En Sıcak Konular

Deniz Feneri'nden Kızılay'a cevap

28 Mayıs 2009 15:58 tsi
Deniz Feneri'nden Kızılay'a cevap Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'nin yardım kuruluşlarıyla ilgili söylediği sözlere Deniz Feneri 'zorunlu cevap' verdi. İşte Deniz Feneri'nin cevabı:

Deniz Feneri Derneği Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada Kızılay Genel Başkanı Tükin Küçükali'nin açıklamalarına zorunlu cevap verildi. Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı; "Mehmetçik Vakfı ile Türk Silahlı Kuvvetlerini, Diyanet Vakfı ile Diyanet İşleri Başkanlığını karıştırmış görünüyor. Bu kurumlar arasındaki farkı fark edemeyen bir kişinin Kızılay Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor oluşundan ülkemiz ve Kızılay adına üzüntü duyuyoruz."

İŞTE DENİZ FENERİ'NDEN YAPILAN AÇIKLAMA:

 KIZILAY GENEL BAŞKANI TEKİN KÜÇÜKALİ’YE ZORUNLU CEVABIMIZDIR
Kızılay Genel Başkanı Sayın Tekin Küçükali Habertürk Ekonomi Gazetesi’ne (24 Mayıs 2009 tarihli nüshası) verdiği demeçte Kızılay dışındaki bütün yardım kuruluşlarını itham etmiştir. Kurban kesen bütün yardım kuruluşlarını isim vermeden yalancılık ve görevi kötüye kullanmakla suçlamış, Deniz Feneri Derneği’ni ise ismini zikrederek alenen tahkir etmiştir.
Tekin Küçükali, Derneğimizin adını kullandığı bölümde şunları söylemiş:
 “Silahlı Kuvvetler de parayı alıyor kasaya koyuyor. Mehmetçik Vakfı'na yardım diye veriyorlar parayı. Bunun, Deniz Feneri'nden ne farkı var. Deniz Feneri çok istismar etti. İşi cemaat işine getirdiler. Sadece bu değil. Bazı kurumlar da çıkıp açıklama yapıyorlar, "Binlerce kurban kestik " diye. Bu imkânsız. Türkiye 'de kaç kombina olduğu belli, bunların kapasiteleri belli. Biz 5 kombina bağladık 30 baş hayvanı zor kestik. Deniz Feneri de yurt dışında kestik diyor. Adama gülerler. Diyanet İşleri Başkanlığı, Afganistan'da 300 kurbanı kesemedi, işi bize devrettiler. Kurbanları biz kestik. Güneydoğu 'ya katkı yapıyoruz.”
Zanlarla, varsayımlarla genelde onlarca yardım kuruluşunu, özelde ise Mehmetçik Vakfı ve Diyanet Vakfı ile on yıldır kamu yararına çalışan, defalarca kamu denetçileri tarafından denetlenmiş, binlerce güzel işe imza atmış Deniz Feneri Derneği’ni karalamak bu kadar kolay mıdır?
Küçükali’nin dayandığı varsayım kendi beceri ve yönetim kabiliyetini ifade etmekten başka bir anlam taşımamaktadır. Röportajın tamamı okuduğunda üzülerek belirtelim ki, Küçükali’nin, ciddi bilgi eksiklikleri ve kötü zanla konuştuğu, yorum yaptığı anlaşılıyor.
Mehmetçik Vakfı ile Türk Silahlı Kuvvetlerini, Diyanet Vakfı ile Diyanet İşleri Başkanlığını karıştırmış görünüyor. Bu kurumlar arasındaki farkı fark edemeyen bir kişinin Kızılay Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor oluşundan ülkemiz ve Kızılay adına üzüntü duyuyoruz.
Kamuoyunca bilinmelidir ki, her kurum kestirdiği kurbanlar ile ilgili bütün belgeleri denetçilere ibraz etmek ve hesabını vermek zorundadır. Kurban dini bir ibadet olduğundan, bu ibadetin kurallarına uygun şekilde yerine getirilmesi konusunda özel bir hassasiyet gösterilmesi icap ettiğine inanıyoruz.
Dini konularda yapılacak açıklamaların din otoriteleri tarafından yapılması gerektiğini, Küçükali’nin kendi mesleği ve uzmanlık alanı dışında konuşmasının talihsizlik olduğunu düşünüyoruz.
Deniz Feneri Derneği’ne 2008 yılında toplam 25.000 kurban bağışı yapılmış olup, bunun sadece 577 hisselik kısmı yurt dışında kesilmiştir. Yapılan son içişleri denetiminde kestiğimiz kurbanların tamamının kesilen yer bilgileri, hissedar listeleri ve noter tutanakları dâhil, bütün belgeleri denetçilere ibraz edilmek suretiyle hesabı verilmiştir.
Alenen suçlanan diğer sivil toplum kuruluşlarının da kendilerine emanet edilen kurbanların kesilmesi ve hesabının verilmesi gerektiği bilincinde olduklarını düşünüyoruz. O kurumların her birinin gerekli açıklama ve hukuki takibi yapacaklarından şüphemiz yoktur.
Küçükali, yaşadığı ülkenin Türkiye Cumhuriyeti değil de, kurumların, kuralların denetim mekanizmalarının az bulunduğu ya da işlemediği geri kalmış bir kabile devleti olduğunu sanıyor anlaşılan. Zira yaptığı açıklama ile ismini verdiği ve vermediği sivil toplum kuruluşlarını, yardım kuruluşlarımızı zan altında bırakıyor, bütün yöneticilerini itham ediyor, devletin denetim birimlerini ise yok sayıyor.
Küçükali, temsil ettiği kurum ve oturduğu koltuğun gerektirdiği vakur duruştan uzaklaşmış, haddini aşmış bulunuyor. Üstelik bunu ilk defa yapmıyor. Kendisinde böyle sorumsuz beyanat verme, gazeteleri ziyaret edip Kızılay dışındaki yardım kuruluşlarının arkasından konuşma âdeti –maalesef- arada bir nüksediyor.
Gazze yardımlarını canını dişine takıp ulaştırmaya çalışan yardım kuruluşları bir sabah uyandıklarında yüksek tirajlı bir gazete aracılığı ile Küçükali tarafından suçlandıklarını okudular. O zaman da Küçükali, “Kızılay dışında hiçbir kuruluş Filistin’e yardım götüremez” demişti. Bu sözler sarf edilmeden günler önce Türkiye’den bazı kuruluşların yardımları yaralı, mağdur Filistinlilere ulaşmıştı bile.
Yardım kuruluşları yaptıkları, tamamladıkları, devam ettirmekte oldukları yardımlara mı, Küçükali’nin gerçek dışı beyanlarına mı inansınlar? Yardım kuruluşları yardım işini bırakıp Küçükali’nin iftira içerikli beyanlarını düzeltmekle mi zaman ve güç harcayacaklar.
Küçükali, “Deniz Feneri çok istismar etti. İşi cemaat işine getirdiler” diyor.
Deniz Feneri neyi, nasıl istismar etmiş açıklayabilir mi? Bizim hakkımızda verilmiş bir mahkeme kararı var da biz mi bilmiyoruz?
“İşi cemaat işine getirdiler” derken kastettiği şeyin ne olduğunu da anlayamadık. Deniz Feneri hangi cemaattenmiş öğrenebilir miyiz?
Küçükali, özellikle de derneğimiz hakkında son 8 aydan beri açıklamalar yapıyor, suçluyor, itham ediyor. Bugüne kadar sesimizi çıkarmayışımız kamuoyuna olan saygımız ve Kızılay’ın ismi üzerinde titizlenmemizdendir. Görülüyor ki, kendisi bizim hassasiyetlerimizin zerresini gösterme gereği duymamakta.
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali’nin iftiralarına isyanımızı kamuoyumuzla, bağışçı ve gönüllülerimizle paylaşıyoruz. Kendisi ile hukuki yollardan hesaplaşarak, Deniz Feneri adını uluorta ağzınıza almanın, iftira atmanın ne anlama geldiğini öğrenmesine yardımcı olmak istiyoruz.
Kızılay Başkanı yardım kuruluşlarının hiçbirini rakibi ya da hasmı olarak görmemeli ve sadece kendi kurumunun eksikliklerini gidermek ve kalitesini artırmakla meşgul olmalıdır.
Biz, yardım kuruluşlarının hiç birini Kızılay’ın rakibi ya da hasmı olarak görmüyoruz. Kızılay Başkanı sadece kendi kurumunun meseleleriyle uğraşsa daha doğru olur diye düşünüyoruz.
Dedikodu yapmak, gıybet etmek insani bir zaaftır. İnsanların bazısı dedikodu yapabilir. Sonuçlarına da katlanır. Ama önemli kurumların yöneticilerinin dedikodu yapması, hele bunları basın yoluyla dillendirmesi kabul edilemez.


Kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımızla.


Deniz Feneri Derneği Yönetim Kurulu

haber 7



Bu haber 672 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,152 µs