En Sıcak Konular

Bu denklem çözülür mü?

23 Mayıs 2009 10:42 tsi
Bu denklem çözülür mü? Türkiye çok zor bir denklemde dengeyi sağlamaya çalışıyor

Hüsnü Mahalli / Akşam

Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan üçgeni

Türkiye'nin Ermenistan açılımı Başbakan Erdoğan'ın son Azerbaycan ziyareti ile askıya alınmışa benziyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün Eylül 2008'de Erivan'a gitmesiyle hız kazanan bu açılım nisan sonunda üzerinde anlaşma sağlanan 'Yol Haritası' ile farklı bir sürece girmişti.
Bu süreç ise doğal olarak Azerilerin tepkisi ile karşılaşınca hükümet kendi kendine 'Dur bakalım' demek zorunda kaldı.
Çünkü bir taraftan Türkiye içi muhalefet diğer yandan Aliyev'in siyasal ve ekonomik tehdit ve şantajları vardı.
Üstelik Başkan Obama, Türkiye'nin beklentilerine karşılık vermemiş ve soykırımı  'büyük felaket' olarak tanımlayarak bir Amerikalı olarak bildik tavrını sergilemişti.
24 Nisan sendromunu atlatan Ankara ise göreceli olarak rahatlamış olmasına karşın Ermenistan ile ilişkilerde yeni açılım olanaklarını zorlamanın koşullarını belirlemeye çalışıyor.
Aslında belirlenecek de çok fazla bir şey de yok.
Ermenistan'ın bağımsızlığını ABD'den önce (16 Aralık 1991) bile tanıyan Türkiye Nisan 1993'te bu ülke ile kara sınırını, 1994 başında da hava sahasını kapatmıştı. Türkiye; Ermenistan ile diplomatik ilişki kurma ve  sınırların açılmaları için üç temel şart öne sürmüştü:
1-Karşılıklı olarak sınırların tanınması.
2-Karabağ ve Azerbaycan topraklarının işgaline son verilmesi.
3-Soykırım iddialarından vazgeçilmesi.
Soykırım ile ilgili şartında yumuşama sergileyen Ankara daha sonraki süreçte 'Ortak komisyon' önerisini getirerek bu konuyu konuşmaya hazır olduğunun sinyallerini vermişti. Bununla yetinmeyen Ankara hava sahasını da açarak özel şirketlerin uçuşlarına izin verdi. Ermenistan vatandaşlarının Türkiye'ye girişine ve çalışmasına göz yumdu.
Tüm iyi niyetlerine ve tüm komşuları ile sıfır problem peşinde olan Türkiye Azerbaycan ile 'gerginliği' bile göze alarak tüm bildik adımları atmasına karşın Erivan ne Türkiye ile ilişkilerinde ne de Karabağ konusunda ciddi ve somut hiçbir adım atmadı ve atma eğilimi içine de girmedi.
Başta ABD olmak üzere Batı ise sürekli Ermenistan'a sahip çıktı, Azerbaycan ve Türkiye politikalarında onu cesaretlendirdi.
'Soykırım iddiaları' sürekli ABD ile Avrupa ülkelerinin parlamentolarında gündemde tutuldu ve Ermenistan'ın Karabağ işgali konusunda hiçbir şekilde adım atılmadı.
Oysa yüzde yüz haklı olmasına rağmen ABD ve AB ülkeleri Türkiye'yi Kıbrıs'ta sürekli sıkıştırmaktan hiç de geri kalmıyor.
Karabağ savaşına Türkiye'den giden tek gazeteci benim.
Üstelik iki kez gittim.
Önce birçoğunun bildiği şu gerçeği söyleyeyim:
'Azeriler Karabağ ve dışındaki bölgeleri savaşmadan bırakıp gittiler.'
Örneğin Laçin Koridoru ya da Şuşe kenti...
Azeriler buralardan çekilmeseydi Rus askerlerinin desteğini almalarına rağmen Ermeniler hiçbir şekilde buraları işgal edemezdi.
Ben bu konuyu şahit olduğum birçok detayla birlikte birçok kez buluştuğum rahmetli Cumhurbaşkanı Elçibey ve sonra da rahmetli Cumhurbaşkanı Aliyev ile uzun uzun konuşmuş, Karabağ ve Nahçıvan cephelerindeki izlenimlerini anlatmıştım.
Ermeniler; arkasında Ağrı Dağı'nın bulunduğu yeni paraları bastıkları zaman ise ben Erivan'da Devlet Başkanı Bedrosyan'a 'Neden bunu yaptıklarını' sorduğumda 'Sen biliyorsun ki; Ararat buradan bakıldığında çok daha güzel ve haşmetli görünüyor' diyerek karşılık vermişti.
Aynı Başkan Bedrosyan'a ve daha sonra Ermenistan Cumhurbaşkanı olan Karabağ Ermeni Kuvvetler Komutanı Koçaryan'a 'Karabağ sorunu nasıl çözülecek' diye sorduğumda: 'Rastakh (yani Karabağ) sorunu bitmiştir. Azerbaycan bu gerçeği kabul ederse Rastakh çevresindeki Azeri şehirleri ve bölgeleri geri veririz' diyerek kendi tutumlarını net bir şekilde ortaya koymuşlardı.
Şimdi tüm bu gerçekler ortadayken Türkiye çok zor bir denklemde dengeyi sağlamaya ve dolayısıyla Kafkas bölgesinde etkin bir pozisyon almaya çalışıyor.
Bunun hiç kolay olmayacağı ortadadır.
Azeriler işgal altındaki topraklarını savaşla alabilmenin hesaplarını yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Ama görüşmelerle bu sorunun çözülebileceğini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Çok daha net ve açık bir ifade ile ben Ermenilerin Karabağ'dan vazgeçmeyi hiçbir şekilde ve koşulda kabul edebileceklerini sanmıyorum.
Gelelim Türkiye ile  ilişkilere...
Yine ben Batı'nın desteğinin sürmesi durumunda Ermenilerin soykırım söylemlerinden vazgeçeceklerini sanmıyorum.
Ankara ve Bakü bu gerçekleri bilerek hareket ederse hedefe doğru çok daha kısa yoldan ve direkt olarak varabilirler.
Hedefin ne olduğunu ise elbette onlar belirleyecek...



Bu haber 963 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,904 µs