareketi başlatmıyorlar?

Silivri’dekilerin darbe yapıp iktidara gelmesini, YÖK yönetiminin yeniden ‘bizim çocuklara’ elvermesini mi bekliyorlar?”

Bir zamanlar YÖK’e, 12 Eylül anayasasına karşı çıktıklarını beyan edenlerin şimdi YÖK’e sahiplenmeleri, sivil, demokratik bir anayasa isteğine karşı “takoz” siyaseti yürütmeleri, elbette ilginç bir tablo oluşturuyor.

Türkiye’yi ve bu siyasetçi, aydın, akademisyen tipolojisini bilmeyenlerin şaşkınlıkla karşılamaktan kendilerini alamadıkları bu tablo o kadar da “anlamsız” değil aslında.

Çünkü gerçekte, Kekeç’in de dikkatini çektiği üzere böyleleri hiçbir zaman “faşizme” karşı değillerdi. “Karşı imiş” gibi yapıyorlardı. O dönemin şartlarının gereği bu tarzda konuşmak, siyaset yapmaktı ve öyle davranıyorlardı.

Ama ne zaman ki iş “ciddiye” bindi, o zaman takke düştü, kel göründü. Kendilerine rağmen darbeye karşı çıkılamazdı. Kendilerine rağmen anayasa yapılamazdı. Kendilerine rağmen YÖK kaldırılamazdı. Bunları yapmak gerekiyorsa eğer, ancak kendileri savunabilir, yapabilirlerdi.

Bu tarz siyasetçilerin, “aydın”ların ilkeli, tutarlı olmak diye bir sorunları yok. Dün söylediklerini bugün yadsımakta kendilerini gocunduracak bir şey de yok. Özeleştiri yaptıklarını, yanlışlarının muhasebesini yaptıklarını da duyan, bilen yoktur. Böylelerinin yegane düsturu “iktidar” olmaktır. İktidar kendilerinde veya aynı kafadan oldukları, kendilerini gözetenlerin elinde olduktan sonra bir “sorun” da yoktur. Yasalarla oynamak çocuk oyuncağıdır. Yeter ki iktidarlarını sağlamlaştırmaya yarasın.

Silivri’de görülmekte olan dava için döktükleri gözyaşlarının sebeb-i hikmeti budur…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 1,030 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,735 µs