En üsttekilere bakın

23 Mayıs 2009 09:25 tsi
'Sağ gösterip sol vurmak bilinen en eski ve en etkili dövüş taktiklerinin başında gelir.'

İbrahim Kiras / Star

Ergenekon’un imdadına yetişir NATO 

Sağ gösterip sol vurmak bilinen en eski ve en etkili dövüş taktiklerinin başında gelir. Ergenekoncuların da bu taktiği temel alan bir eylem metotları olduğu aşikár. Danıştay baskını, Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması gibi eylemlerin ulusalcı-Kemalist çevrelerce işlenmesi beklenmeyeceği için karşı tarafı sıkıştırmak amacıyla gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna yansıyan Alevi cemaatinin liderlerine yönelik suikast planları da aynı amacı taşıyor olmalı.

Bu açıdan baktığınız zaman Güneydoğu’da işlenen birçok cinayet başta olmak üzere faili meçhul kalmış olan bazı eylemleri yeni baştan değerlendirmek gerekebilir.

‘Sağ gösterip sol vurma’ taktiğinin uygulandığı bir diğer alan uluslar arası irtibatlar. Amerikan karşıtlığını bayrak yapmış olan ve bu sayede kendilerine taraftar bulan birtakım zümrelerin Atlantik bağlantıları ortaya çıktıkça şaşıranlar oluyor. Oysa özellikle kritik bazı coğrafyalardaki Amerikan karşıtlığını kontrol etmenin de Amerikan politikalarından biri olduğunu epeydir biliyoruz. Amerikan karşıtlığı önlenemiyorsa kontrol altındaki grupların inhisarında olması sağlanmalı, diye düşünüyorlar. ‘Memlekete komünizm gerekiyorsa onu da biz yaparız’ diyen devletlû mantığıyla nasıl da benzeşiyor, değil mi? Bana sorarsanız, hiç de fena bir fikir değil!

Türkiye’de de Amerikan karşıtlığı konusunda en uçta olan kesimlerin ilişkilerindeki zikzakları incelerseniz ‘acaba’ diye düşünebilirsiniz.

Örnek isterseniz, MİT’çi Mehmet Eymür’ün anılarında çok ilginç örnekler bulmak mümkün. Sözgelimi ABD hesabına casusluk yaptığı tespit edilen birilerinin hangi siyasi örgütlerle ilişkili olduğunu görmek epeyce şaşırtıcı gelebilir bazılarına.

Dolayısıyla Ergenekon’la ilişkili olduğu söylenen bazı kişilerin ve grupların görünürdeki Amerikan karşıtlığını da ‘en üst kademedeki’ zevatın irtibatlarına bakarak değerlendirmek durumundayız. Alt kademedekilerin samimi inançlarının ne yazık ki sadece manipülasyon malzemesi olmaları itibarıyla kıymet-i harbiyesi vardır.

Benzetmek gibi olmasın, bunların durumu bazı gazete okurları gibidir.

Washington temsilcileri aracılığıyla Cheney’leri Ak Parti hükümeti aleyhinde ‘doldurmaya’ çalışan, bu arada neo-conların yayın organlarıyla adeta aynı ‘haber havuzunu’ kullanan gazeteleri hatırlayın.

Bütün bunlardan dolayı suçlanacak en son kişi gazetenin okurudur herhalde. Aldanmak suç olamaz.

* * *

Unutmadan ilave edilmesi gereken bir husus daha var. Bizim Ergenekon adını verdiğimiz illegal örgütlenme esas itibarıyla Soğuk Savaş dönemindeki NATO yapılanmasının döküntülerinden oluşuyor.

Anlaşılan o ki belirli bir aşamada askeri ittifakın milis unsurları kendilerine ihtiyaç kalmadığı için dağıtılmış; ama dağıtılan bu unsurlar kendi başlarına yeniden örgütlenmişler. Bu yeniden örgütlenmeyi devlet içinde bir tür paralel devlet oluşturma niyetiyle veya doğrudan darbe hazırlıklarıyla bağlantılı düşünmek gerekiyor.

Ancak ne olursa olsun NATO kontrolü altındaki bir yapının uzantılarının Amerikan karşıtlığı rolünde çok da başarılı olmalarını beklememek lazım. Çünkü bu arada eski irtibatların da yeniden örgütlendiğini düşünmek durumundayız.

Yani hattın bir ucunda hálá Washington -veya Arlington- var.

Bundan olsa gerek, Ergenekon davasının çok ileri gidemeyeceğini, belirli bir aşamada NATO’nun devreye girerek dosyanın kapanmasını sağlayacağını söyleyen, daha doğrusu bu konudaki ümitlerini ifade edenler bile oldu.

Kim bilir, vardır bir bildikleri.

Bu haber 882 defa okundu.