Bahçeli'nin liderliği tartışmaya açıldı

22 Mayıs 2009 16:45 tsi
Başbakan Erdoğan'ın ancak bir dönem daha milletvekili olabileceğini daha sonra ise tüzük gereği yeniden aday olamayacağını açıklamasıyla MHP'de de liderlik tartışması başladı...

Tayyip Erdoğan’ın AKP tüzüğüne uyarak bir dönem sonra bırakacağını açıklaması siyaset dünyasında olumlu karşılandı. Alparslan Türkeş’in tüzüğe koydurduğu hüküm gereği “aralıksız 5 kezden fazla” Genel Başkan seçilemeyeceği tartışılan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin durumu belirsizliğini koruyor. Alparslan Türkeş tarafından partide liderlik sultasına mani olmak için 09 Ekim 1994’deki kongrede yapılan değişiklikle getirilen “Aynı kişi ara vermeksizin 5 defadan fazla seçilemez” şeklindeki hüküm, 5 kez seçilmiş olan Bahçeli’nin yeniden adaylığına açıkça engel teşkil ediyor. Bahçeli’nin konuyla ilgili sessiz kalması tartışmalara engel olamıyor. AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın, zamanı geldiğinde bırakacağını açıklamasını olumlu karşıladığını belirten Samsun MHP eski Milletvekili Vedat Çınaroğlu ise, en önemli sorunun Siyasi Partiler Yasası ile, Seçim Kanunu’nda olduğunu söyledi. AB’nin Türkiye’ye her konuda baskı yaptığını ancak bu iki kanunda ses çıkarmadığını dile getiren Çınaroğlu, şunları kaydetti:

TABU HALİNE GELİYOR

“Ben AKP’nin politikalarına her zaman karşıyım. Ancak Başbakan söylemesi gerekeni söyledi. Yapılması gereken gerçekten budur. Bir siyasi partide 10 yıldan fazla genel başkanlık yapan kişi tabu haline geliyor. Bundan sonra ise partinin temel amacı olan iktidar olma düşüncesi zora giriyor. Daha doğrusu konjonktüre bağlı hale geliyor. Partiler iktidar olabilmek için konjonktürün kendisine dönmesini bekliyor. Oysa genel başkanlar değişse o zaman partilerin iktidar olma şansı daha da artıyor”
 
1969 YILINDAN BERİ
 
Bugün MHP’nin sıkıntısının da bundan kaynaklandığını anlatan Çınaroğlu, “MHP Türk milliyetçiliği ideolojisine inanmış insanların partisi. Ama iktidar olabilmek için 1969 yılından beri konjonktür bekliyor. MHP misyonunu iyi özümsemiş, vizyonu geniş bir genel başkanla rahatlıkla iktidar olabilecektir. Bunu Türk milliyetçiliği ideolojisine inanan insanlar istiyor. Ancak sadece MHP’de değil, diğer partilerde de gençlerin siyasete girmesi, demokrasi gibi kavramlar genel başkanın anlayışına bağlı. Bu nedenle bu konular partilerimizde yavaş işliyor. Bu işin önünü mevcut ortamda açacak olan yine genel başkanlardır. Çünkü siyasal partiler kanunu ve seçim kanunu onlara yetki veriyor. Bu iki kanunun mutlaka değişmesi gerekiyor.” dedi.
 
GÜZEL: LİDERLİK PROBLEMİ VAR
 
Deneyimli siyasetçi Hasan Celal Güzel, ilk kez kendi kurduğu partinin tüzüğünde yer alan “liderlikte süre kısıtlaması” hükmü ile ilgili olarak “Türkiye’de siyasetin en büyük probleminin liderlik olduğunu, liderlerin tam hakim olduklarını, grup çalışmasını yapamadıklarını bu yüzden de Türkiye’nin çok şey kaybettiğini düşündüğüm için böyle bir girişime ihtiyaç duydum” yorumunu yaptı. Hasan Celal Güzel, kendi parti tüzüğünde “Lider iki dönemden sonra yeniden seçilemez” hükmünün yer aldığını hatırlatarak “Bunu yaparken, liderlerin seçilmesi konusunda sınırlama getirilirse, herkesin kendi döneminde en iyi şekilde çalışıp daha sonra ayrılmasının uygun olacağını düşündük. Hatta diğer partiler için bir zorlamaya bile sebep olabilirdik. Bu sistem oturduktan sonra, meclisteki yıllanmış liderler çok sempatik bakmadı tabii. Ama ben kendimi de ortaya koyarak ilerlemiştim. Yeni bir siyasi parti kuruyordum. Benim partimin de şahsileşmesi, lider partisi olma tehlikesi çok fazlaydı. Ben hep arkadaşlarıma söylerdim. İlk seçilme dışında, iki tane hakkım vardı. Ben aslında sadece bir defalığına seçilmekten yanaydım, ancak parti dağılır endişesiyle arkadaşlarım kabul etmemişti” diye konuştu.

 
HATIRLATMASI İLGİ ÇEKİCİ

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Liderliği bırakacağım” açıklamasını son derece müspet karşıladığını söyleyen Hasan Celal Güzel şunları kaydetti: “Türkiye’nin siyasi konjonktürü buna müsait olmak durumundadır. Türkiye’de demokratik rejim ne yazık ki tam yerine oturmamıştır. Eğer Erdoğan’ın yeniden seçilmesi sırasında siyasi konjonktürde bir değişiklik olursa belki liderliği bırakma konusunda erteleme olabilir, ama bu bir defaya mahsus olmalı. Aksi taktirde usul haline gelir. Kişiler yıllar yılı liderlik makamında otururlar. Erdoğan’ın önünde altı yedi sene varken bunu hatırlatması da son derce ilgi çekici. Kendisinin sonuna kadar lider olarak devam etmeyeceğini söylüyor. Bu da parti içinde demokratik rekabeti oluşturacaktır.
 
GEREKTİĞİ ZAMAN GİTMELİ
 
Güzel, Erdoğan’ın bu mesajının diğer siyasi partileri etkileyip etkilemeyeceği yönündeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı: ”Her partinin kendi tüzüğüne göre kaideleri var. Ama politikada uzun süre bulundum. Tecrübeli olduğum söylenebilir. Türkiye politikasında, hangi lider olursa olsun vazifesini yapmalı ve daha sonra da gitmesi gerektiği zaman da gitmelidir. Bir lider değişikliği, o partiye hava ve heyecan getirmeli, puanını artırmalı. Lider değişikliği neticesinde partilerde küslük meydana gelirse kötü olur.
 
YENİ ÇAĞ

Bu haber 730 defa okundu.