Hizbullah'ı ben kurmadım | " /> Hizbullah'ı ben kurmadım | "/>

En Sıcak Konular

Ekinci: Hizbullah'ı ben kurmadım

20 Mayıs 2009 15:37 tsi
Ekinci: Hizbullah'ı ben kurmadım Hizbullahın kurucusu olmakla suçlanan Abdulvahap Ekinci, 29 yıl aradan sonra ilk kez konuştu. Örgütün kuruluşuyla ilgili bilinenleri ters yüz eden açıklamalar yaptı.

Devletin güvenlik birimleri tarafından hazırlanan raporlarda Hizbullah’ın temellerinin Vahdet Kitapevi’nde atıldığı yazılıyor. Resmi raporların yanı sıra Hizbullah ile ilgili yazılan onlarca kitaplarda da aynı bilgiler var. Mevcut belge ve kitaplarda Vahdet kitapevine vurgu yapılırken, sahibi Abdulvahap Ekinci’nin Vahdet Grubu’nun lideri olduğu ve Hizbullah’ın ilk nüvelerinin bu grup içinde atıldığı iddia ediliyor. Bir dönem Güneydoğu’da şiddetin tarafı olan Hizbullah’ın “Menzil” kanadının lideri Fidan Güngör’ün akıbeti tam olarak bilinmiyor. “İlim” kanadının lideri Hüseyin Velioğlu ise öldürüldü. Ancak Vahdet Grubu’nun liderinin ne yaptığı, nerede olduğuna ilişkin basında pek bir şey çıkmadı. Hizbullah’ın Güneydoğu’da sivil toplum kuruluşlarıyla tekrar dirilmesi üzerine Ekinci’yi aradık ve İstanbul’da bulduk. Ekinci, 29 yıl sonra ilk kez konuştu ve örgütün kuruluşuyla ilgili olarak kamuoyunda bilinenleri ters yüz eden açıklamalar yaptı. Ekinci, Adem Demir’in sorularını cevapladı. Söyleşiden bölümler:

- Birkaç cümleyle Abdulvahap Ekinci’nin kim olduğunu anlatır mısınız?

1961 Mardin Kızıltepe doğumluyum. Bölgede tanınan bir mollanın evladıyım. İlkokulu Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde tamamladım. Ortaokul eğitimimi dışarıdan İmam Hatip Okulunu bitirerek tamamladım. 18 yaşındayken hocalık yapma konusunda icazet aldım. Kısa bir süre Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kadrolu imam olarak çalıştım, sonra istifa ettim. Mesleğimle ilgili olabileceğini düşünerek kitap kırtasiye işi yaptım. 1986 yılında medrese kurdum ve gençlere ders vermeye başladım.

- Medreseyi nasıl açtığınız ve gelenlere ne tür eğitim veriyordunuz?

Bir caminin bünyesinde, o dönemin müftülüğünden izin alarak açtım. Yedi Kardeşler Camisi’ne gelen talebelere klasik medrese eğitime göre; Kur’an-ı Kerim, Arapça, Fıkıh, Hadis ve Kelam dersleri veriyordum. Buradaki faaliyetlerimin dışında bir de açtığım kitapevinde; dini kitaplar satıyordum.

- Vahdet Kitapevi… Sevenleriniz açısından buluşma adres oldu mu?

Kitapevimin ismi oydu. Çünkü birliğe çok önem veren birisiyim. Orası bir ticarethaneydi. Tanıdığım, tanımadığım pek çok kişi gelirdi. O tarihlerde Diyarbakır’da çok fazla kitapevi yoktu. Fikri anlamda bir birliktelik oldu mu derseniz. Tabi ki oldu. Memlekette genç yaşına rağmen tanınan bilinen bir kişiydim. Düşünce anlamında ise bir tek fikrim var. O da: İslam. Dinimin emir ve yasakları nelerse onlara göre yaşamaya çalıştım.

- Etrafınızda bir grup oluştu ve bunun adına da Vahdet Grubu denildi değil mi?

Kitapeviyle ilgili faaliyetlerim, 1991 yılına kadar devam etti. Örgütlü ve organizeli bir yapıdan bahsediyorsanız bu kesinlikle oluşmadı. İslami yani dini ve fıkhı soru soranlar olurdu. 1979 İran İslam devriminden sonra bizim bölgemizdeki bazı şahsiyetler ve gruplar arasında İrancılık diye bir akım oluştu. Ancak ben hiçbir zaman İrancı olmadım. Hayatımda bir kere bile olsun İran’a gitmişliğim yoktur.
 
- O zaman niye sizden Vahdet Kitapevinde Hizbullah’ın tohumlarını atan ve örgütü kuran kişi diye bahsediliyor?
 
Bilgiler doğru değil. İlim ya da Menzil kitapevleri Vahdet Kitapevi’nden doğmadı. Bunların başındaki kişilerde benden etkilenerek örgüt kurmadılar. Bahsettiğiniz gibi Hizbullah ile ilgili yazılan raporlarda ve kitapların hepsinden ismimden ve kurmuş olduğum Vahdet Kitapevi’nden bahsediliyor. Bende bu bilgileri sonra öğrendim. Vahdet Kitapevi, İlim ve Menzil’den sonra açıldı. Bunu öğrenmek de çok zor değil. Maliyenin kayıtlarına bakıldığında hangisinin önce açıldığı öğrenilecektir.
 
- Hüseyin Velioğlu ve Fidan Güngör ile bir araya geldiniz mi?
Onlarla bir araya gelmedik. Üstelik onların ilk ortaya çıkışı ile bugünkü zamanı göz önünde bulundurduğumuzda arada 30 sene geçmiş. Ayrıca ben de Diyarbakır’daki fitne, fesat, çatışma ortamından 1992 yılından çıktım. Savunduğum düşünce, bir örgüte, bir organizasyona özel sayılabilecek bir davetiye değildir. İsimlerini söylediğiniz kişilerle de özel bir görüşmemiz hiç olmadı. Bu organizasyonlar arasında birliği sağlamak için de bir çabam olmadı. Bu amaçla da Velioğlu ve Güngör ile bir araya gelmedim. - Sizi, Velioğlu ve Göngör’ü tanıyanlar, bir araya geldiğiniz söylüyorlar.

Hüseyin Velioğlu ile oturup özel sohbet etmişliğim yoktur. Ancak o dönemlerde Diyarbakır küçüktü. Herkes birbirini tanırdı. Ben de en çok üç defa kendisini görmüşümdür. Fidan Güngör ile de karşılaşmışımdır. Ancak ısrarla söylüyorum her ikisiyle de özel bir diyalogum hiç olmadı.
 
- Hangi dönemlerde görüştünüz?

Menzil Kitapevi, Diyarbakır’ın en eski kitapevlerinde bir tanesiydi. Kitap almak için birkaç defa Menzil kitapevine gittim. Orada Güngör ile karşılaştım. İlim Kitapevi’ne de birkaç defa gitmişliğim olmuştur. Çünkü, o dönemde dini kitap ticareti yapıyorduk. Bizde bulunmayan kitapları orada buradan tedarik edip satıyorduk. Bu gidip gelmelerde karşılaştık.

- İstihbarat birimleri tarafından hazırlanan raporlarda ve Hizbullah’ı konu alan tüm kitaplarda söz konusu örgütün ilk kurucusunun siz olduğunun yer almasına ne diyorsunuz?

 
Doğru… Kitaplarda öyle şeyler yazılıyor. Raporlarda da aynı ifadeler var. Davet Eğitim ve Kültür Vakfı adındaki bir vakfın yönetim kurulu üyesi oldum. Vahdet Dergisi’nde de yazdım. Raporlarda çok yanlış ifadeler de var. Mesela babamın ismi Molla Yasin Ekinci olarak geçiyor. Doğru değil. O örgütle ilgim yok. Menzil ve İlim kitapevleri benden kopmadı. Yaş itibarıyla da hem Hüseyin Velioğlu hem de Fidan Güngör benden büyükler.
 
- Madem ki hiç ilginiz yok. Adınızın geçtiği raporlara ve kitaplardaki ifadelere neden itiraz etmediniz?
 
Doğrusu ben buna ihtiyaç duymadım. 1979’dan bu yana hiçbir gizli saklım olmadı. Yanlışa isyan etmişimdir. Ancak bu yanlışı tashih edin desem ne olacak?
 
- Örgüte yönelik operasyonlar çerçevesinde hiç ifadenize başvuruldu mu?
 
Devletin hiçbir güvenlik kurumu tarafından ifademe başvurulmadı. Şimdiye kadar da hiçbir gazeteci bu Vahdet Kitapevi neyin nesidir. Abdulvahap Ekinci kimdir? Diye sormadı. İsminin o raporlara nasıl girdiğine bilemem. Tabi İstihbarat birimlerinin görevi, yasalara aykırı faaliyet gösteren kişi ve grupları tespit etmektir. Eğer o raporlarda kast edilen ben isem şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: İstihbarat birimleri görevlerini layıkıyla yapmamış.
 
- Şiddetle ilginiz yoksa, kurulu düzeninizi bırakıp niye bölgeyi terk ettiniz?
 
Bölgeden ayrılan tek insan değilim ki. Bildiğim kadarıyla çok kişi o dönemki kargaşadan dolayı memleketini terk etti. 1980 ile 1992’li yıllarda bölgede şiddet hâkimdi. PKK terör örgütünün, halka ve özellikle dini hassasiyeti olan insanlara baskısı yaygındı. Faili meçhul cinayetler işleniyordu. Bölgede potansiyel bir tehdit vardı. Tanın insanlar ister istemez kendilerini tehdit altında hissediyorlardı. Ben de orada bilinen ve tanınan bir insandım. Hizmet yapan biriydim. İlmimizle ön plana çıktığımız için zaman zaman bize sorular sorulur ve fetva vermemiz istenirdi. Örneğin, İslam’da şiddetin olup olmadığı konusunda bir soru sorulduğunda hep; İslam’da terör yoktur, İslam şiddete müsaade etmez derdim. Verdiğim cevapların birilerini rahatsız etmiş olabileceğini hep düşünürdüm. Şiddet ortamının baskısıyla bölgeyi terk ederek İstanbul’a taşındım.
 
 - Şu anda Saadet Partisi’nde siyaset yapıyormuşsunuz.


İstanbul’a geldikten sonra bil fiil milli görüş partilerinde görev aldım. Ve memleketin maddi ve manevi kalkınması için siyasi çalışmaları hala yapmaktayım. 

- Partide Oğuzhan Asiltürk’e yakınlığınız nedeniyle size “derin adam” gözüyle bakılıyormuş. Bunun böyle olmasının geçmişinizle ilgisi var mı?

Kesinlikle hayır. Bu iddia bizim “Mlli Görüş” anlayışımıza ve geleneğimize aykırıdır. Biz aldığımız terbiye ve eğitim çerçevesinde başta milli görüş lideri Erbakan hocamız olmak üzere Oğuzhan Asiltürk gibi, Şevket Kazan gibi büyüklerimize saygım sonsuzdur. Milli görüş hareketinde şunun ve bunun kanadı diye bir şey olamaz.

8 sütun



Bu haber 6,939 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,741 µs