'Anayasaya dokunmayın, yoksa...'

CHP lideri Deniz Baykal, anayasa değişikliği konusunda “takoz” olmayı sürdürecek mi?

Baykal’ın önceki gün memleketi Antalya’da gazetecilere konuyla ilgili yaptığı açıklama, CHP ve Baykal’da değişen bir şey olmadığını ortaya koyuyor.

Baykal, söz konusu açıklamasında, anayasa değişikliğinin gündeme getirilmesinin, yeni bir “siyasi gerilime” neden olacağını söyledi.

Baykal’ın şöyle devam etmişti:

''Parlamentoda her aklına esen, (Yeter çoğunluk var, şu konuyu şöyle değiştireyim) diye yola çıkarsa, ülkede siyasi kargaşa, siyasi belirsizlik kendini gösterir, istikrar çok ciddi şekilde tehdit altına girer. Anayasaya saygı göstermek, temel çerçevesini sahiplenmek, ülkenin barışı ve istikrarı açısından en temel konudur. Anayasa değiştirme sancısı içine AKP'nin girdiğini görüyoruz. Birdenbire (Parlamentoda yeterli çoğunluğum var, bu çoğunluğun ne kadar devam edeceği belli değil. Seçimler bu çoğunluğun elimde kalmayacağını gösterdi. Bir an önce parlamentodaki çoğunlukla denk getireyim parti olarak benim meselem olan bazı konuları anayasa değişikliğiyle çözüvereyim) anlayışına girdiğini görüyoruz.''

Baykal sözlerinin devamında, bu konunun gündemden düşeceğine yönelik umudunu dile getirmekten de geri durmamış…

Öyle ya, işin ucunda “gerilim”, “istikrarsızlık” varsa yeni anayasa yapmak veya anayasa değişikliği yapmak vazgeçilmesi gereken bir tercih olmalıdır…

Bu tip siyaset tarzına “şantaj” demek abartı olmasa gerek.

Niçin istikrasızlık çıkacak? AKP 2007 genel ve 2009 yerel seçimlerinde “yeni ve sivil anayasa” vadi ile seçmenlerden oy istedi, aldı. Bugüne kadar parlamentodaki çoğunluğuna vurgu yapmaksızın uzlaşma arayışı içerisinde olacağını deklare etti. En önemlisi de söz konusu olan “aklına esenin” anayasa değiştirmesi değildir. 12 Eylül’ün memur ettiği bir takım insanların hazırladığı ve hak ve özgürlüklerimizin güvencesi olmasıyla değil, onları “ama”larla budamasıyla özellik kazanan bir anayasadan bahsediyoruz…

Kuşkusuz ki bu sadece AKP’nin sorunu değildir. Hatta parlamentoda temsil edilen partilerle sınırlı bir mesele olarak da görülemez. Elbette ki meşru parlamento önemlidir, belirleyicidir, bağlayıcıdır. Ama toplumun tartışmasına ve katkılar geliştirilmesine de önem vermek gereği vardır.

Fakat bunun da öncesinde asıl mesele, görüldüğü üzere “meclis yeni anayasa yapabilir mi yapamaz mı” tartışmasında düğümlenmektedir.

CHP, “Ergenekon avukatlığı”nın yanı sıra, “darbe anayasasını savunan parti” olarak tarihimize geçecek…

www.iyibilgi.com analiz