En Sıcak Konular

Suikast mı sabotaj mı?

9 Haziran 2009 10:39 tsi
Suikast mı sabotaj mı? İddiaları alt alta yazın...Bakın ne çıkıyor

Erhan Başyurt / Bugün

Suikast mı sabotaj mı?

Türk siyaseti veya bürokrasisinde etkin isimlerin şok ölümleri hep şüpheyle karşılandı.

Tabii ki ecel gelince kaçış mümkün değil.

Ama kaza da olsa, kalp krizi de, bir türlü "normal yollu ölüm" kabul edilemiyor.

Nedense her seferinde de "kafa karıştıran" sorular kalıyor geriye.

Ya halk olarak komplo düşkünlüğümüz var ya da Türkiye'de birileri adeta "profesyonel seri cinayet" işliyor.

İsterseniz alt alta yazıp bakalım.

Eşref Bitlis'in uçağı düştü.

Herkes sabotaj diyor.

Turgut Özal kalp krizi geçirdi.

Ailesi bile zehirlendi diyor.

Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu kaza yaptı.

Herkes suikast diyor.

Hepsinde de "ölümlerin normal nedenlerle gerçekleşmediği" tezine güç katan veriler mevcut.

Son olarak BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası meçhule doğru ilerliyor.

İddiaları alt alta yazınca, kazanın sabotaj olabileceğine de inanmamak mümkün değil.

Yarım saatte ulaşmak mümkün olan kaza mahalline iki gün sonra köylüler ulaştı.

Oysa Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kazadan bir saat sonra koordinatları tam olarak bildirmiş.

"Konum bildiren ELT cihazı yok ya da arızalı" dendi.

ELT cihazının da mevcut olduğu ama değiştirildiği ortaya çıktı.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Şanverdi şimdi yeni bir iddiayı daha ortaya attı:

"GPS cihazını da günler sonra bizim uzmanlar buldu ama şimdi hafızası kayıp."

Neler oluyor?

Olay yerine günler sonra ulaşılıyor.

Olay yeri incelemesi her şeye rağmen eksik yapılıyor.

Olay yerinde bulunan deliller de karartılıyor.

Bütün bunlara Yazıcıoğlu'nun evrak çantasındaki belgelerin kayıp olduğunu da eklemekte fayda var.

Şimdi bir kez daha soralım...

Halk olarak sevdiklerimizi kaybetmeyi kabullenemediğimiz için mi senaryolar uyduruyoruz?

Yoksa halkın sevdiği, ülkesine hizmet eden insanları "karanlık bir el" tek tek yok mu ediyor?

Sanırım bu tartışmanın sonu yok.

Yazıcıoğlu kazasının TBMM'de bir komisyon tarafından ele alınması yeterli değil.

Özel yetkili bir savcının, bütün bu sorulara cevap bulacak soruşturma açması gerekiyor.

O zaman millet "ihmal mi kasıt mı var?" görür.

Dedikodu ve komploların da önü alınmış olur.

Varsa "karanlık bir el" o da cezasını bulur.

Aksi halde zanlar zamanla kesin inanca dönüşmeye başlar.

Önce bireylerin, ardından toplumun sağlığı ve huzuru bozulur



Bu haber 1,126 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,630 µs