5 Haziran 2009 11:54 tsi
Tanrı Kahire deki o salondaydı diyen Bekir Coşkun! Elbette ama...

iyibilgi yorum

Hürriyet yazarı Bekir Çoşkun bugün, Barack Obama’nın Mısır’ın başkenti Kahire’de yaptığı konuşma üzerine bir köşe yazısı kaleme aldı.

Yazıda güçlü bir metafor yapılıyor ve Tanrı’nın Obama’nın ağzından konuştuğu anlatılıyor.

Detaylarına gireceğiz ama, bu şekliyle de yazının bir çok kişiyi yine kızdıracağı varsayılabilir. Zira, yaratıcının peygamberlerinin ağzından konuştuğu bilgisi semavi dinlerin kitaplarında mevcut.

Tabii bu durum Obama’yı bu mâna da sanki bir elçi konumuna yükseltiyor. Diğer ülkeleri bilemeyiz ama eğer ABD’de böyle bir gönderme yapılsaydı, özellikle Amerikan muhafakazakar kitlesi hayli sinirlenebilirdi.

Çünkü adı Hüseyin olan bir “zenci İsa” önermesi ABD’de hayli tartışmalı ve keskin bir konu.

İsa’nın isminin nereden çıktığına gelince.

Bekir Coşkun böyle bir tanımlama yapmıyor. Yani İsa’nın ismini zikretmiyor. Fakat bazı ipuçları olabilir…

Coşkun’un yazısından ilgili bölümü alalım…

“Tanrı, Kahire’deki o salondaydı.

Obama; İslam âlemine seslenirken, dünya barışına giden yolu uzun uzun tarif etti. İnsanlığın çıkarlarının barışta ve hoşgörüde olduğunu anlattı...

Çok etkisi olamadı...

Küresel kuralları ve kurumları hatırlattı; BM kararları, Güvenlik Konseyi, uluslararası anlaşmalar ve hukuk...

Olmadı...

Duygulara seslenmeyi denedi; kucaklaşmak, sevgi, kardeşlik, yardımlaşma, kadınlar, çocuklar...

Boşuna...

İşte o zaman ‘Tanrım bana yardım et’ diyerek tavana baktı.

Tanrı sordu:

‘Bana mı dedin Hüseyin Obama?..’

Obama yanıtladı:

‘Evet Tanrım... İki saattir anlatıyoruz, öyle bakıyorlar...’

Ve Tanrı kürsüde yerini aldı, Obama’nın dilinden dedi ki:

‘Dinlerimiz barışı emreder, Tevrat, İncil, Kuran...’

O zaman anladılar sanki.

Bütün sorun da burdaydı aslında: Müslümanlar okuduklarını hiçbir zaman anlamadılar…..

Tanrı, Obama’nın dilinden gerekeni söyledikten sonra yukardan televizyonlarının başında izleyen İslam âlemine bakıp ‘Anladılar mı Hüseyin?..’ dedi...”

İşte ilginç olabilecek ilk nokta bu satırların içinde. “Tanrım bana yardım et” söylemi, Hıristiyan teolojisinin önemli bir satırı.

İsa çarmıha gerildiğinde ve işkence altındayken kafasını göğe kaldırır (burada tavan oluyor ama illa yukarı) ve şöyle der; “Tanrım neredesin?”

Bu vaka bir çok Hristiyan metninde kullanıldığı gibi, son derece şöhretli ve İsa’nın öyküsünü anlatan kitaplara da konu olmuştur.

Örneğin: Nikos Kazancakis’in “Last Temptation of Christ” (İsa’nın Son Günahı) adlı, edebi anıt niteliğindeki eserinde bu bölüm şöyle:

“Ekşi kokuyu derin derin içine çekti, canlandı, göğsünü kabarttı, göklere baktı ve yürek parçalayıcı bir çığlık attı: Lama Sabaktani!”

“Lama Sabaktani” cümlesi birden çok çeviriye sahip: “Tanrım beni niye terkettin”, “Tanrım neredesin” ve/veya “Tanrım bana yardım et!”

Hayli ilginç bir benzeşme de ünlü Amerikan yazarı Norman Mailler’in “The Gospel According to the Son” kitabında var.

Türkçe’ye berbat biçimde “Bir de benden dinleyin” biçiminde çevrilen (Belki: “Oğul’a göre şeriat” daha iyi olurdu) romanın ilgili bölümün de aynı cümle, “Tanrım, beni terk mi ettin?” biçiminde soruya dönüşür.

Ama paralel olan kısım şöyle: “Tanrım diye konuştum. Anlamıyorlar. Dünyaya boş geldiler ve boş ayrılacaklar...”

Bekir Coşkun’un kaleminden çıkan “Tanrı’nın ağzından konuştuğu Obama” ile Hıristiyan terminolojisinin İsa’sı arasındaki “dil” benzerliği böyle.

Çoşkun’un “anlamıyorlar”ı, İslam ülkelerinin kutsal metinleri “anlamayıp”, şiddet kullanıp, kan dökmeleri, günah işlemeleri üzerine.

İsa’nın “anlamıyorlar”ı da aynı! Ama öznesi İslam değil insanlar.

Tanrı gerçekten Kahire'deki o salonda mıydı? Elbette öyle olmalı. Diğer heryerde olduğu gibi. Ama Obama'nın ağzından konuştu mu? İşte o hayli tartışmalı!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,765 defa okundu.