İsteyenin bütün yüzü KARA!

26 Mayıs 2009 15:23 tsi
Ne denli ‘fırsat’ görülürse görülsün, ne kadar gazeteciler Kandil’e giderse gitsin veya ne denli ne olduğu ‘anlaşılamasın’; bugün konuşan terörist Karayılan’ın söyledikleri çok açık. Evet ‘onu’ istiyorlar! <

Hâla tam olarak fırsatın ne olduğu belli değil ama bir “fırsat” kelimesi üzerinden yürütülen tartışmalar devam ediyor. Ancak bugün terörist Murat Karayılan’ın bir İngiliz Gazetesi’ne süslü cümlelerin arasına gizlediği iki istek konunun ana arteri.

Terör örgütü PKK’nın bir çok cümle içine sıkıştırsa da özünde söylediği iki mesele bulunuyor. Bunlardan birincisi net biçimde terörist başı Abdullah Öcalan’a af verilmesi.

Kurduğu cümle anyen şöyle, farklı bir mana çıkarabilen varsa buyursun; ““Bir savaş var. Hem Türk, hem de Kürt halkları bundan zarar gördü. İki tarafın da birbirini affetmesi gerekiyor. Buna herkes, Öcalan da dahil olmalı. Affedebilmek barış için gerekli. Kürtler ve Türkler yeni beyaz bir sayfa açmalı”.

Bu cümle terörist başı Öcalan’ın affedilmesini istiyor mu istemiyor mu? İşin birinci noktası bu.

İkinci noktası da şu; “İngiltere, İskoçların isteğini, kendi parlamentolarını kurmalarına izin vererek kabul etti. Türklerin de bizimle yapmaları gereken bu”.

Yani? Buradan çıkan sonuç, mana, anlam, her ne ise şu değil mi: “Biz de parlamento kuracağız!”

Konuşmanın geri kalanını merak ediyorsanız, iyibilgi zaten şu an sitesinde bunu yayınlıyor. Buradan tamamını okuyabilirsiniz. Ama özü bu iki minik paragraf işte.

a) Öcalan affedilecek, b) Parlamento kurulacak. “Başka” diye sorulası geliyor ama durum bu işte.

Türkiye’de “adına ne denirse densin”, Kürt sorunu, Kürt meselesi veya başka bir şey, bunu yine Türkiye halledecek. Kendi bulduğu ve kendi yarattığı çözümlerle.

Zaten nelerin yapılması gerektiği nelerin de yapılmaması gerektiği kendini gösteriyor. Ancak kim ne derse desin, hele terör örgütünün “artık Türkiye’nin bölünmesini istemiyoruz” sözüne bakarak/dayanarak işe girişmek mümkün mü?

Af konusu zaten tamamen ayrı bir konu. Nasıl olacağı bir yana Türk kamuoyunun bu konudaki bakışını görmemek, anlamamak mümkün mü?

Eğer hem Türkiye’de hem de dünyada bu konunun çözümüne ilişkin uygun bir konjonktür varsa, o zamanın ve zeminin önce terörün tasfiye edilmesi yolunda kullanılması başlangıç için daha gerekli değil mi?

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,452 defa okundu.