AB'yi unutalım | " /> AB'yi unutalım | "/>

En Sıcak Konular

Bu anayasayla AB'yi unutalım

27 Mayıs 2009 10:32 tsi
Bu anayasayla AB'yi unutalım Yeni anayasa tartışmalarına Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da katıldı. Bağış'a göre AB yetkililerinin en büyük önceliği...

Anayasa'nın değiştirilmesi konusundaki görüşlere Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'tan güçlü destek geldi. Avrupa Birliği yetkililerinin 'önce anayasa değişikliği' dediğine dikkat çeken Bağış, "Bu anayasa ile Türkiye'nin AB'ye girmesi söz konusu olamaz. Askerî bir anayasa ile askerî demokrasi olur." tespitinde bulundu.  
 
Devlet Bakanı, iktidarın birlikte çalışma teklifine muhalefetin yanaşmamasından yakınırken, hükümetin kararlılığını ise şu sözlerle ortaya koydu: "Millet gerekirse bu tıkanıklığı referandumla aşar."

AB konusunda son aylarda önemli adımların atıldığını dile getiren Başmüzakereci, sürecin sadece başlıkların açılmasına indirgenmesine karşı çıktı. İsim vermeden Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye tepki gösteren Bağış, "Türkiye'nin içerisindeki o eski çetelerin devleti yönettiği günlere dönmek isteyenlerin hepsi Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini baltalamak için elinden geleni yapıyorlar." ifadesini kullandı. Bakan Bağış, Türkiye'nin AB'ye bir günde üye olabilmesi için formülü de verdi: "Her Avrupalı Türkiye'ye gelip beş saat kalsa, bir günde üye oluruz." Zaman'ın Ankara bürosunu ziyaret eden Egemen Bağış, gündeme ilişkin soruları şöyle cevaplandırdı:

AB konusunda bir hareketlenme söz konusu mu? Başmüzakereci atandıktan sonra sürecin hızlanmasını bekledik. Ama ortadaki görüntü öyle değil?

Benim oradan görünen görüntüyü anlatayım. Ulusal Program yayınlanmış; ilk defa sadece bu işe bakacak bir başmüzakereci atanmış. Başbakan, dört yıl aradan sonra ilk defa Brüksel'e gitmiş. Anamuhalefet lideri gitmiş; cumhurbaşkanı gitmiş. TRT 6 yayına başlamış. Bir zamanlar insanların Kürt'üm demeye korktukları ülkemizde devletin televizyonu günde 24 saat Kürtçe yayın yapmaya başlamış. Yerli içki ile ithal içki arasındaki haksız rekabete son verecek vergi mevzuatı düzenlenmesine gidilmiş. 1 Mayıs, ilk defa tatil olarak ilan edilmiş. Bunların hepsi 4,5 ayda yapılmış. Benim skorum bu. Ben diyorum ki; içerideki reformlara odaklanalım. Bence bir ivme kazanıldı.

Her dönem iki müzakere başlığı açılırken, bu dönem sadece bir müzakere başlığı açılacak gibi...

Şu anda fasıl açma sayısına kilitlenirsek kendimize haksızlık etmiş oluruz, kendi kendimizin moralini bozmuş oluruz. Çünkü fasıl açma bizim elimizde olan bir şey değil. Yavaşlamayı şikayet edenler bir kere kendilerine baksınlar. Şimdi muhalefet çıkıp, "AB sürecinde bunlar samimi değil." diyorsa, o zaman sorarım ben onlara: AB kanunlarını destekleyecek ne yaptın sen? Bütün Avrupalılar 'anayasadan başlayın' diyor. 'Bu anayasa ile olmaz' diyorlar. "Bu anayasayı değiştirelim." dediğimiz zaman hemen defans başlıyor. AB sadece benim meselem değil ki, muhalefetin de meselesi. Ayda bir haftayı sadece AB kanunlarını geçirmek için ayırabiliriz. Hepsine ilettim, "bakarız" diyorlar.

Avrupalılar neden "önce anayasa" diyor?

Avrupalılar da diyor; biz de diyoruz bunu. Bu anayasa ile Türkiye'nin AB'ye girmesi söz konusu olamaz. Sonuçta bu, 12 Eylül askerî darbesi sonrası hazırlanmış bir anayasa. Askerî bir anayasa ile askerî demokrasi olur.

GEREKİRSE REFERANDUMU GÖZE ALIRIZ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın kapatma davası kararını açıklarken bir çağrısı var...

Onun çağrısını hadi hep birlikte yerine getirelim. Bu benim elimde değil ki.

Peki, gecikmiyor mu?

Onu biraz da Baykal ile Bahçeli'ye sorman lazım. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için, kamu denetçiliği kurumunu kurabilmek için, Venedik Komisyonu'nun çağrılarına cevap verebilmek için anayasayı değiştirmek lazım. Anayasa'yı ben tek başıma değiştiremem. Muhalefete buradan çağrıda bulunuyorum. Sizin uygun göreceğiniz şeyleri yapalım önce. Bırakın bizim isteklerimizi. Önce sizin değişikliklerinizi dikkate alalım. "Anayasa Komisyonu kuralım, beraber belirleyelim değişiklikleri." dedik. Bunu illa biz kendimiz yapacağız demiyoruz. Yapacak gücümüz de var; istersek çok kafaya koyarsak. Ama böyle bir şeyimiz yok. Referanduma götürmeyi göze alırız, yaparız. Ama biz "Türkiye gerilsin" istemiyoruz ki. Türkiye'yi geren yeteri kadar var, içeride de dışarıda da.

Hükümetin bir görevi muhalefetle uzlaşmak değil mi? "Muhalefet istemiyor" söylemi biraz kolaya kaçma değil mi?

Uzlaşmaya ben açığım. Gelin konuşalım diyorum ama uzlaşma masasına gelmezse ben ne yapabilirim? Seçimlerden evvel genel başkanım çağrıda bulundu, uzlaşalım diye. Ama daha ilk günden 'hayır' demişler. Seçim geçmiş çağrıda bulunmuş, 'hayır' demişler.

Çıkış yolu ne olacak? Siz çağrıda bulunacaksınız, muhalefet de karşı mı çıkacak?

Bugüne kadar Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tıkanıklıkların tamamını Türk milleti aşmıştır. Bunu da aşar. Gerekirse sandıkta aşar. Gerekirse referandumla aşar. Gerekirse iktidara daha büyük destek vererek anayasa krizini aşma görevini verir.

Hükümet, referandum konusunda kararlı mı?

Gerekirse... (Bir süre bekliyor) Biz uzlaşmak için elimizden geleni yapacağız. Uzlaşılmazsa oturur şartları değerlendiririz. Bu karar benim verebileceğim bir karar değil. Bunun için partinin bütün mekanizmaları tartışırız, istişare ederiz. Sonra da gereğini yaparız.

Başbakan'ın 'maç esnasında kural değiştirilmez' benzetmesinden yola çıkarsak, "iyi oynuyoruz ama gol atamıyoruz" gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Atladığımız şeyler de var. TRT'nin Euro News ile ortaklığa girmesi. Euro News'in Türkçe kanal kurması bence büyük olay. Bir gol. Nâzım Hikmet'in vatandaşlığının iade edilmesi kendi başına bir goldür. TRT 6, büyük bir goldür. Çünkü eskiden Roj TV'de kepenk kapama ve çocuklarını dağa gönderme talimatı dinleyen vatandaşım artık anladığı dilde gerçek haberi, doğru bilgiyi, eğlence programını izleyebiliyor.

Halkın AB'ye desteği düşüyor mu?

Bizde şu anda yüzde 58 civarında.

Yeterli mi sizce?

AB'nin bize uyguladığı çifte standartları, Türkiye içinde AB'ye direnen direnç odaklarını hesaba kattığım zaman yüksek bile buluyorum. Bütün bu moral bozmalarına rağmen Türk milletinin çoğunluğu bu süreçten umudunu kesmemiş.

Fransa ve Almanya elinden geleni yapıyor?

Avrupalılar da Türkiye'nin içerisindeki o eski çetelerin devleti yönettiği günlere dönmek isteyenlerin hepsi Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini baltalamak için elinden geleni yapıyorlar.

HER AVRUPALI GELİP 5 SAAT KALSA,

TÜRKİYE BİR GÜNDE AB ÜYESİ OLUR

AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Marc Pierini, Zaman'a verdiği demeçte Türkiye'nin Avrupa'ya kendini yeterince anlatamadığını dile getirdi?

Türkiye'ye gelip de Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan kalmıyor. Her Avrupalı, Türkiye'ye gelip beş saat kalsa, Türkiye bir gün içerisinde AB üyesi olur. Türkiye'nin artılarını Avrupalılara anlatmamız lazım.

Davutoğlu, AB sürecini nasıl etkileyecek?

Ahmet hoca, en çok vakti AB projesine harcadı. Çok önemsiyor, inanarak yapıyor.

Sarkozy ve Merkel'i herkes eleştiriyor?

Sarkozy ve Merkel'in fikrini değiştirmek için bir çabayı yerinde bulmuyorum. Onları değiştirmektense onların kamuoyunu değiştirmeye yönelmemiz gerekir. İki sene önce Fransızların yüzde 65'i Türkiye'nin üyeliğine net bir şekilde karşı çıkıyordu. 2-3 hafta evvel yüzde 50'ye düşüyor bu. Bu oranı 35'lere, 30'lara çektiğimiz zaman Sarkozy değişir. Sarkozy, pragmatik bir siyasetçidir. 1959'dan beri Türkiye'ye verilmiş sözler var. Bunların hepsi oybirliğiyle alınmış kararlar. Burada Türkiye'nin hedefinin tam üyelik olduğu tescil edilmiş. Ayrıcalıklı ortaklık falan diyorlar. Bir kere bunun hukuki altyapısı yok. Tamamen suni, sanal bir fikir etrafında dans ediyorlar. Şu an zaten onların en ayrıcalıklı ortağıyız.

AB, TÜRKİYE'NİN DİYETİSYENİDİR

2009, Kıbrıs için kritik bir sene...

AB bize Kıbrıs'ı getirdiğinde biz de 26 Nisan 2004 tarihli Konsey kararını getireceğiz. Limanları açmak Kıbrıs'ı tanımak anlamına gelmez. Biz gerekirse limanları açarız. Ama önce KKTC'ye uygulanan haksız izolasyon sona ersin.

Ön şart olarak mı koyuyorsunuz hâlâ?

Tabii tabii... Her süreçteki şartımız buydu. KKTC mamulleri AB'de satılabilsin, direkt ticaret, direkt uçuşlar başlasın, biz de limanlarımızı açarız. Ama Hristofyas'ın uzlaşması için bir sebebi var mı emin değilim. Bir AB üyesi ülke, "Yıl sonuna kadar çözüm olmazsa KKTC'yi tanımayı değerlendiririz." dese Hristofyas hemen masaya oturur ve işi çözer.

AB'yi gündemin ön sıralarına çıkarma konusunda bir eksiklik söz konusu mu?

AB, Türkiye'nin diyetisyenidir diyorum. Hepimiz sağlıklı yaşam için düzenli spor yapmak gerektiğini, yediğimiz içtiğimize dikkat etmemiz gerektiğini biliriz ama kendi başımıza yapamayız. Ama ne zaman diyetisyene gider reçeteyi alır uygularız, biz sağlıklı oluruz. Diyetisyenin kendisinin fazla kilolu olması veya kalp damarlarının birkaçının tıkalı olması, reçetesinin kötü olduğu anlamına gelmez.

Londra'daki teröristlerin hiçbiri Pakistan'dan gelmedi

Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin sözlerinin moral bozduğunu belirterek, "Rol modeliniz Bin Ladin mi, Tayyip Erdoğan mı olsun?" diye sordunuz? Bu, riskli bir ifade değil miydi?

Eksik yazılmış. Argümanımın temelinde şu var: Londra'daki terör etkinliklerini yapanların hiçbirisi Pakistan'dan gelmedi. Londra'da doğdular büyüdüler, Londra'da terörist olmayı tercih ettiler. Avrupa'da 20 milyon Müslüman var ve bunların yetişen gençliği fokur fokur kaynıyor. Kimlik arayışındalar. Bunlara kim örnek, rol modeli olmalı?

zaman



Bu haber 362 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,298 µs