'aktif ol' çağrısı | " /> 'aktif ol' çağrısı | "/>

En Sıcak Konular

Davutoğlu'ndan ABD'ye 'aktif ol' çağrısı

5 Haziran 2009 07:56 tsi
Davutoğlu'ndan ABD'ye 'aktif ol' çağrısı BM Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Obama'nın Kahire'deki açıklamalarına değindi ve bir çağrıda bulundu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın bugün Kahire'de yaptığı konuşmadaki mesajlara ilkesel olarak katıldıklarını, ancak bu mesajların ötesinde başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun gündemdeki sorunlar ve özellikle de Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerle ilgili daha aktif bir şekilde girişimlerde bulunması gerektiğini bildirdi.

Davutuoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Haziran ayında düzenlenen ilk resmi toplantıya dönem başkanı olarak başkanlık etmesinin ardından Türkevi'nde basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Davutoğlu ABD Başkanı Barack Obama'nın İslam Dünyasına seslendiği Kahire'den yaptığı konuşmayı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine konuşmayı New York'ta izlediğini ve konuşmanın Türkiye'de TBMM'de yaptığı konuşmanın ''bir anlamda daha da açılımı olduğunu'' belirtti.

Davutoğlu şöyle konuştu:

''İlkesel olarak Başkan Obama'nın zikrettiği hususlara katılmamak mümkün değil ve bunu doğru ve zamanlı mesajlar olarak değerlendiriyoruz. Ancak bu mesajların ötesinde artık başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun gündemdeki sorunlar ve özellikle de Orta Doğu'da yaşanan gelişmelere ilgili, daha aktif bir şekilde, belli bir çerçevede girişimlerde bulunması gerekiyor. Sayın Obama'nın konuşması Batı-İslam dünyası ilişkileri bağlamında doğru bir çerçeve çizmiştir.''

Obama'nın konuşmasında Türkiye'nin rolüne atıfta bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, ''Türkiye olarak biz Doğu-Batı, Kuzey-Güney hangi coğrafyada ya da hangi kültürler, ekonomik yapılar arasında olursa olsun hiçbir gerilimin tarafı değiliz ve bu gerilimlerin aşılabilmesi için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz'' dedi.

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi (BMGK) dönem başkanı olarak ''yapıcı, objektif, aktif bir tutum'' sergilemeye devam edeceğini belirtti.

Davutoğlu, BMGK dönem başkanlığıyla birlikte Türkiye'nin bölgesinde aktif bir ülke olmasının ötesinde küresel gelişmeleri de yönlendirebilecek kapasiteye sahip bir güç olduğunu göstereceğini belirterek, ''Biz her zaman küresel ve bölgesel barış için çalıştık, bundan sonra da bu çalışmalarımızı en yoğun şekilde sürdüreceğiz'' dedi.

Ahmet Davutuoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Haziran ayında düzenlenen ilk resmi toplantıya dönem başkanı olarak başkanlık etmesinin ardından Türkevi'nde basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, Washington'da yaptığı temaslarının ardından New York'a geldiğini ve Türkiye'nin 1 Haziran 2009'dan itibaren BMGK dönem başkanı olduğunu anımsattı. BMGK dönem başkanı olarak bugün ilk resmi toplantıya başkanlık yaptıklarını ve bugünkü toplantının dönem başkanlığının Türkiye'ye geçmesi açısından da ''sembolik önem'' taşıdığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin Haziran ayında BMGK'daki meselelerin ele alınışında son derece aktif ve uluslararası ilkelere dayanan tutumunu sürdüreceğini ifade etti.

Bakan Davutoğlu, eski Yugoslavya ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemelerinin başkan ve savcılarının raporlarını sundukları bugünkü BMGK toplantısına Hırvatistan Başbakanı Ivo Sanader'in de katıldığını belirtti.

-İKİLİ TEMASLAR -

Davutoğlu, toplantının öncesinde Hırvatistan Başbakanı Sanader'le yaptığı görüşmede hem söz konusu uluslararası mahkemeye ilişkin konuları ele aldıklarını hem de kendisiyle Balkanlar'daki gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanı Yu Myung-hwan'la yaptıkları görüşmede ise hem ikili ilişkileri ele aldıklarını hem de Kuzey Kore konusunda BMGK olarak atılması beklenen adımlar konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Davutoğlu, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj ile görüşmesinde ise Balkanlar'daki gelişmeler, Bosna Hersek'teki son durum ve eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesiyle ilgili bazı konuları ele aldıklarını belirtti.

-SOMALİ-

Somali Dışişleri Bakanı Muhammed Abdullahi Ömer ile de bugün BM'de görüşeceğini belirten Davutoğlu, Somali'deki iç gelişmelerin ülkenin ötesinde, bölgede ve uluslararası sistemi ilgilendiren bir çok sonuç doğurduğunu belirtti. Somali Dışişleri Bakanı Ömer'in daha önceki görüşmelerinde ''Türkiye'nin Somali'deki bütün taraflar nezdinde çok büyük bir prestije sahip olduğunu, Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyduklarını'' kendisine söylediğini belirten Davutoğlu, Somali ile ilgili olarak ''Biz bölgedeki gelişmeleri yakinen takip ediyoruz, orada uluslararası gücün kumandası da dahil olmak üzere orada yaptığımız katkılar göz önünde bulundurulduğunda bizim Somali ile ilgili tarihi bağlarımızın ötesinde şu anda ciddi uluslararası sorumluluklarımızın olduğu kanaatindeyiz'' diye konuştu.

Davutoğlu, New York'taki temasları çerçevesinde bugün ABD'nin Orta Doğu özel temsilcisi George Mitchell'e de görüşeceğini ve kendisiyle Orta Doğu'daki gelişmeleri ele alacaklarını bildirdi.

-BMGK GÜNDEMİ YOĞUN-

Bakan Davutoğlu, BMGK'nın Haziran ayı gündeminin yoğun olduğunu belirterek, gündemde Afrika meselelerinin, Orta Doğu, Kosova konularının görüşüleceğini ve özellikle Türkiye için en önemli konulardan birinin de 18 Haziran'da düzenlenecek Irak toplantısı olacağını belirtti.

Davutoğlu, BMGK'nın Irak, Orta Doğu, Balkanlar ve Afrika ile ilgili son derece yoğun bir gündemi olduğunu belirterek, bu ay olası gelişmelerle ilgili Türkiye'nin dönem başkanı olarak ''yapıcı, objektif, aktif bir tutum'' sergilemeye devam edeceğini belirtti.

-''TARİHİ DÖNEM''-

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu Türkiye açısından tarihi bir döneme işaret ediyor, çünkü BM tarihinde son 50 yılda Türkiye'nin BMGK üyeliği, başkanlığı söz konusu değildi, bu dönem başkanlığıyla birlikte Türkiye sadece bölgesinde aktif bir ülke olmanın değil, küresel gelişmeleri de yönlendirebilecek kapasiteye sahip bir güç olduğunu gösterecektir. Biz her zaman küresel ve bölgesel barış için çalıştık, bundan sonra da bu çalışmalarımızı en yoğun şekilde sürdüreceğiz.''

Davutoğlu, bir soru üzerine, uluslararası gündemin sıcak bir dönemine girildiğini, Türkiye'nin BMGK başkanı olarak böyle bir dönemde ortaya çıkabilecek her gelişmeyi, en aktif şekilde takip edip gerekli çabaları göstereceğini söyledi.

Davutoğlu, ''Dönem başkanı olarak konunun BMGK gündemine gelmesinin ötesinde dönem başkanlığının sorumlulukları çerçevesinde olabilecek gelişmeleri yakından takip edip bu gelişmelerle ilgili elimizden gelen çabayı da göstereceğiz'' dedi.

Önümüzdeki hafta Afganistan ve Pakistan'a gideceğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin bu kardeş ülkelerle her zaman yakın ilişkisi olduğunu, iki ülkedeki her gelişmenin Türkiye'yi ilgilendirdiğini belirtti. Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin BMGK dönem başkanı olarak da bu tür hassas gelişmelerin olduğu bölgelere ilgisini bu ay biraz daha fazla olacağını ve gelişmeleri mümkün olduğu kadar olumlu yönde etkileme çabasını sürdürdüreceğini bildirdi.

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin AB'ye üye olması konusunda ''Biz kimseye herhangi bir konuda yalvarıyor değiliz'' dedi ve Türkiye'nin AB'ye taahhütleri olduğu kadar, AB'nin de Türkiye'ye taahhütlerinin olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Haziran ayında düzenlenen ilk resmi toplantıya dönem başkanı olarak başkanlık etmesinin ardından, Türkevi'nde basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

-AB ÜYELİĞİ-

Davutoğlu ''Türkiye'nin liderlik konumuyla AB üyeliğine adeta (yalvarır şekilde) girmek istemesinin çelişip çelişmediğinin" sorulması üzerine, bunun doğru olmadığını söyledi.

Türkiye'nin yakın bölgesinde ve küresel düzeyde yürütmekte olduğu çalışmaların ve liderliğinin son derece doğal bir sürecin parçası olduğunu belirten Davutoğlu ''Türkiye tarihiyle, coğrafyasıyla bunu hem hak ediyor hem de bu sorumluluklarla zaten yüzleşen bir ülke, bu şu ana kadarki dış politika performansımızın da doğal bir sonucu '' dedi.

Davutoğlu AB ile ilişkilerle ilgili olarak şöyle konuştu:

''Biz kimseye herhangi bir konuda yalvarıyor değiliz, bu yarım asra yaklaşan bir süreç, bu da karşılıklı ahitleşmelerle yürüyen bir süreç, yani kimse kimseden herhangi bir konuda, talep ya da yalvarış, dediğiniz tarzda bir tutum içinde değil. Tabii ki talebimiz var, tam üyelik talebimiz var ve talep ettiğimiz için buraya geldik, şu anki konumumuz karşılıklı bir taahhüt halinde. Türkiye'nin AB'ye taahhütleri olduğu kadar, AB'nin de Türkiye'ye taahhütleri var. Avrupa Konseyi'nin 17 Aralık 2004'te Türkiye ile müzakerelere başlama kararı alması başlı başına bir taahhüttür. Dolayısıyla bunu bir tür muhtaç olunmuş bir ilişki biçimi olarak değerlendirmemek lazım.

AB bizim için dış politikamızın önemli hedeflerinden biridir ve ilişkimiz de son derece onurlu bir şekilde, Türkiye'nin gücünü herkese hissettire hissettire yürüyen bir ilişkidir, bir etken-edilgen ilişkisi kesinlikle değildir. AB'deki muhataplarımız da dostlarımız da Türkiye'nin değerini, taşıdığı ağırlığı, bölgesel ve küresel olaylarda yürüttüğü liderliği takdirle takip etmektedirler.''

-''HEDEFİMİZ TAM ÜYELİK''-

Davutoğlu, ''imtiyazlı ortaklığın'' tam olarak ne olduğunun sorulması üzerine ise ''Üye olmamakla tam üye olmak arasındaki gri bir alanı temsil ediyor'' diyerek bu sorunun bu tanımlamayı yapanlara sorulması gerektiğini belirtti. Davutoğlu ''Bizim için bu tanım nasıl bir nitelik taşırsa taşısın, biz Türkiye-AB ilişkilerinde gri bir tanımlama kabul etmiyoruz, böyle bir tanımlama peşinde, ya da böyle bir konum peşinde de değiliz, hedefimiz tam üyeliktir ve tam üyelikle ilgili çalışmalarımız da devam edecek'' şeklinde konuştu.

AB üyeliği konusunun iktidarlar ötesinde, geçmiş hükümetlerin de içinde bulunduğu uzun ve köklü bir süreç olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''AK Parti iktidarları döneminde de bu süreçte en hızlı mesafe alınmıştır'' ifadesini kullandı. Davutoğlu 2002 ile 2009 karşılaştırıldığında bu önemli mesafenin görüldüğünü belirterek ''Türkiye aday ülke değildir şu anda, Türkiye müzakere yürüten ve aslında üyeliği de bir anlamda gerçekleşmeye başlamış bir ülkedir'' dedi.

-ABD İLE İLİŞKİLERDE ''MODEL ORTAKLIK''-

Davutoğlu ABD ile ilişkilerde gündemde olan ''model ortaklık'' kavramının ''stratejik ortaklık'' kavramından ne gibi farklılıklarının olduğunun sorulması üzerine, ABD Başkanı Barack Obama'nın bu kavramı Türkiye ziyaretinde kullandığını, ''model ortaklığın'' sadece ortak stratejik meselelerin ele alındığı ve birlikte yürütüldüğü bir ortaklık değil, birçok açıdan kapsamı ve derinliği güçlendirilmiş bir ortaklık olduğunu vurguladı. ''Ortaklık modeli'' kavramının ekonomik ilişkileri, bölgesel, küresel konulara ortak bakışı içine alan daha kapsamlı bir ortaklık olduğunun altını çizen Davutoğlu, ABD ile stratejik müttefikliğin zaten devam etmekte olan bir ilişki olduğunu, bunun NATO çerçevesinde soğuk savaştan beri devam eden ''kurumsallaşmış'' bir ilişki olduğunu belirtti.

''Model Ortaklık'' kavramıyla kastedilenin ''İçinde ekonomik boyutunun da güçlü olarak ele alındığı, daha kapsamlı ve daha geniş bir alana yayılan kapsamı ve derinliği güçlendirilmiş bir ortaklık'' olduğunu belirten Davutoğlu, bir soru üzerine süreç içinde bu kapsamda somut örneklerin hep beraber görüleceğini belirterek, ''Ama özellikle soğuk savaş sonrasında Türk-Amerikan ilişkilerinin bence en kapsamlı ve en içerikli tanımlanma dönemlerinden birini yaşıyoruz. Ortak o kadar çok alanımız var ki bu alanların sadece tek tek olayların ele alındığı ittifak ilişkisi içinde değerlendirilmemesi gereken, daha büyük bir resimle, daha sistematik bir şekilde ele alınması gereken bir dönemi ifade ediyor bu. Yapmaya çalıştığımız da bu sistematiği kurmak'' diye konuştu.

-''ABD İLE İLİŞKİLER KAPSAMLI-

Davutoğlu, ''Washington'da düzenlenen Amerikan-Türk Konseyi (ATC) toplantılarına ABD yönetiminden daha az sayıda katılım olması ve ikili ilişkilerin daha çok askeri alanda geliştiğine'' yönelik bir soru üzerine, bunun doğru bir tanımlama olmadığını ve tek bir toplantıya yapılan katılıma bakılarak değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını belirtti.

ABD Başkanı Barack Obama'nın seçilmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın ve Obama'nın Türkiye'ye geldiğini ve şimdi de kendisinin ABD'ye geldiğini anımsatan ve ikili ilişkilerin sadece askeri ağırlıkta olduğunu söylemenin doğru olmadığının altını çizen Davutoğlu, ''Askeri ağırlık tabii ki NATO ve diğer alanlardaki ortak çabalarımız dolayısıyla önemlidir, ama diplomatik, ekonomik ilişkiler de aynı kapsam içinde, çok güçlü bir önem taşıyor'' dedi.

Davutoğlu ABD'ye ziyaretinin asıl amacının ATC toplantılarına katılmak olmadığını da belirterek, asıl amacının BMGK dönem başkanlığının başlaması ve aynı döneme de denk geldiği için ABD Dışişleri Bakanı Clinton'la görüşme yapmak olduğunu vurguladı. Bu fırsattan istifade ederek ATC toplantısında da görüşlerini Türk ve Amerikalı seçkin işadamları, kanaat önderlerine ilettiğini belirten Davutoğlu, katılım açısından bir zaaf varmış gibi bir görüntünün doğru olmadığını, sadece toplantılara katılımlara bakarak ikili ilişkilerle ilgili yargıda bulunmanın bu ilişkileri doğru anlamamak olduğunu, ilişkilerin son derece kapsamlı olduğunu vurguladı.

-KIBRIS-

Davutoğlu, Kıbrıs'taki müzakerelerle ilgili bir soru üzerine Türkiye'nin bu müzakerelere her zaman destek verdiğini belirterek ''Beklentimiz, ümidimiz, çabalarımız kısa zamanda adada iki kesimliliğe, siyasal eşitliğe, ve iki kurucu devlete dayalı yeni ortaklık prensibine dayanan ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünü de içeren temel üzerinde, kalıcı, adil bir barışın sağlanması'' dedi. Davutoğlu bakanlık görevine gelir gelmez KKTC'ye gittiğini hatırlatarak bu konudaki müzakerelerin hızlandırılması için çaba sarfedilmesine katkıda bulunmaya çalıştığını belirtti.

Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu müzakereler tabii tek taraflı bir iradeyle yürümüyor, yani Türkiye'nin ve KKTC'nin barış istiyor olması ve kapsamlı bir çözüm peşinde gayret sarfediyor olması yeterli değildir, Rum yönetiminin de aynı çabayı göstermesi lazım. AB'nin bu çabalara katkı veriyor olması lazım, bu çalışmalarda objektif bir tutum takınıyor olması lazım.''

Bu kapsamda en önemli konunun BM'nin sürece daha aktif bir şekilde ağırlığını koyması olduğunu belirten Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer'la Ankara'da yaptıkları görüşmede bunu kendisine söylediklerini kaydetti.

Davutoğlu  ''Eğer BM aktif ağırlığını koyarsa, AB, ABD aynen 2004 müzakerelerinde olduğu gibi daha etkin ve adil bir tutum sergilerlerse, taraflar müzakerelerde yol alma konusunda daha ciddi adımlar atabilir, biz bu yönde elimizden geleni yapacağız'' dedi.

aa



Bu haber 320 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,250 µs