En Sıcak Konular

Erdoğan'ın Köşk ihtimali azalırken

23 Mayıs 2009 16:23 tsi
Erdoğan'ın Köşk ihtimali azalırken Ortada komplo mu var?

Murat Yetkin / Radikal

Erdoğan'ın Köşk ihtimali azalırken

Önce bir konuyu açıklığa kavuşturmamız lazım: Gelişmeler şunu gösteriyor ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül aleyhine davanın canlandırılması, Gül’ün Kürt sorununa çözüm isteyen demeçleri sonrasında derin yargının misillemesiyle açıklanamaz. Günlerdir bu komplo teorisi etrafında top çevirenlerin oturup bir daha düşünmeleri gerekiyor.

Neden mi? Çünkü Cumhurbaşkanı Gül, adına ‘ister terör, ister Güneydoğu, ister Kürt sorunu’ diyelim Türkiye’nin birinci önceliği olan bu sorunun mutlaka halledilmesi gerektiğini 8 Mayıs 2008’de Prag’dan Ankara’ya dönerken bizlere söyledi; haber de ertesi gün Radikal, Yeni Şafak ve Star gazetelerinde böyle yer aldı. Oysa dün Radikal’in manşetinde yer alan ve birkaç saat sonra CNN Türk ekranında Meclis Başkanı Köksal Toptan tarafından teyit edilen haberden okudunuz ki, ‘Kayıp Trilyon’ dosyasının raftan indirilmesi Gül’ün bu sözü ardından filan olmamış. Gül bu sözü söyleyince Sabih Kanadoğlu ve YARSAV’ın yönlendirdiği bazı derin savcı ve hâkimler harekete geçmeye karar vermemişler.

İddia edilen Ergenekon davasının sanıklarından Kemal Kerinçsiz’in ‘Gözlerinden öptüğünü’ söylediği Mahkeme Başkanı Osman Kaçmaz bu kısa sürede hemen kararını verip Cumhurbaşkanı Gül’ün başına bu işi getirmemiş anlaşılan.

Anlaşılan şu ki, süreç çok daha önce, Gül’ün Cumhurbaşkanı seçildiği 28 Ağustos 2007 tarihinin hemen ertesinde başlamış.

Meclis Başkanı Toptan, dün CNN Türk’te de söylediği gibi, kendisi inisiyatif alarak değil, Anayasa ve yasalar gereği öyle yapmak zorunda olduğu için Gül’ün milletvekilliği nedeniyle dokunulmazlık rafında duran Sincan 1’inci Ağır Ceza dosyasını ‘İşlem yapılmak üzere’ Başbakanlığa göndermiş. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Müsteşarı Efkan Ala dönemine geliyor. Dosya yine işlem yapılmak üzere Başbakanlık’tan Adalet Bakanlığı’na gönderilmiş. Mehmet Ali Şahin’in başta olduğu Adalet Bakanlığı da dosyayı yine ‘işlem yapılmak üzere’ Sincan’a göndermiş. Sincan da işlem yapmış.

Ortada komplo var mı? Eğer Toptan, Erdoğan ve Şahin’in Gül’e komplosundan söz ediyorsanız, kargaları güldürürsünüz. Ortada Toptan’ın da ifade ettiği gibi yasal bir süreç, yasal prosedür var.
Zaten Gül ne demişti 20 Mayıs’ta? ‘Hukuki prosedür tamamlandığında yargılanmaktan tereddütüm yok’ ne demek? Somuta indirgersek, Adalet Bakanlığı Sincan Ağır Ceza’ya itiraz eder, Yargıtay da Sincan’ı onaylarsa, ben de gereğini yapar ifade veririm, yani yargı sürecine dahil olurum demek değil mi? Bu, Cumhurbaşkanı Gül’ün de Anayasa’nın 105’inci maddesindeki Cumhurbaşkanlığı sırasındaki işlemlerden sorumsuz olmayı, ancak vatana ihanet suçlamasıyla yargı yolunun açık olmasını, cumhurbaşkanı olmadan yapılan işlemlerden dolayı yargı karşısında dokunulmazlık olarak algılamadığı anlamına gelmiyor mu?

Cumhurbaşkanı, herhalde Köşk’ün deneyimli hukukçularına danışarak yargılanabileceğini söylerken, ‘yargılanamaz’ tartışması ilginç bir seyir izliyor. Seyirlik bir seyir.

Kendi adıma Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e bu konuda katılmıyorum: Cumhurbaşkanı’nın yargıya açık olması,Cumhurbaşkanlığı kurumunu zedelemez, yüceltir. Çünkü şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda millete ve onun vekillerine örnek teşkil eder.  ABD Başkanı Bill Clinton, Monica Lewinsky olayında hem de yalan söylediği gerekçesiyle yargı önünde ifade verince ABD Başkanlığı itibar mı kaybetti? Yoksa ‘dünyaya hesap verebilirlik, şeffaflık ve güçler ayrılığının önemi’ dersi mi verdi? O günleri hatırlayalım.

Dün Akşam gazetesinde mülakatı yayımlanan Fehmi Koru’ya da bu konuda katılmıyorum.
 
AK Parti cephesindeki hareketliliği içeriden izleyebilen deneyimli gazeteci Koru, o zaman
‘daha olgunlaşacak’, ‘daha tatmin olmuş, daha önemli bir devlet adamı haline dönüşecektir’ dediği Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gül’den sonra Cumhurbaşkanlığına ‘herhalde’ talip olacağını tahmin etmiş.
Son gelişmelerden sonra ve mevcut Anayasal koşullarda, Erdoğan hakkındaki iki akçeli dosya dokunulmazlık rafında beklerken, şahsen Erdoğan’ın -eğer varsa- Cumhurbaşkanlığı iştahının kaçtığı kanısındayım. Mevcut Anayasal dokunulmazlık koşullarında, Erdoğan milletvekili olarak kalmayı tercih edecektir. Sırf bu yüzden Anayasa değişikliği girişimine Cumhurbaşkanı’na görev dışı dokunulmazlık da eklenirse o başka. Eklenir mi dersiniz?



Bu haber 880 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,688 µs