En Sıcak Konular

CHP, Alman'da kusur düşünemiyor

22 Mayıs 2009 13:00 tsi
Deniz Feneri e.V Davası'nda adli yardım yoluyla istenen belgelerin bir kısmının Alman makamlarınca eksik gönderilmesi üzerine Atilla Kart, Almanların hata yapacağına inanmadığını söyledi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu'nun, Deniz Feneri e.V Davası'nda adli yardım yoluyla istenen belgelerin bir kısmının gönderilmediğine ilişkin sözlerini, ''Böylesine önemli, davanın esasını oluşturan delillerin, Alman mercilerince gönderilmemiş olabileceğini tasavvur edemiyorum'' diye değerlendirdi.

Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Deniz Feneri e.V davasında sanıkların, Türkiye'deki asıl karar vericilerin talimatıyla, 2002-2007 yılları arasında 42 milyon avro topladığını, 17 milyon avronun kuryeler aracılığıyla Zekeriya Karaman'a ulaştırıldığını, 8 milyon avronun Türkiye'deki Deniz Feneri'ne havale edildiğini belirtti. Kart, resmi muhasebe kayıtları ile yasa dışı muhasebe kayıtları arasında 11,7 milyon avro fark tespit edildiğini söyledi.

CHP'li Kart, Hükümetin bu derneğe, uluslararası meşruiyet ve etkinlik kazandırma girişimi içinde olduğunu, yolsuzlukla mücadelede uluslararası alanda misyon verilmeye çalışıldığını öne sürdü.

Türk Ceza Kanunundaki ''fiilin tamamen veya kısmen Türkiye'de işlenmesi ve sonucun Türkiye'de gerçekleşmesi halinde, suçun Türkiye'de işlenmiş sayılacağına'' ilişkin hükme işaret eden Kart, ''Almanya'daki hükümlüler Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş'in, Türkiye'de yeniden yargılanmaları yasal bir zorunluluktur. Cumhuriyet savcılıklarının şimdiye kadar resen bu soruşturma sürecini başlatmaları, en başta Kanal 7 ve Deniz Feneri Derneğiyle bağlantılı şirketlerin kayıtlarına ve delillere el koymaları gerekirken; delillerin karartılmasına, şirketlerin içinin boşaltılmasına göz yumulması, hukuki ve siyasi anlamda bir skandaldır. Ankara ve İstanbul cumhuriyet başsavcıları neyi bekliyorsunuz?'' diye sordu.


-''DELİLLERE MÜDAHALE''-


 Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, RTÜK Başkanı Zahid Akman'dan görevinden ayrılmasını istemesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kart, Arınç'ın bu açıklamasının basın tarafından, yolsuzlukla mücadele adına çok büyük girişim olarak sunulmaya çalışıldığını savundu.

 Eş, dost, ahbap ilişkisinden değil, devlet yönetiminden, organize yolsuzluktan söz ettiklerini dile getiren Kart, ''Hükümet olarak, yolsuzlukların üzerine gitmekte samimi, siyaseten dürüstseniz, delillerin karartılmasına, müdahale edilmesine göz yummamanız gerekir. Soruşturma iznini hemen verip, görevden geçici uzaklaştırma dahil olmak üzere gereğini yapmanız, yasal süreci başlatmanız gerekirken, bu aşamada bile Sayın Akman'ın lütufuna dayanarak, böyle bir sürecin başlatıldığını ifade etmek; tam bir aczdir, itiraftır'' diye konuştu.

Kart, olayın, ''yumuşak bir geçişle zamana yayılmak istendiğini'' ileri sürerek, Arınç'ın açıklamasını ''ciddiye almanın ve inandırıcı kabul etmenin mümkün olmadığını'' savundu.

Arınç'ın, ''Deniz Feneri Derneğinin kayıtlarını inceledim, yasa dışı bir şey yok'' dediğini ifade eden Kart, bundan daha ''vahim'' bir açıklama olamayacağını öne sürdü. Kart, bu açıklamanın, ''delillere, yargılamaya ve yargı mercilerine müdahale'' olduğunu iddia etti.

 ''Sen Hükümet, başbakan yardımcısı, bakan ve kişisel olarak, o kayıtları nasıl incelersin, bunun üzerine nasıl hüküm kurarsın?'' diye soran Kart, ''Maddi gerçeğin ortaya çıkmasında samimiyseniz, teftiş kurullarını devreye sokarsınız, RTÜK Başkanı'nın malvarlığına yönelik, adli süreci beklemeden, idari süreci başlatırsınız. Bunları neden başlatmıyorsunuz?'' dedi.

-''GÖNDERİLMEMİŞ OLMASINI TASAVVUR EDEMİYORUM''-

Kart, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'nın dün yaptığı açıklamada, Deniz Feneri e.V davasında eksik belgelerden söz ettiğini anımsatarak, bunların arasında, Alman mahkemesinin kararına esas alınan, sahteliği sabit makbuzların ve para trafiğini gösteren belgelerin bulunduğunu savundu.

CHP'Li Atilla Kart, davanın en önemli delillerinin bunlar olduğunu dile getirerek, ''Böylesine önemli, davanın esasını oluşturan delillerin, Alman mercilerince gönderilmemiş olabileceğini tasavvur edemiyorum. Kamuoyuna mal olan bir dosya, o dosyadaki, hükümdeki temel dayanakların, belgelerin gönderilmemiş olmasına ihtimal veremiyorum. Soruşturmayı sürdüren cumhuriyet savcılarının, mesleki özen ve duyarlılıkta olduğuna inanıyorum. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcısı için aynı şeyi söyleyemiyorum'' görüşünü dile getirdi.

aa



Bu haber 565 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,355 µs