En Sıcak Konular

O telefon kimden geldi?

25 Mayıs 2009 10:13 tsi
O telefon kimden geldi? Gündemdeki isim şifreyi bakın nasıl çözmüş?

Nagehan Alçı / Akşam

Siyasi kararları yargı veriyor

76'sında yeniden siyasete soyunan DP Genel Başkanı Cindoruk: Devleti siyaset idare etmelidir. Oysa siyasetin vermesi gereken kararları yargı veriyor. Mahkemeler siyasal alanı daralttı. Bu hale gelmişken AKP devleti idare ediyor. Ben AKP'ye hiçbir zaman gayrimeşru demedim ama seçim bir partiye hükümeti idare etme hakkı verir. Devleti tarif hakkı vermez

Merkez sağı birleştirme iddiası ile DP'nin genel başkanlık koltuğuna oturdunuz. Bu iddianın altını başka isimleri bir araya getirerek doldurmak mümkün mü?

Önce merkezi tarif etmek lazım. O zaman kendini o tanımın içinde hissedenler o akıma katılırlar. Uzun yıllar hep bir merkez partisi olmuştur. İktidar ya da iktidarın ortağı olmuştur o parti. Ama daima devletin yapımında yer almıştır. Son zamanlarda bu olmadı. MHP radikal, yerleşmiş, düşünceleri belli bir parti örneğin.

AKP'yi merkez olarak tanımlamıyorsunuz...

Kendisi merkez demiyor ki kendine. Siyasi geçmişini Milli Görüş'ten uzak tuttu. 1973'te Milli Görüş uzay aracı gibi Türk siyasi hayatına girdi. Hiç kimsenin beklemediği sonuç aldı.

AKP ÇIPLAK, ADEM BABA GİBİ YAPRAKLARLA ÖRTÜNÜYOR

AKP de 2002'de uzay aracıyla indi, diyebilir miyiz?

Diyebiliriz. Ama arada fark var. Milli Görüş dini farklılıkları öne çıkarıyordu. Dindar kitlenin temsilcisiydi. AKP onu da söylemiyor. Milli Görüş gömleğini çıkardığını söylüyor. Böylece çıplak kaldı. Kendine yeni bir elbise biçmek yerine yapraklar örterek Adem Baba kılığında ortaya çıktı. Kendini tarifte zorlanıyor. Merkez partisiyim diyemiyor çünkü dayandığı kitle Milli Görüş içinde.

Yelpazeyi geniş tutmak için merkez demekten kaçınıyor olamaz mı?

Demek istemiyor. Çok haksız değil. Bugün hem Saadet hem de Abdüllatif Şener varken bunu söyleme cesaretini gösteremez. Türk siyasi hayatında ilk kez merkez olduğunu iddia etmeyen, karmaşık bir parti bu kadar oy aldı. Bir kavram kargaşası var. Vatandaşın kafasında da var.

Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

Seçimlerdeki bu iniş, çıkış. İktidar partisi güncelleşmeye çalışıyor. Güncel ihtiyaçlara göre karar veriyor ama merkezleşmeye çalışmıyor. Merkez olmak istese yeni kabineyi bu şekilde oluşturmazdı. Gül cumhurbaşkanı olmazdı. Bir Ertuğrul Günay'ı güncelleşmek için alabilirsiniz ama o AK Partili değildir. Solcu bir arkadaşımızdır. Onunla merkez partisi olunmaz.

Siz 'Asıl merkez partisi biz olacağız' mı diyorsunuz?

Evet, AKP için verilmiş iki mahkeme kararı var. Laiklik karşıtı odak haline gelmiş bir parti. Bu partiyi odak haline getiren Başbakan, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve bakanlar var. Anayasa Mahkemesi'nin kararı değirmen taşı gibi gelmiş, iktidar partisinin üzerine yüklenmiş. Bizim siyasetin tespit ettiği alanlar belli. Devleti siyaset idare etmelidir. Oysa siyasetin vermesi gereken kararları yargı veriyor. Mahkemeler siyasal alanı daralttı. Bu hale gelmişken AKP devleti idare ediyor.

Etmemeli mi yani?

Hem hükümeti hem yasama organını idare ediyor. Yargıyla tartışıyor. Üniversiteler ve medya ile tartışıyor. Ben AKP'ye hiçbir zaman gayrimeşru demedim ama bir seçim bir siyasi partiye hükümeti idare etme hakkı verir. Devleti yeniden tarif etme hakkı değil.

İktidar partisinin yetkisini aştığını iddia ediyorsanız, bunu önlemenin yolu nedir?

Vatandaşın önüne öncelikle adamakıllı siyasal seçimler konmalı. Bugünkü kadrolarla AKP'yi yarıştırırsanız bu, temsilde adaleti sağlamaz.

Gelecek seçimler için alternatif parti   tarifi mi yapıyorsunuz; yoksa 28 Şubat benzeri bir atmosfere ve benzer bir  sürece mi işaret ediyorsunuz?

Aksine. Bu kez yargı, devleti koruma görevi üstlendi. Devletin haklarını mahkemeler koruyor. Türkiye bu çelişkiyi taşır mı? Tartışmamız gereken bu. Biz bu nedenle yeniden kolları sıvadık.

MESUT YILMAZ BİZİM   GİBİ DÜŞÜNÜYOR

Siz derken, kimlerle birlikte hareket etmeyi planlıyorsunuz? Bu 'biz'in içinde Mesut Yılmaz var mı?

Yılmaz'ın bizim gibi düşündüğünü biliyorum. Tansu Çiller'le konuşmadım.

Yılmaz'ın tekrar Anavatan'ın başına gelmesi ve Mumcu ile Ağar'ın gerçekleştiremediği birleşmeyi sizin yapmanız olası mı?

Tek tek sıkıntılar olabilir ama bu zaten gecikmiş bir şey. Siyasette aynı düşünen insanlar farklı partilere ayrılmışsa bu israftır. Ben merkez hareketin temelini oluşturmak istiyorum. Buna Anavatan da gelebilir, DSP'liler de, ılımlı solcular da.

Peki ya Abdüllatif Şener?

Ben Sayın Şener'i tanımıyorum. Ne söyleyeceğini bilmiyorum. Ama o da çağrıda bulunuyor. Gelin demokratik sağ diye bir parti oluşturalım.  Demokrat Parti hepsini kapsıyor.

Ama dedikleriniz daha önce denendi ve olmadı. Liderlik çatışması çıkıyor. Siz farklı olarak şimdi masaya ne koyuyorsunuz?

Ben liderlik önermiyorum. Bu partinin  genel başkanıyım.

Liderlik iddianız yok mu?

Bana lider derseniz reddetmem. Beni buraya seçen kudret bende böyle nitelikler buldu. Ama şimdi ben şunun üzerinde duruyorum: itiraz ettiğimiz yargının kararla tespit ettiği bir olgu. O da şu: Siyasi iktidar devletin temelini değiştirmek istiyor ve odak olmuş.

DARBEDEN KORKMASI   GEREKEN BENİM

Siz bu yargı kararlarının arkasında durduğunuz için 'Ergenekon'un savunucusu ve müesses nizamın bekçisi' gibi sıfatlara uygun görülüyorsunuz. Hatta bir keresinde 'Orgeneralden YÖK Başkanı'na her muhalif düşünceyi gözaltına alırsanız hukukun otoritesi kalır mı? TSK dahil bazı organları fazla rahatsız etmemek gerekir' demiştiniz. Bu sözlerin hala arkasında mısınız?

Evet, ne kadar doğru söylemişim! Ben hukuk devletini savunuyorum. Bir mahkeme, sanığın yaşam alanı içinde kurulur. Siz o mahkemeyi Silivri'ye kurarsanız tartışmalı hale gelir. Ben sanıkların tutuklanmasına karşı değilim ama inandırıcı gerekçeye ihtiyaç var.

Yani sürece değil işleyişe mi itirazınız var?
Evet. İnsan hak ve özgürlükleri ile sanık hak ve özgürlükleri arasında fark yoktur. Bana darbeci deniyor. Oysa darbeden en çok korkması gereken biziz. Maruz kaldık, hapse girdim.

Cindoruk denince akıllarda şöyle bir imaj beliriyor: 367'ye destek vermiş, 28 Şubat sürecine yardımcı olmuş, Ergenekon sürecine karşı... Bu imaj size ne hissettiriyor?

Ben imajlardan rahatsız olmam. Siyasi hayatım ortada. Eleştiriye çok açığım. Bir kişi hariç kimseyi mahkemeye vermedim. O da önemli değil. Söylemem. Bana her eleştiriyi yapabilirsiniz ama bu kadar yalan yanlış da olmaz ki. Sonuçta ben incinmem en fazla bir saate toparlanırım da darbeci olsam darbeciler beni hapse sokup yargılar mı? Ben darbeyi davet edenlere de karşıyım. Türkiye darbelerle yüz göz olmamalı.

DEVLET ÇAĞIRIRSA   DÖNMEK LAZIM

28 Şubat öncesi dönemle son iki yıllık süreç arasında benzerlikler görüyor musunuz?

O zaman siyasi iktidar halletmişti, darbeye gidişi cumhurbaşkanı önlemişti. Bu sefer de mahkemeler direniyor. Türkiye son dönemde yanlışlara maruz kalıyor ama demokrasi de rayına giriyor.

Bu söylediğinize şaşırdım. İki yıl önce Vatan gazetesine bir röportaj vermiş ve 'Çok ağır şartlar oluşmadıkça asla siyasete dönmem, ben o dükkanı kapattım' demiştiniz. Döndüğünüze göre ağır şartlar oluşmuş olmalı Türkiye'de?

Evet, o söylediğimde hiç mantık hatası yok. Devletle ideoloji çatışması var. Bıçak kemiğe dayandı. Devlet çağırırsa dönmek lazım.

Devlet sizi nasıl çağırdı?

'Ben tehlikedeyim' dedi.

Bu şifreyi siz çözdünüz, değil mi? Yoksa gelen bir telefon mu var?

Var. Çok şükür telefonlar halktan geliyor. Siyaset daima seçeneklerdir. Türkiye o seçeneklerden mahrum kaldığı için bu sıkıntılara girdi.

'Seçenek' kilit bir kelime. İnsanlar sizi eleştirirken 'Neden hep aynı isimler, başka seçenek yok mu?' diyor...

Varsa çıksaydı. Ben seçeneklerin yolunu kapamadım ki!

Berlusconi'den genç hissediyorum

Deniyor ki siz gölge lidersiniz. Partiyi asıl Sayın Demirel yönetecek?

Sayın Demirel'inki fikir paylaşımı. O bir misyonun çok önemli bir temsilcisi. Partiye yapacağı katkı, düşüncelerini paylaşmak olacak. Partiyi yönetecek olan o değil.

İkinizin de yaşı oldukça ileri. Bu enerji ve şevki nereden buluyorsunuz?

Benim halam 101, babam 95 yaşında vefat etti. Bizim aile uzun yaşar (gülüyor). Vicdan azabı çekmediğim için her zaman canlı ve sağlıklıyım. (Hakikaten öyle, poğaçaları, tatlıları tereddütsüz yiyor Cindoruk...)

İnsanların belli bir yaştan sonra çoluğu çocuğuyla emeklilik hayatı sürme hayalleri olur. Sizin yok mu?

Var, 10 sene yaşadım. Yeter.

Siz dönünce siyaset hemen renklendi. Benjamin Button tartışmaları, sizin 'Ben DP'nin Aragones'iyim' lafınız... Siyasette esprili üslubu özlemiş Türkiye...

Durduk yere espri yapılmaz. Espri anlık hadisedir. Aklınıza gelir ve söylenir. Siyasette kimseyi güldürmek için değil, uzun bir yorumla söylenecek şeyi bir cümleyle söylemek için espri yapılır.

Siz kendinizi yaşlı hissediyor musunuz?

Kendimi Berlusconi'den genç hissediyorum.

İktidar savcının hakimin arkasına sığınırsa çabuk yıkılır

Türkan Saylan'ın cenazesinde hükümetten kimsenin olmamasının anlamı ne sizce?

Milli Eğitim Bakanımızın gelmesi gerekirdi. Cüzzamla mücadele etmiş, eğitime katkı sağlamış, terbiyeli temiz bir kadın.

Hükümet provokasyon ve gerginlikten mi kaçtı?

Onu halletmek devletin, organlarının görevi. Devleti idare edenler şunu bilsinler ki demokrasi çabuk incinir. Demokrasiyi incitmeden yürütmemiz gerekiyor. Bir iktidar savcının, hakimin arkasına sığınırsa çabuk yıkılır.

Ama onlar halkın arkasına sığındıklarını söylüyorlar?

O zaman neden bu kadar küçük bir parti dedikleri parti kongresinde bile saldırı yaptılar bize? O saldırıları yazan arkadaşlardan bazıları beni görünce kaçmaya başladılar? Demokrat bir adama darbeci diyen ya akılsızdır ya da satılmış!

Gül hala kendini kabul ettirmek için sanatçı bile çağırıyor

Cumhurbaşkanı'nın yargılanması gündemde. İtirazınız var mı?

ABD'de bu, konu bile edilmiyor, başkan yargılanıyor. Sayın Gül cumhurbaşkanı seçilmeden önce hakkında davalar vardı. Cumhurbaşkanı seçimini yanlış yaptılar. Bugün cumhurbaşkanı hala kendini kabul ettirme savaşı veriyor. Sanatçıları bile çağırdı. Atatürk'ün sofrasını mı taklit etti bilmiyorum ama Atatürk olmak mümkün değil. Ona daha rakip çıkmadı.

Bu, iyi bir şey mi?

Evet.

Bir gün Atatürk'ün üstüne çıkan bir lider gelse nasıl olur?

Çok iyi olur. Bizim Atatürk'ü tamamlayan bir cumhurbaşkanı lidere ihtiyacımız var. Cumhuriyetin bir eksiği var. O da demokrasi. Ben diyorum ki senato kuralım. Senato olsa kanunları iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeye gerek kalmayacak.



Bu haber 1,617 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,133 µs