Uhuletle ve suhuletle ! | " /> Uhuletle ve suhuletle ! | "/>

En Sıcak Konular

Bakü hamlesi: Uhuletle ve suhuletle !

13 Mayıs 2009 11:46 tsi
Bakü hamlesi: Uhuletle ve suhuletle ! ‘Aman’ demekte fayda var. Başbakan bugün Azerbaycan’da. İki ülke arasındaki gerginlikten faydalanmak isteyen çok kesim var. Ziyaret sırasında ‘ters’ bir cümle, ‘ters cümleyi çağıran’ provakatif girişimlere dikkat!

Başbakan Erdoğan Bakü’de. Yara saracak. Aliyev, Başbakan Rasizade ile görüşüp Parlamentoda özel bir konuşma yapacak.

Hedef açık. İki ülke arasında Ermenistan meselesi yüzünden hayli gerilen ilişkileri yumuşatmak. Kabul etmek gerekiyor ki, iki kardeş ülke arasında bugüne kadar ki en tatsız dönem yaşanıyor.

Zaman içinde bunu gidermeye yönelik zayıf adımlar atıldı ama arzu edilen tedavi sağlanamadı. Örneğin Eylül 2008’de Cumhurbaşkanı Gül’ün yaptığı ziyaret bu manada alınabilir.

Anımsanacağı gibi “maç diplomasisi” sonrası Bakü’nün gönlü alınmaya çalışılmıştı. Başbakan’ın son ziyaretinden ise daha fazla zaman geçti. 2008 Ağustos’undaydı bu ziyaret ve gündemi Gürcistan’da yaşanan savaşla ilgiliydi.

Tabii aynı durum Azeriler için de geçerli. Cumhurbaşkanı Aliyev en son 5 Kasım 2008’de Türkiye’ye geldi. Anlamlı bir zilaretti. Cumhurbaşkanı seçilmişti ve ilk resmi gezisini Ankara’ya yapıyordu.

Yine anımsanacağı gibi büyük sevgi gördü ve TBMM’de bir konuşma yaptı. Ama bundan sonra araya soğukluk girdi. Aliyev Nisan ayında  İstanbul’da yapılan Medeniyetler İttifakı toplantısına planlandığı halde gelmedi.

Elbette mesaj vardı ortada ve alındı. Belki başka ülkeler söz konusu olduğunda 6-7 ayı aşan yüzyüze temasların olmaması normal karşılanabilir. Türkiye’nin belki yıllardır görüşmediği ülkeler var ve bu büyük sorun yaratmıyor.

Ama söz konusu Azerbaycan olduğunda, dahası tüm bölge yepyeni ve stratejik süreçten/krizlerden geçerken temasın olmaması iyi olmadı. 

Zaten Azarbaycan yönetiminin de basınının da hatta kamuoyunun da reaksiyon gösterdiği konu buydu. “Neler oluyor” sorularına yanıt gelmiyordu. Gerçi Ankara iki ülkeyi ilgilendiren her bilgiyi Bakü ile paylaştığını söylüyordu ama belli ki tatmin edici değildi.

İtiraf etmek gerekir ki Türkiye’nin özellikle Azeri halkını etkileyecek, ikna edip rahatlatacak, kamuoyuna yönelik tam bir girişimi de olmadı. Yine de bu sürecin artık geride kaldığını söyleyebiliriz.

Çünkü Türkiye’nin üzerinde durduğu 24 Nisan krizi atladıldı. Çek Cumhuriyeti’nde yapılan görüşmeler de nihayete ulaştı.

Ama “atlatılması” hiç yara alınmadığı anlamına gelmiyor. Çünkü, Türkiye’nin Azerbaycan konusunda bir boşluk yaratmış olması-elbette istemeyerek-bazı kesimlerin o boşluğu doldurma girişimlerine sahne oldu.

En yalın örnek Rusya’ya ilişkin iddialarda kendini gösteriyor. Moskova’nın iki ülke arasındaki mesafenin araya girecek uygunlukta olduğuna inanması, Azerbaycan’daki kimi terör olayları ve yine bazı basın organlarının ağır eleştirileri, ülke muhalefetinin yaşanan sancıları Bakü yönetimine fatura etme arzusu dengeleri bozamasa da sallamaya başladı.

Burada ilginç bir noktayı da belirtmek lazım. Yakın zamanda Ankara hükümetinde yaşanan kabine revizyonu içinde Dışişleri koltuğunun değişikliğe uğraması da bu minvalde görüldü!

Bu iddia Ermenistan basınına ait. Onlara göre, Ali Babacan’ın yerine Ahmet Davutoğlu’nun getirilmesi Bakü ile yaşanan soğukluğun bir sonucu.

Ne denli doğru sayılır ayrı konu. Ama yeni Bakan Davutoğlu, ilk misafiri Azerbaycan’dan ağırladı. Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Azimov Ahmet Davutoğlu ile görüştü.
 
Öyle veya böyle “bugün” başka bir gün. Başbakan Erdoğan çok muhtemel ki gönül alacak. Ama bu herşey güllük gülistanlık demek değil. Bakü’de yapacağı resmi görüşmeler, mecliste yapacağı görüşmeler ve elbette Azeri medyası ile yapacağı temaslar zor geçebilir.

Hele medyanın tahrik edici, sorgulayacı hatta eleştirel yaklaşımları sinirleri gerebilir. Ancak bunları normal karşılamak gerekir. Bunun bir kısmı medyanın asal görevidir. Ama bir kısmı da gerginliği bilemek adına yapılabilir!

Türkiye bu ziyarette (ve devamında) sadece yönetimi değil Azeri halkının gönlünü kazanmaya da çalışmalı. İşin sırrı burada.

Doğal olarak ve beklendiği gibi Türkiye, Ermenistan meselesinde işgal altındaki topraklar çekilmeden sınırların açılmayacağını “net” biçimde, duymak istemeyenlerin kulağını da açacak biçimde dillendirmeli.

Ankara’nın Azerbaycan’ı asla “yalnız” bırakmayacağını da sözlerine eklemeli. Bakü bu ziyaret sonunda, Türkiye nezninde kendisinin “ayrıcalıklı” olduğunu hissetmeli. Nedeni kısa ve basit: çünkü öyle!

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,483 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,918 µs