Amerikalı kaynaklar: Türkiye silah istiyor

10 Haziran 2009 15:02 tsi
'Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yılda bir gerçekleşen Amerikan-Türk Konseyi (ATC) toplantısında yaptığı konuşmada, “ABD ile ilişkiler, var olan istihbarat paylaşımı işbirliğinden daha öteye gitmeli” dedi. Orgeneral Başbuğ, “

Lale Sarıibrahimoğlu / Taraf

Askerler Rus saldırı helikopterlerinde ısrarlı...

Türkiye’nin yalnızca sivil alanlarda yaptığı ihaleler değil askerî ihaleleri de bir hayli sorunlu. Hatta sivil alandan daha da sorunlu. Sorunun temelinde şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine hiç mi hiç uyulmaması yatıyor.

Parlamenterler, bir ay boyunca Türkiye’yi meşgul ettirdikleri, Suriye ile olan sınırdaki mayınların temizlenmesi konusunda çıkardıkları onca gürültü ve patırtıya karşın sorulması gereken hayati soruları sormadılar bile.

Ama gazeteci Mehmet Barlas, örneğin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, önceki akşam ATV’deki programda, “TSK’nın depolarında iki milyon mayının daha bulunduğu söyleniyor. TSK’ya sormadınız mı bu mayınlara ne yapıldı,” diye soruyor. Erdoğan, “Tabii bakacak arkadaşlar,” gibisinden anlaşılmaz bir yanıt veriyor Barlas’ın sorusuna.

Keza geçen hafta, Erdoğan’ın mayın konusunda basına kapalı toplantı yaptığı AK Parti’li bazı vekiller, “Mayın temizleme işlemini yapacak teknolojimiz yok mu, yoksa niye yok,” diye sormuşlar. Başbakan Erdoğan bu soruyu da yanıtsız bırakmış partinin ileri gelenlerinden birinin bana aktardığına göre.

Zaten TSK’nın mayın temizleme ve bu amaçla eğitilmiş gerekli personelinin olmadığını, mayıs sonuna doğru basına brifing veren Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak açıkladı.

Boğazlar’da mayın avlamak için Almanya’dan mayın avlama gemileri aldığımızı ama sınırlardaki mayınları temizleyecek yeteneğimizin niye olmadığını sorması gereken vekiller, nedense bu tür soruları sormaktan çekiniyorlar. İyi de bu sorgulamazlık hali, biz vatandaşın belini büküyor, ekonomik kaynaklarımız heba oluyor, bunu demek istiyoruz.

Benzer sorgulamama hali pek çok askerî ihalede de yaşanıyor.

1990’lı yılların ikinci yarısıydı. Türkiye, PKK ile mücadele adına acil ihtiyaç için saldırı helikopterleri alması gerektiğini dile getiriyordu. Aradan neredeyse 15 yıl geçti, ortada saldırı helikopteri yok ama bu süre içinde ilgilenen firmalarla yapılan görüşmeler, milyonlarca dolar ekonomik ve uzman insanların zaman kayıplarıyla sonuçlandı.

Nihayet, İtalyan Agusta Westland firmasıyla 2008 yılında 50 adet saldırı helikopterinin Türk savunma sanayiini güçlendirecek biçimde teknoloji transferi yoluyla üretimi kararlaştırıldı. Projenin maliyeti 2,7 milyar dolar olarak hesaplanıyor ve ilk saldırı helikopterinin, 2015 yılında TSK’ya teslim edilmesi öngörülüyor.

Ancak işin traji komik yanı, acil ihtayaç diye diye 15 yıldır alınamayan saldırı helikopterlerinin ilki, neredeyse bundan altı yıl sonra bitirilecek. Yani “acil” denen bu silahlar envantere hemen girmeyecek.

Bu nedenle de Türkiye, son iki yıldır, ara çözüm olarak yani acil ihtiyacının karşılanması için ABD’nin kapısını aşındırıyor “Cobra helikopteri verin” diye. Ama birlikte üretimini yapacağı saldırı helikopterlerini, İtalya’dan ara çözüm olarak satın almayı reddetti TSK. Zira mevcut İtalyan helikopterleri, Türkiye’de üretilmesi planlananlardan farklı bir konfigürasyona sahip olacağı için TSK’nın ihtiyacını karşılamıyormuş.

ABD ise, Cobra helikopterlerinin ancak kendine yettiğini ve bu nedenle yedi ila sekiz yıldan önce TSK’ya bu helikopterlerden veremeyeceğini söylüyor. Türkiye’nin envanterinde ise operasyonel anlamda altı kadar Cobra saldırı helikopteri bulunuyor.

İtalyanların kazandığı Türkiye’nin saldırı helikopteri ihalesine, Ankara’nın koyduğu teknoloji transferi şartını karşılamadığı için firmaları girmeyen ABD’nin gerçekte Türk tarafına kızgın olduğu ve bu nedenle Cobra’ları kısa sürede TSK’ya vermeye yanaşmadığı artık iyice belirginlik kazandı.

Yakınlarda ABD’de bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yılda bir gerçekleşen Amerikan-Türk Konseyi (ATC) toplantısında yaptığı konuşmada, “ABD ile ilişkiler, var olan istihbarat paylaşımı işbirliğinden daha öteye gitmeli” dedi. Orgeneral Başbuğ’un, “daha öteye gitmeli” ifadesinden, “Türkiye’ye silah verin” demek istediğini Amerikalı kaynaklarım söyledi.

Bu silahlar, öncelikle saldırı helikopteri ve insansız hava araçları... Hani şu İsrail’den geçen yıl kasım sonunda gelen ama Türkiye’nin, “illa da denenmemiş yeni üretilen yerli malı Aselsan kamerası kullanalım,” diye tutturması sonucu bir türlü uçamayan araçlar. Açığı kapatmak için İsrail’den de hazır alım yoluyla birkaç insansız hava aracı satın aldık.

ABD’den saldırı helikopteri alma umudu iyice azalınca Türkiye, Rusların kapısını geçen yıl sonuna doğru çaldı ve en az 12 adet olmak üzere bu ülkenin gelişmiş Mi 28 helikopterlerinden tedarik etmek için temaslara başladı. Şimdi de bu hafta başında Türkiye’den askerî bir heyet Rusya’ya gitti helikopter alımı işini hızlandırmak için.

Silah alım işlerimiz tam bir arapsaçı anlayacağınız ve çok hem de çok ciddi sorgulamayı gerektiriyor; hem ülke güvenliği adına hem de ekonomik kaynakların akılcı kullanımı adına...

Bu haber 1,273 defa okundu.