En Sıcak Konular

Yüksek faiz inadı tefeciye yaradı

18 Mayıs 2009 11:52 tsi
Bankalar faiz oranlarını aşağı çekmemekte, kredi vermemekte diretiyor; fırsatı kaçırmayan tefeciler ise bayram yapıyor.

Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu'nun, Cuma günü faiz oranlarını 50 puan daha indirmesi gözleri yeniden bankalar üzerine çevirdi. MB'nin kriz süresinde radikal kararlarla peş peşe faiz oranlarını indirmesine rağmen, başta kamu bankaları olmak üzere Türk bankaları faiz oranlarını aşağı çekmemekte ve kredi vermemekte diretiyor.

SANAYİCİLER ZOR DURUMDA

Geçtiğimiz hafta 3. çeyrek bilançolarını açıklayan bankalar krize rağmen kârlılıkta birbiriyle yarışırken, diğer tarafta kredi bulamadığı için tefecilerin kucağına düşen binlerce işadamı, esnaf ve tüccar iflasın eşiğine geldi. Bankaların katı tutumu iş dünyasından tepki çekerken, görüşlerini almak istediğimiz banka yöneticileri bu konuda açıklama yapmaktan kaçındı.

Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini sürdürmesine karşın, özel ve kamu bankalarının kredi faizlerinin düşürülmesi taleplerine yönelik sessiz tavrı, iş çevrelerince merakla izleniyor. Bu tavrı iyi tahlil edebilmek için krizin Türkiye'yi etkilediği ekim 2008'den bugüne bankaların verilerindeki değişikliklere baktık.

KREDİ VERMEDİ KÂRDAN OLDU

2009'un ilk üç ayında bankacılık sektörünün toplam kârı 5.2 milyar lira olurken, bunun 2.7 milyar lirası özel yerli bankaları, 1.7 milyar lirası kamu bankaları, 820 milyon lirası da yabancı bankalar tarafından gerçekleştirildi.

Bankaların ilk üç ayda kullandırdıkları mevduat ve kredi rakamlarına bakıldığında, kredi hacmi yabancı para dahil 366 milyar lira iken, bunun 198 milyar lirası özel yerli bankalar, 96 milyar lirası (mevduatın % 59'u) kamu bankaları, 73 milyar lirası (mevduatın % 101'i) yabancı bankalar tarafından kullandırıldı. İlk 3 ayda kamu bankalarının topladığı mevduat yabancı para dahil 163 milyar lira iken, yabancı bankaların mevduatının 72 milyar lira olduğu dikkate alındığında yabancıların kredi verme oranında kamu bankalarını sollaması dikkat çekiyor.

PARALAR KAMUDA BİRİKTİ

Merkez Bankası verilerine göre kamu bankalarının yabancı para hariç topladığı mevduat 26 Ekim itibari ile 111.3 milyar lira düzeyindeyken, 1 Mayıs itibariyle 120.1 milyar liraya yükseldi. Bunun 7.4 milyar lirası vadeli mevduattan geldi. Kamu bankaları 6 aylık süre zarfında mevduatlarını yüzde 7,9 oranında artırmayı başardı. Aynı sürede özel bankalar mevduatı 109,4 milyar liradan 114,2 milyar liraya çıkardı. Yani sadece 4,8 milyar liralık artış oldu.

PARALARI TAHVİLE YATIRDILAR

Küresel krizde bankaların reel sektöre kredi vermek yerine paraları devlet kağıtlarına yatırdıkları şikayetleri artıyordu. Kamu bankaları 26 Ekim 2008'den 1 Mayıs 2009'a kadar geçen sürede 25,1 milyar lira olan menkul varlıklarını iki katından fazla artırarak 67,2 milyar liraya yükseltti.

DEVLET FAİZCİ OLDU

Özel mevduat bankaları ise aynı dönemde vadeye kadar elde tutacakları menkul varlıkları 16,4 milyar liradan 41,3 milyar liraya artırdı. Bu artışın bir kısmı BDDK'nın tebliğ değişikliği ile değerleme farkından kaynaklanmış olsa da artış çok büyük bir oranı ifade ediyor.

BDDK'nın değerleme düzenlemesinden sonra özel bankaların menkul değer varlıkları nerede ise aynı kalırken kamu bankalarının menkul kıymet yatırımlarının artarak sürmesi ilginç bulundu.


Gerekçeleri mevduat maliyeti

Kamu bankaları kredi faiz oranlarındaki yüksekliğe gerekçe olarak, topladıkları mevduatın oluşturduğu maliyeti gösterirken, 'faizler neden düşmüyor' sorusunu yönelttiğimiz özel bankaların çoğundan ses çıkmadı

Yeni Şafak'ın manşetten verdiği, bankaların mevduat faizini düşük, kredi faizini ise yüksek tuttuğuna ilişkin, "Yiyos, İçiyos Kredi Vermiyos" başlıklı haberinin ardından 'kamu bankaları neden kredi faizlerii düşürmüyor' sorusuna cevap aradık. Ziraat Bankası yetkilileri, mevduat faizlerinin yüksekliğini gerekçe gösterirken, Vakıflar Bankası yetkilileri, "Bizi bu sorularınızı yanıtlamak konusunda mazur görün" yanıtını verdi.

Bankacılık sektörünün yıllık ortalama yüzde 9-11 faiz oranı ile mevduat toplayıp, yaşanılan ekonomik krizde işletmelere yüzde 30'a ulaşan kredi faizleriyle para satmalarına yönelik eleştiriler, iyiden iyiye sinirleri geriyor.

Bu kapsamda "kredi faiz oranlarını kamu bankaları neden düşüremiyor" şeklindeki Yeni Şafak'ın sorularına üç kamu bankasından sadece biri yanıt verdi. Halk Bankası, haber yayına hazırlanana kadar geri dönmezken, Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü sorularımızı, çalıştığı iletişim firması üzerinden yanıtladı. Banka, "Bizi bu sorularınız konusunda mazur görün" dedi.

Yeni Şafak'ın "kamu bankaları kredi faiz oranlarını neden düşüremiyor" sorusuna yalnızca Ziraat Bankası yet-kilileri yanıt verdi. Banka yetkilileri kredi faizlerinin yüksekliğinin nedenini açıklarken, toplanan mevduatın maliyetinden kaynaklandığını söylediler.

Mevduat faizlerinin ilan edildiği şekilde yüzde 11-13'ler seviyesinde olmadığını, 12-13'ler oranında bulunduğunu ifade eden yetkililer, faizlerin yüksekliği konusunda şöyle bir hesap yaptıklarını belirttiler:

"Türk Lirası'nda yüzde 6, yabancı parada yüzde 9 oranında bir karşılığı Merkez Bankası'na yatırıyoruz. Mevduatın geri istenme ihtimali karşısında toplam likiditenin yüzde 10'luk kısmını bankada tutmak zorundayız. Bunların yarattığı bir maliyet var. Bir de BDDK'nın da açıkladığı gibi ortalama kredilerin geri dönmeme oranı yüzde 4.52'ler seviyesinde olduğu için bu risk oranını da verdiğiniz kredinin maliyetine eklememizden dolayı kredi faiz oranları yüksek kalıyor."

Ziraat Bankası'nın kredi faiz oranlarını da Merkez Bankası'nın indirimleri kapsamında düşürdüklerine de işaret eden yetkililer, yılın başında yüzde 28'lerde olan kredi faiz oranlarını şu anda yüzde 21 olarak uyguladıklarını kaydettiler.

Sanayici bankaları ölçüsüz faiz dayatmakla suçluyor

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, faizlere ilişkin ticari hayatlarında yaşamadıkları "ölçüsüz ve insafsız bir durumla" karşı karşıya olduklarını haykırdıklarını, bu sese kulak verilmesi gerektiğini belirtti. Koçer, kâr yarışına giren bankaların uyguladığı kredi faiz oranlarıyla ilgili sanayicilerden yoğun şikayetler aldıklarını, faiz oranlarında ölçünün kaçırıldığını öne sürdü. Bankacılık sisteminin neredeyse ikiye ayrıldığını, bir tarafta krizi daha doğru yöneten bir grup bankanın olduğunu ifade eden Koçer, diğer gruptaki bankaların ise krizi yeni krizler yaratarak kaosa dönüştüren, uyguladıkları yüksek faizlerle piyasayı kilitleyen, fırsatçı diğer bankalar ve finans kuruluşlarının bulunduğunu ileri sürdü.

Nejat Koçer, paranın kara borsacılığının yapıldığı bir dönem yaşadıklarını ifade etti.


Erken tedbir alınsa bu tablo oluşmazdı

Son günlerde eleştiri okları bankalar üze-rine yoğunlaştı. Başbakan Erdoğan, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu gibi isimler bankaların faizleri indirmesi gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. Eleştirilere cevap veren tek banka Denizbank oldu. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye'ye giren döviz miktarı yıllık bazda üçte iki azaldığı için döviz tarafta bankaların yükünün arttığını belirterek, "Miktarı sürekli azalan bir malın fiyatı nasıl düşemezse döviz kredisi faizleri de gerileyemiyor" dedi. Ateş, TL kredilerle ilgili olarak da, "Kredi faizleri MB gecelik borçlanma faizine göre daha yavaş geriliyor. Israrla anlaşılmak istenmiyor ki, bankaların kredi maliyeti sadece fonlama maliyeti değildir. Ekim ayında yüzde 3.1 olan batık kredilerin toplam kredilere oranı bugün yüzde 4.7'ye çıktı. Sorunlu krediler 2008 Ekim ayından beri yaklaşık 4 milyar TL arttı. Reel sektöre yönelik tedbirler krizin başında alınsaydı, bu oranlar daha düşük kalırdı" diye konuştu.


Yüksek faizler bugün EKK'da görüşülecek

Bu arada geçen hafta Pazartesi günü toplanan Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nda alınan karar çerçevesinde bugün (Pazartesi) yapılacak toplantıya bankalar ve özel sektör temsilcileri de çağrılacak. Toplantıda, bankacılık sektörünün işletmelere yönelik yüksek oranlı kredi faizleri konusunda çözüm aranacak. EKK olarak bu konuda müdahale yapılıp yapılmayacağı, yapılacaksa ne yönde olacağı konusu ise EKK'nın dört bakanının Bakanlar Kurulu'nda yapacakları değerlendirme sonucunda belirlenecek.


TEFECİ SAYISI 2001 KRİZİNİ BİLE GEÇTİ

Bankalardan kredi temininin zorlaştığı kriz dönemine tefeci sayısında artış gözlenirken, belgede sahtecilik suçu da yükseldi. Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire (KOM) Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bu yıl açıklanan "2008 Faaliyet Raporu" nda geçtiğimiz yıl tefecilere yönelik düzenlenen 248 operasyonda 548 kişinin yakalandığını kaydedildi. 2001 krizinde ise yakalanan tefeci sayısı 350 olarak kayda geçmişti.

HEDEF KİTLELERİ ESNAF

Diğer taraftan 548 kişinin yakalandığı tefecilik suçunun kaynağında ise kredi kanallarında yaşanan tıkanma ve artan kredi kartı harcamaları olarak gösteriliyor. Bürolarını, ticari yaşamın canlı olduğu bölgelerde açtığı bilinen tefecilerin hedef kitlesinin, borcunu ödemekte sıkıntıya düşen esnaf kesimi olduğu belirtiliyor. Banka kredisini ödeyemediği için kara listeye giren ve finansman ihtiyaçlarını karşılarken, nakit ihtiyacını karşılamak için elindeki çeki vadesinden önce kırdırmak isteyenler kişilerin, tefecilerin kapısını çaldığı bazı polis kaynaklarından edinilen bilgiler arasında. Factoring şirketlerinin 90 günden uzun çekleri bozdurma konusunda isteksiz davranması da tefecilerin kapısına götüren nedenler arasında gösteriliyor.


Borcu borçla kapatanlar tefecinin yolunu tutuyor

Raporda ayrıca, tefecilerin bireysel tüketicilere yönelmeye başladığı da ortaya çıkıyor. Raporda, "Bankalar ve kredi veren diğer kurumların faiz oranlarını düşürmesi ve kredi kartlarının uzun vadeli taksitlendirmeyi mümkün kılması sonucu, insanların tüketim alışkanlıkları da değişmekte ve çok daha fazla insanımız borçlu hale gelmektedir. İyi planlanamayan harcamaların insanlarımızı borcu borçla kapatmaya yönelmeleri, tek adres olarak kendilerine tefecileri bulmalarını sağlamıştır" bilgisine yer veriliyor.

Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde tefecilik suçu, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi olarak gösteriliyor. Bu suçu işleyenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 500 bin TL'ye kadar para cezası öngörüyor. Öte yandan raporda belgede sahtecilik suçunda da artış olduğuna dikkat çekilirken, geçen yıl yapılan 4 bin 144 operasyonda 9 bin 500 kişi yakalanarak, haklarında yasal işlem yapıldığı açıklandı.


Para üretim yerine faize

Katılım bankaları hariç mevduat bankalarının kredi dağılımına bakıldığında; 26 Ekim 2008'de kamu bankalarının kredi büyüklüğü 64,7 milyar lira iken 1 Mayıs 2009'da krediler 67,8 milyar liraya yükselmiş. Kredi artışı kamu bankalarında 3,1 milyar lira olmuş. Yani kamu bankaları krizde topladıkları yeni mevduatı dahi kredi olarak kullandırmamış. Kamu bankalarının küresel krizin en şiddetli olduğu altı ayda 8,5 milyar yeni mevduat toplayıp sadece 3,5 milyar kredi vermesi çarpık tabloyu en iyi özetleyen verilerden biri... Burada dikkat çeken noktalara bakalım: Mevduatta 120 milyar lira ile liderlikte bulunan kamu bankaları kredide 67 milyar lira ile toplam 262 milyar liralık kredi piyasasının sadece yüzde 25'ine geliyorlar.


Özel banka kredilerde frene bastı

Özel bankalar ise 127,3 milyar lira olan kredilerini 1 Mayıs 2009'da 114,2 milyar liraya geriletmiş. Yani 13,1 milyar lira kredi kesintisine gitmiş. Krizde kredi yenilememek zaten reel kesimi çok ağır yaralamış ve bu yara işsizlikte, sanayi üretim gerilemesinde veya kapasite kullanım oranının düşmesinde kendini gösteriyor.


Mevduatın yüzde 65'i kamuda

Krizin etkisini gösterdiği 6 aylık sürede toplam mevduatlar 13,5 milyar lira artış gösterirken bu yeni mevduat artışının 8,7 milyar lirası yani yüzde 65'i kamu bankalarına gitti. Aynı dönemde yabancı bankaların mevduatı ise 28,8 milyar liradan 31 milyar liraya 2,2 milyar lira artabildi.

Yeni Şafak

 



Bu haber 828 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,676 µs