Bu da Baykal'ın çözüm paketi!

18 Mayıs 2009 18:38 tsi
Son zamanlarda Kürt sorunu konulu tartışmalar arttı. Ana muhalefet partisi olarak CHP ve Baykal’ın bu konuda görüşü yok mu sandınız? Baykal’a göre Kürt sorunu 4 maddelik bir planla çözülür… Şaka değil: En azından Baykal son derece ciddi.

CNNTurk’te Fikret Bila ve Murat Yetkin’in hazırlayıp sunduğu ‘Ankara Kulisi’ adlı programa katılan CHP lideri Deniz Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Baykal’ın değerlendirmelerinin hepsi yakından bakmaya değer. Yeni bir şey söylediğinden veya son zamanların revaçta deyişiyle “açılım” yaptığı için değil. Türkiye’deki ustalığını Süleyman Demirel’in yaptığı çok şey söyleyip hiçbir şey söylememe “sanatının” bir versiyonu olarak ifade ettiği “örnek” mana için… Ama Baykal’ın Kürt sorunu konusunda söyledikleri, konunun önemi ve sıcaklığı bakımından yakından ele almayı kesinlikle hak ediyor.

Malum, son zamanlarda Kürt sorunu uzun zamandır olmadığı kadar tartışılan bir konu. Ve hem de bu tartışmalar meselenin “çözüm” yollarına ilişkin. Cumhurbaşkanı Gül’ün de “sevindirici gelişmeler olacak” diyerek bu yöndeki tartışmaların hararetlenmesine katkıda bulunduğu Kürt sorunu konulu tartışmalar için ana muhalefet partisi lideri sıfatıyla sayın Baykal’ın da söyleyecekleri olmalı elbet.

Baykal’ın tarz ve mantalitesine artık iyice aşinayız. Tartışmalara yapıcı bir katkıda bulunmak mı? Ne gezer!

Baykal önce eleştiriyor, komplo teorisini çağrıştıracak cümleler kurarak:

“(Kürt sorunu) Son dönemde birbirinden çok da kopuk olmadan belli bir planlama ile gündeme getirildi. Birden bire bu sorunun çözülmesi yönünde adımların atılması gerektiği belirtildi. Bu konuda ciddi gayret gösterildi. Cumhurbaşkanı Gül de bu konuda beklenti içinde. Kürt sorunu konusunda olumlu bir izlenim verilmek isteniyor. Tarihi fırsat deniyor, ama ne olduğu açıklanmıyor. Bir zemin yaratılmaya çalışılıyor. Bir bekleyiş yaratıldı. Ama bir taraftan da mayınlar patlıyor, cenazeler kalkıyor. Türkiye'ye yönelik dışarıdan bir talep var. Birileri ‘harekete geçin’ demiş durumda”.

“Birileri” ne demiştir veya dememiştir bilemiyoruz, ama orta yerde yıllarca acı üreten bu sorunun çözümüne yönelik bir gayret içerisine girmek için illa birilerinin “düğmemize” basması mı gerekiyor? Mesela kaybettiğimiz insanlarımız yeterli bir gerekçe değil mi?

“Birileri” üslubuyla eleştiri veya muhalefet yapmanın sorunun doğru tartışılmasına, çözümüne hiçbir katkısı yok. Zaten Baykal’ın böyle bir kaygı ve sorumluluk duyup duymadığı hayli tartışılır.

Tartışmaların “gözde” konularından biri af konusu. Af konusunda Baykal’ın tavrı son derece net: Olmaz!  "Türkiye'ye yeniden bir af getirilmek isteniyorsa, af terörle mücadelenin yöntemi değildir. Af, terörün gündemden düştüğü bir ortamda gündeme getirilebilir. Kandil'den getirilen röportajda terörün bitmesine yönelik mesaj yok. Silahların geride kalması yönünde bir mesaj yok. Türkiye'nin af konusunu gündeme getirmemesi lazım. Bazı çözüm önerileri konuşuluyor. Bunları değerlendirirken bu öneriler Türkiye'yi ayrıştıracak mı yoksa kaynaştıracak mı? Türkiye'den herkesin etnik kimliği onun şerefidir. Etnik kimliği değiştirmeye yönelik politika kabul edilemez. Benim anladığım devlet etnik kördür”.

“Olmaz” diyor, peşinden de “devlet etnik kördür”, “herkesin etnik kimliği onun şerefidir” şeklindeki son bir yıl içerisinde geliştirdiği en parlak cümleleri dillendiriyor.

Cümlelerin parlaklığı bir yana, asıl önemlisi bu lafların Kürt sorunu konusunda somut ne gibi bir anlam ifade ettiği… Bu noktada hiçbir açıklık yok. Biz de sormuş olalım: “Ne mutlu Türküm diyene demeyen herkes düşmandır ve öyle de kalacaktır” tespiti hakkında sayın Baykal’ın görüşü nedir acaba?

Baykal’ın çözüm paketi
Fakat sıkı durun… Baykal sadece eleştiri ve muhalefet yapmıyor. 4 maddelik bir çözüm paketi hazırlamış, onu da ilan ediyor kamuoyuna. İşte Baykal’a göre Türkiye’yi Kürt sorunundan kurtaracak 4 maddelik büyük formül:

Baykal birinci maddeyi, "Bütünleştirici çözüm ararken Türkiye'deki kamu zihniyetinin değişmesi gerekir. Yargısı, polisi dahil. Çözümlerden bir tanesi bu" olarak açıkladı.

İkinci madde "Bölgede fırsat eşitliğinin yaratılması gerekir. Eğitim, sağlık, kalkınma gibi. Eğitimi ele alırsak oradaki eğitimli çocuklara devletin bütün kapılarının açılacağı bir güvence sistemini kurmak gerekiyor".

TRT Şeş yayınına değinen Baykal, üçüncü maddeyi ise özgürlükler kapsamında ele aldı. "TRT Şeş yayınının devlet eliyle yapılması doğru değil, bölgede serbestçe RTÜK düzeni içinde özel yayınlar yapılabilir. Bunun içi pozitif ayrımcılık da yapılabilir. Vergi kolaylığı yapılabilir. Herkesin kendi etnik kimliğini kullanması için fırsatlar verilsin. Bunun özgürlük anlayışı içerisinde yapılması gerekir. Vatandaş etnik kimliğini yaşama özgürlüğüne sahip olması gerekir" dedi.

Baykal’ın paketinin dördüncü maddesini ise “ekonomik açılımlar yapmak” oluşturuyor.

“Kamu zihniyeti değişsin”… Bu yıllardır söylenegelen bir şey. “Yeni” ve “öneri” olarak adlandırılmayı hak etmiyor. “Bölgede fırsat eşitliği sağlansın”… Bunun için de aynı şey geçerli. “Özgürlükler” konusunda ise Baykal, “yeni” denilebilecek bir şey söylüyor: Devlet Kürtçe yayın yapmasın. “Ekonomik açılımlar, yatırımlar yapmak” da yeni bir öneri değil. Yıllardır Doğu ve Güneydoğu Anadolu için açılan ekonomik paketlerin sayısını unuttuk…

Deniz Baykal, meselenin “siyasi” boyutu için ise, hiçbir şey demiyor. Atılan adımlara karşı çıkmak, düşünülen adımlara muhalefet etmekten başka…

Mesela yeni anayasa yapmak konusu… Baykal’ın bu konuyla ilgili söz konusu programdaki görüşleri şöyle: "Bu Anayasa'yı kim istiyor? Belli değil. Kim, Anayasa'yı niçin değiştirmek istiyor?"

Baykal’ın bu sorularını ciddiye alıp cevap vermek mi, ciddiye almaya değmez deyip kaale almamak mı… hangi seçenek doğru, karar veremedik doğrusu…

Ama görünen o ki, Baykal ve Baykal’lı CHP, siyasette “takoz” rolünden kolay kolay vazgeçmeyecek…

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 743 defa okundu.